Akdeniz’in doğusundaki Kıbrıs, iklim değişikliğinin etkisiyle giderek kalıcı bir sorun haline gelen kuraklıkla mücadele ediyor. Normalde sular altında kalması gereken Aziz Nikolaos Kilisesi’nin çan kulesinin tamamen açığa çıkması, adadaki su krizinin geldiği noktayı gözler önüne seriyor. Son 90 yılda yağış miktarının yaklaşık yüzde 15 azaldığı ve sıcaklıkların küresel ortalamanın iki katı arttığı adada, yetkililer çareyi tuzdan arındırma tesislerinde buluyor.
Bu gelişme neden önemli? Çünkü Kıbrıs, hem artan nüfusu hem de turizmdeki büyük patlama nedeniyle suya olan talebi karşılamakta zorlanıyor. Geleneksel su kaynakları yetersiz kalırken, bu durum adanın geleceği için radikal çözümlerin üretilmesini zorunlu kılıyor.
Tuzdan arındırma ve sürdürülebilirlik tartışmaları
1990 yılından bu yana suya olan talebin üç kat arttığı Kıbrıs’ta, 1 Eylül itibarıyla adanın rezervuarlarının doluluk oranı sadece yüzde 14,7 seviyesinde. Su geliştirme departmanından Yianna Oikonomidou, 2023 yılında su açığının 66 milyon metreküpe ulaştığını ve bu açığı kapatmak için tuzdan arındırma ve arıtılmış suyun yeniden kullanımı gibi geleneksel olmayan yöntemlere yöneldiklerini belirtiyor.
Haftalık Çevre Bültenine Kaydolun
En önemli haberleri anında alın
1997 yılında ilk kez uygulamaya konulan tuzdan arındırma, şu anda adanın içme suyu ihtiyacının yüzde 70’ini karşılıyor. Hükümet, hava koşullarına olan bağımlılığı tamamen sona erdirme hedefiyle bu tesislerin kapasitesini artırıyor. Ancak bu yaklaşım bazı eleştirileri de beraberinde getiriyor. Milletvekili Charalambos Theopemptou, tuzdan arındırmanın çok pahalı olduğunu ve tesislerden denize boşaltılan tuzlu suyun balık popülasyonuna zarar verdiğini belirtiyor.
TAVSİYE EDİLEN
Türkiye’deki kuraklık ve su yönetimi
Kıbrıs’ın yaşadığı su krizi, iklim değişikliğinin benzer etkilerini hisseden Türkiye için de önemli bir örnek teşkil ediyor. Türkiye’de de özellikle İç Anadolu, Ege ve Akdeniz bölgelerinde kuraklık tehdidi artıyor. Büyük barajlardaki doluluk oranlarının düşmesi, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi konusunda acil eylem planlarının gerekliliğini ortaya koyuyor.
Tuzdan arındırma tesisleri, Türkiye için de tartışılan bir çözüm olsa da, uzmanlar öncelikle mevcut kaynakların daha verimli kullanılmasına, su israfının önlenmesine ve toprağın su tutma kapasitesini artıracak sürdürülebilir tarım yöntemlerine odaklanılması gerektiğini vurguluyor.
Yorum
Kıbrıs’ın su krizi, iklim değişikliğinin somut bir sonucu olarak karşımızda duruyor ve bizlere su kaynaklarımızın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Tuzdan arındırma gibi teknolojik çözümlerin tek başına yeterli olmayacağı, aynı zamanda su israfını önlemeye yönelik toplumsal bir bilincin oluşturulması ve sürdürülebilir tarım uygulamalarına geçişin hızlandırılması gerektiği açıktır. Kıbrıs’ın deneyimi, su yönetiminde yaratıcı ve yenilikçi yaklaşımların artık bir tercih değil, bir zorunluluk olduğunu gösteriyor.
Kaynak: Reuters








