New York Times yazdı: İklimle mücadele için trilyonlar nasıl toplanacak?

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen uluslararası iklim görüşmelerinin en tartışmalı konusu “para” oldu. Ne kadar? Nereden? Ne için? Savaşlar, bir pandemi ve enflasyon zengin ülkelerin, yoksul ülkelerin iklim tehlikeleriyle başa çıkmalarına yardımcı olması beklenen rezervlerini tüketmeden büyük nakit taahhütleri almak yeterince zor olacak.

İşler daha da zorlaştı. Donald Trump’ın ABD Başkanı seçilmesi, dünyanın en zengin ülkesinin bu anlaşmaya katılmayacağını neredeyse garanti ediyor. (Trump, ilk döneminde yaptığı gibi küresel iklim anlaşmasından tamamen çekileceğini söyledi).

Peki şimdi ne olacak?

Ülkelerin yenilenebilir enerjiye yatırım yapmaları ve iklim değişikliğinin tehlikelerine uyum sağlamaları için para toplamak üzere çeşitli yaratıcı fikirler dolaşıyor. Bunlar arasında vergi toplamak, borçla mücadele etmek ve uluslararası kalkınma bankalarını daha fazlasını, daha hızlı yapmaya zorlamak yer alıyor. Yeni önerilerin kendi içinde zorlu engelleri var ancak geleneksel para toplama yöntemi (şapkayı elden ele dolaştırmak ve bağışçı ülkelerden taahhütte bulunmalarını istemek) ihtiyacı karşılamakta başarısız oldu.

Paranın yaklaşık yüzde 70’i kredi olarak geldi

En son 2009 yılında bir iklim finansmanı hedefi belirlendiğinde, zengin ülkeler 2020 yılına kadar yılda 100 milyar doları harekete geçirme sözü vermişlerdi. Bu hedefe ulaşmada iki yıl geciktiler ve paranın yaklaşık yüzde 70’i kredi olarak geldi, bu da zaten ağır borçlu olan ülkeleri çileden çıkardı.

Yeni iklim finansmanı: Yılda 1 trilyon dolar

COP29 olarak bilinen Bakü iklim görüşmelerinde müzakereciler yeni bir iklim finansmanı hedefi belirlemeyi amaçlıyor. Bir uzman grubu ihtiyaç duyulan rakamın yılda 1 trilyon dolar olduğunu belirtiyor ki bu da küresel ekonominin yaklaşık yüzde 1’ine denk geliyor. Büyük bir para taahhüdü olmadan, gelişmekte olan ekonomiler iklim kirliliklerini daha hızlı bir şekilde temizleme taleplerini geri çevirebilir ve bu da sonuçta zengin ülkelerin vatandaşlarına zarar verir.

“İklim finansmanının sadaka olduğu fikrinden vazgeçelim”

BM İklim Ajansı Başkanı Simon Stiell, geçen pazartesi günü yaptığı açıklamada, “İklim finansmanının sadaka olduğu fikrinden vazgeçelim. İddialı yeni bir iklim finansmanı hedefi, en büyük ve en zenginler de dahil olmak üzere her ulusun tamamen kendi çıkarına olacaktır” dedi.

Gelişmekte olan dünyada öfke giderek artıyor. Geçen yıl düşük gelirli ülkeler sadece faiz ödemeleri için 847 milyar dolar harcayarak gelişmiş ülkelerden iklim finansmanı için aldıkları fonların çok üzerine çıktılar.

“Yatırım yapmanın yeni yollarını bulmaları gerekiyor”

Rockefeller Vakfı Başkanı Rajiv Shah, daha zengin ülkelerin “gelişmekte olan ekonomilerin yaşamları iyileştirebilecek ve iklim değişikliğinin en kötü etkilerini önleyebilecek iklim geçişlerine başlamalarına yardımcı olacak ölçekte” yatırım yapmanın yeni yollarını bulmaları gerektiğini söyledi.

Ülkelerin para arayışı seçenekleri

Ülkeler yeni para arayışındayken, masada olan seçenekler ise şöyle:

Vergilendirme: En basit formül karbon üzerine küresel bir fiyat konulması. Bu fikir bir süredir ortalıkta dolaşıyor ancak hiçbir ilerleme kaydedilemedi. Daha yeni, daha dar versiyonları da var. Birçok ada ülkesi kirli akaryakıt yakan gemilere yüzde 2 vergi uygulanmasını destekliyor.

Uluslararası Para Fonu, küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 3.5’ine katkıda bulunan denizcilik ve havacılık sektörlerine vergi uygulanmasını destekledi. BM Genel Sekreteri António Guterres, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından petrol ve gaz şirketlerinin beklenmedik karlarına vergi konulması çağrısında bulundu.

