Yeni bir bilimsel değerlendirme, dünya hükümetlerinin sera gazı emisyonlarına karşı acil ve ortak adımlar atması halinde, iklim bozulmasının en kötü yıkımlarından kaçınılabileceğini ve küresel ısınmayı Paris Anlaşması’nın kilit eşiği olan 1,5°C hedefine geri çekme şansının hâlâ mevcut olduğunu ortaya koydu. Climate Analytics araştırma grubunun yayımladığı raporda, mevcut ulusal hedeflerin (NDC’ler) yetersiz olduğu belirtilerek, yenilenebilir enerjinin hızla artırılması ve ulaşım, ısıtma, sanayi gibi temel sektörlerin acilen elektriklendirilmesi çağrısı yapıldı.
Bu gelişme neden önemliydi? Küresel sıcaklıklar, 2015 Paris Anlaşması’nda belirlenen 1,5°C sınırını son iki yıldır aşmış durumdaydı. BM Çevre Programı (UNEP) raporu, mevcut ulusal planların dünyayı yaklaşık 2,3 ila 2,5°C’lik tehlikeli bir ısınmaya götürdüğünü gösteriyordu. Bu seviye, aşırı hava olaylarında büyük bir artışa ve Amazon yağmur ormanlarının çöküşü gibi geri döndürülemez dönüm noktalarının tetiklenmesine yol açabilirdi. Climate Analytics’in raporu ise, kasvetli tabloya rağmen, kararlı bir küresel yol haritasıyla ısınmanın önce 1,7°C’de zirve yapacağını, ardından yüzyılın sonuna kadar 1,5°C’nin altına düşürülebileceğini öngörerek siyasi eylem için bir umut penceresi açtı.

Siyasi başarısızlık ve dönüm noktaları riski
Climate Analytics CEO’su Bill Hare, 1,5°C’nin aşılmasını “acınası bir siyasi başarısızlık” olarak nitelendirdi ve aksi takdirde önlenebilecek hasarların ve kritik eşik risklerinin arttığını belirtti. Ancak Hare, yol haritasının, ısınmayı 2100 yılına kadar 1,5°C’nin oldukça altına düşürmenin hâlâ mümkün olduğunu gösterdiğini vurguladı.
Bilim insanları, Dünya daha fazla ısındıkça tetiklenebilecek birkaç önemli dönüm noktasına dikkat çekti. Bunlar arasında Grönland buz tabakasının erimesi ve Amazon yağmur ormanlarının bir karbon yutağından atmosfere karbon salınımı kaynağına dönüşme potansiyeli bulunuyordu. Hare, “Geri dönüşü olmayan iklim hasarları riskini ve kritik noktaların aşılmasıyla oluşacak yıkımı en aza indirmek için bu güvenlik eşiğinin üzerinde geçirdiğimiz süreyi sınırlamak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız,” diyerek zamanın kritik önemini vurguladı.
Tavsiye Edilen Haberler
-

-

-

-
İklim DeğişikliğiAvrupa Parlamentosu, 2040 iklim hedefini belirledi

Yakın tarihli bir araştırmanın, ısınan denizlerdeki mercanların beyazlaması gibi önemli bir dönüm noktasına zaten ulaşılmış olabileceğini öne sürmesi, her derecelik ısınmanın dahi büyük bir risk teşkil ettiğini gösterdi.
COP30 öncesi yetersiz ulusal planlar
Dünya liderleri, COP30 BM iklim zirvesi öncesinde Perşembe ve Cuma günü Brezilya’nın Belém şehrinde bir araya geleceklerdi. Zirvede, tüm ülkelerin Paris Anlaşması kapsamında ulusal iklim planlarını (NDC’ler) sunmaları bekleniyordu. Ancak ülkelerin yarısından azı COP30 öncesinde NDC’lerini sundu ve hazırlananların çoğu yetersiz kaldı.
UNEP’in analizi, mevcut NDC’lerin dünyayı yaklaşık 2,5°C daha sıcak hale getireceğini gösterirken, BM’ye göre bu planlar 2035 yılına kadar karbon salınımında sadece yaklaşık %10’luk bir azalmaya yol açacaktı.
Climate Analytics’e göre ise 1,7°C ile sınırlı bir ısınma için küresel emisyonların 2019 seviyelerine kıyasla:
- 2030 yılına kadar yaklaşık beşte bir oranında (yaklaşık %20) azaltılması,
- 2030’larda ise yılda %11 oranında azaltılması,
- Metan gazının ise 2035 yılına kadar %30 oranında azaltılması gerekiyordu.
Yenilenebilir enerji devrimi ve Türkiye’nin rolü
Climate Analytics’te kıdemli uzman Neil Grant, “Son beş yıl, iklim eyleminin kritik on yılında bize değerli zaman kaybettirdi,” dedi. Ancak Grant, aynı zamanda yenilenebilir enerji ve pillerde dünya çapında rekorlar kıran bir devrimin yaşandığını belirtti. Grant, “Bu rüzgarı yakalamak, temiz enerji geleceğimizi hızlandırmaya ve kaybedilen zamanı telafi etmeye yardımcı olabilir,” diyerek teknolojik ilerlemenin sunduğu fırsatlara dikkat çekti.
Bu küresel değerlendirme, Türkiye’nin iklim hedefleri için de hayati bir yol haritası sundu. Türkiye, NDC’sini revize etme sürecindeyken, Climate Analytics’in önerdiği gibi, yenilenebilir enerji kullanımını hızla artırma ve başta ulaştırma ve sanayi olmak üzere temel sektörleri elektriklendirme stratejilerine ağırlık vermeliydi. Türkiye’nin mevcut NDC’sinin yetersiz olduğu yönündeki küresel eleştiriler göz önüne alındığında, COP30 öncesi ve sonrası dönemde 2030 yılına kadar emisyon azaltım hedefini bilimsel gerekliliklere uygun olarak artırması kritik önem taşıdı. Metan gazı azaltım hedefleri, tarım ve atık yönetimi sektörlerinde yeni politikaların geliştirilmesini zorunlu kıldı.
Siyasi irade ve kaybedilen zamanın telafisi
Climate Analytics raporu, küresel ısınma risklerinin ciddiyetini bilimsel dönüm noktalarıyla birleştirirken, umudu kaybetmek için henüz çok erken olduğunu gösterdi. Temel mesaj netti: 1,5°C hedefine ulaşmak için kapı kapanmadı, ancak bu, hükümetlerin mevcut yetersiz planlarını derhal revize etmeleri ve fosil yakıtların aşamalı olarak kullanımdan kaldırılması ve elektriklendirme gibi somut eylemlere hız vermeleri koşuluna bağlıydı. COP30 zirvesi, dünya liderlerinin ya siyasi irade sergileyerek kaybedilen zamanı telafi etmeye başlayacakları ya da iklim krizinin geri döndürülemez yıkımını kabul edecekleri kritik bir dönemeçti. Başarı, sadece emisyonları azaltmakla değil, aynı zamanda atmosferdeki fazla karbondioksiti gidermek için karbon giderme teknolojilerini kullanmakla da mümkün olacaktı.
Kaynak: Climate Analytics Raporu, BM Çevre Programı (UNEP) Raporu









