Bilim insanları Amazon’daki altın madenciliği ile bebeklerdeki engellilik arasındaki bağı araştırıyor

Haber Girişi: 2 Kasım 2025 10:51 | Güncelleme: 2 Kasım 2025 10:52

Brezilya’daki halk sağlığı araştırmacıları, yasadışı altın madenciliğinin neden olduğu cıva kirliliği ile yerli çocuklarda artan nörolojik sorunlar ve engellilik arasındaki bağlantıyı kanıtlamaya çalışıyor. COP30’a ev sahipliği yapan eyalette yürütülen bu araştırma, Amazon’un geleceği kadar, doğmamış nesillerin sağlığını da ilgilendiriyor.

Cıva kirliliği Amazon’un kalbine işliyor

Amazon’un derinliklerinde yaşayan birçok yerli kadın, artık hamile kalmaktan korktuğunu söylüyor. Bir zamanlar yaşam kaynağı olan nehirler, şimdi kaçak altın madenciliğinin getirdiği cıva ile zehirlenmiş durumda.

Munduruku halkının önde gelen isimlerinden Alessandra Korap, “Artık anne sütü bile güvenilir değil,” diyor.

📧

Haftalık Çevre Bültenine Kaydolun

En önemli haberleri anında alın

Munduruku’nun yasadışı madenlerle çevrili Sai Cinza bölgesinde yaşayan üç yaşındaki Rany Ketlen, başını kaldıramıyor, kas spazmları yaşıyor. Ailesi ise nedenini anlamaya çalışıyor.

Bilim insanlarının yürüttüğü yeni bir çalışma, bu sorulara yanıt arıyor. İlk verilere göre, genetik testlerle açıklanamayan nörolojik rahatsızlıkları olan, çoğu çocuk en az 36 kişi tespit edildi.

Balık yemek mi, aç kalmak mı?

Rany’nin babası Rosielton Saw, babası gibi yıllardır madencilik yapıyor. Cıvanın tehlikeli olduğunu biliyor, ancak geçimlerini sağlamak zorunda olduklarını söylüyor. Haftada 30 gram kadar altın çıkarabiliyorlar — bu da ailesini zar zor geçindirmeye yetiyor.

Ancak aynı nehirden tuttukları surubim balığı, yüksek miktarda cıva biriktiriyor. Rany’nin yutma güçlüğü çekmesi nedeniyle sadece balık suyunu içebildiği belirtiliyor.

Son yıllarda bölgede benzer nörolojik sorunlar yaşayan onlarca vaka bildirildi. Fakat test ve sağlık hizmetlerine erişim yetersizliği, sorunun boyutunu netleştirmeyi zorlaştırıyor.

Yavaş ilerleyen fakat kalıcı bir kriz

Brezilya’nın önde gelen halk sağlığı enstitüsü Fiocruz tarafından desteklenen bu çok yıllık araştırma, cıva zehirlenmesiyle ilişkili nörolojik sorunları belgelemeyi amaçlıyor.
Bilim insanları, madencilerin altın parçacıklarını cıva ile bağlaması sonucu nehir sularına karışan bu maddenin, plasentalarda, anne sütünde ve çocuklarda tehlikeli seviyelere ulaştığını belirtiyor.

Munduruku liderlerinden hemşire Zildomar Munduruku, “Balık yemememizi söylüyorlar ama bu kurallara uyarsak aç kalırız,” diyerek yerli halkın çaresizliğini özetliyor.

Cıva kalıcı, zarar dönüşsüz

Bu araştırmalar sürerken, diplomatlar ve liderler önümüzdeki ay Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi COP30 için Amazon’da toplanacak. Brezilyalı yetkililer bu zirveyi, “Orman COP’u” olarak tanımlıyor ve yasadışı madenciliğe dikkat çekmeyi hedefliyor.

Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva, göreve döndüğünden bu yana binlerce madenciyi bölgeden çıkardı. Ancak uzmanlar uyarıyor:
Cıva doğada parçalanmıyor. Toprakta, suda ve havada onlarca yıl boyunca kalmaya devam edecek.

Fiocruz’tan araştırmacı Paulo Basta, “Amazon’daki altın madenciliği tamamen durdurulsa bile biriken cıva onlarca yıl orada kalacak,” diyor.

Görülmeyen bir halk sağlığı felaketi

Portrait of two lovely girls in Thai tradition dress and put beautiful flower on her ear, Taking off the lotus leaf Protect the raindrops with joyful, copy space

2021’de yapılan testlerde, Munduruku’daki 15 anneden 10’unun yüksek cıva seviyelerine sahip olduğu belirlendi. Yanomami bölgesinde ise test edilen 13 kişiden 12’sinde tehlikeli oranlar saptandı.
Mart 2025 itibarıyla, hükümetin veri tabanlarında kayıtlı 546 cıva zehirlenmesi vakasının neredeyse tamamı Fiocruz araştırmacıları tarafından belgelendi.

Basta’ya göre bu sadece “buzdağının görünen kısmı”. Cıva ile kirlenmiş olabilecek on binlerce yerli hâlâ risk altında.

Bilim insanlarının zorlu görevi: Nedenselliği kanıtlamak

Fiocruz ekibi, şu anda 176 hamile kadını ve bebeklerini takip ediyor. Amaç, cıva kirliliği ile bebeklerdeki nörolojik bozukluklar arasındaki nedensel bağı kanıtlamak.

Sai Cinza’da yapılan ölçümlerde, annelerdeki cıva seviyeleri güvenli sınırın beş katı, bebeklerde ise üç katı çıktı.
Araştırmacı Cleidiane Carvalho, “Bu cıva hastalığını aramazsanız bulamazsınız,” diyerek krizin sessizliğine dikkat çekiyor.

Ancak nedenselliği kanıtlamak kolay değil. Yerli topluluklar yetersiz sağlık hizmetlerine sahip, bulaşıcı hastalıklara açık ve genetik akrabalık oranları yüksek.
Genetikçi Fernando Kok, 36 hastanın durumunda cıvanın olası bir neden olduğunu ancak diğer faktörlerin de dışlanamayacağını söylüyor:

“Bu kusursuz bir suç, çünkü hiçbir imza bırakmıyor.”

Amazon’un çığlığı

Yasadışı altın madenciliği sadece çevreyi değil, gelecek nesillerin sağlığını da tehdit ediyor. Bilim insanları, cıvanın yol açtığı kalıcı hasarı belgelemeye çalışırken, yerli halk hâlâ yaşamak için balık yemeye, yani zehriyle yüzleşmeye devam ediyor.

Amazon’daki bu sessiz kriz, COP30’da dünya liderlerinin karşısına sadece bir çevre sorunu değil, bir insanlık sınavı olarak çıkacak.

Kaynak: Reuters

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
×