Bir de siyasi açıdan da zor olan bir öneri var: Dünya milyarderlerine yüzde 2 servet vergisi. Önerinin destekçilerinden Brezilya hükümetine göre, iklim finansmanı da dahil olmak üzere yılda 250 milyar dolara kadar gelir elde edilebilir.

Borçların hafifletilmesi: Bir salgın, bir resesyon ve giderek artan aşırı hava koşulları nedeniyle sarsılan birçok düşük ve orta gelirli ülke, temel sağlık ve eğitim hizmetleri için ödeme yapmakta zorlanacak kadar yüksek borç yüküyle karşı karşıya. Bir kuraklık ya da sel felaketine maruz kaldıklarında ise toparlanmak için daha fazla borçlanmak zorunda kalıyorlar.

Kolombiya, Fransa, Almanya ve Kenya hükümetleri tarafından yaptırılan bir uzman incelemesinin yazarları, “Yüksek ve sürdürülemez borç seviyelerinin ele alınması, herkes için yaşanabilir bir gezegenin güvence altına alınması için bir ön koşuldur” diye yazdı.

Uluslararası Para Fonu üzerinde baskı var

Küçük ölçekli de olsa bir dizi yardım tedbiri uygulanıyor. Bunlardan biri, bir ülkenin aşırı bir hava felaketinin ardından kredi ödemelerini ertelemesine olanak tanıyan bir hüküm. Dünya Bankası 10 küçük ülke için bir borç erteleme maddesi oluşturdu. Vincent ve Grenadinler bu yıl meydana gelen bir kasırganın ardından bu maddeye başvurdu. Benzer bir mekanizmanın genişletilmesi için Uluslararası Para Fonu üzerinde baskı var.

Bir de doğayı koruma karşılığında borçların hafifletilmesi var: Kalkınma bankaları daha dostane koşullarla yeni bir krediyi destekliyor. Buna karşılık ülke, Belize’nin yakın zamanda yaptığı gibi mercan resiflerini restore etmek gibi koruma veya iklim projelerini taahhüt ediyor. Bu tür anlaşmalar, gelişmekte olan ülkeler için maliyetleri yeterince azaltmadığı için eleştirilse de, kar amacı gütmeyen kuruluşlardan oluşan bir koalisyon, 100 milyar dolarlık fon yaratmak için anlaşmaları büyütmeyi hedefliyor.

“En önemli şey uzun vadeli ucuz finansman”

Kalkınma bankalarının güçlendirilmesi: Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu gibi kreditörler, hibe ve düşük faizli kredi olarak çok daha fazla para sunmaları için baskı altında. Bu da bankaların donör ülkelerinin daha fazla para vermesini gerektiriyor. Banka şu anda en yoksul ülkelere yardım dağıtmak için kullandığı para kaynağını yenilemek üzere taahhütler alıyor. En büyük bağışçılarından biri olan Amerika Birleşik Devletleri de dahil olmak üzere son on yılda katkılar azaldı. Mevcut turun nasıl sonuçlanacağı belli değil. Boston Üniversitesi’nde iklim finansmanı uzmanı olan Kevin Gallagher, “En önemli şey uzun vadeli ucuz finansman” dedi.

Uluslararası Para Fonu’nun elinde oynayabileceği başka bir kart daha var: Fon üyelerine tahsis edilen ve nakit karşılığında kullanılabilen “özel çekme hakları” adı verilen bir finansal araç. Pandeminin ardından IMF, ihtiyacı olan ülkelerin kullanılmayan fonlara başvurmasına izin verdi. Savunucular, bu rezervlerin iklim direnci için yılda en az 200 milyar dolar sağlayabileceğini söylüyor. IMF yönetim kurulu bu kadar ileri gitmeyi kabul etmedi.

Sübvansiyonları fosil yakıtlardan uzaklaştırmak

Özel yatırım: İklim Politikası İnisiyatifi tarafından yapılan bir incelemeye göre özel yatırımcılar, genellikle para getiren enerji projeleri için hükümetler ve kalkınma bankaları kadar iklim finansmanı sağlıyor. Uzmanlar, bu yatırımcıların çok daha fazla yatırım yapabileceğini ve ülkelerin, örneğin piyasalarda reform yaparak ve sübvansiyonları fosil yakıtlardan uzaklaştırarak bunu yapmalarını kolaylaştırması gerektiğini söylüyor.

Bir başka potansiyel finansman kaynağı: Ya yerel bir karbon vergisi sisteminin parçası olarak ya da gönüllü taahhütlerini yerine getirmek için kendi emisyonlarını dengelemek isteyen şirketler. Bu piyasalar sorunlu olsa da gelişmekte olan ülkelere yılda milyarlarca dolar aktarmaya devam ediyor.

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
×