Türkiye, 2050’ye kadar 27 gigavat deniz üstü rüzgar enerjisine ulaşabilir

Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Yenilenebilir Enerji Başuzmanı Sean Whittaker, Türkiye’nin 2050 yılına kadar 27 gigavat deniz üstü rüzgar enerjisi kapasitesi oluşturma potansiyeline sahip olduğunu belirtti. Whittaker, bu değerlendirmesini Dünya Bankası tarafından hazırlanan “Türkiye için Deniz Üstü Rüzgar Enerjisi Yol Haritası” raporu çerçevesinde yaptı.

IFC’nin küresel deniz üstü rüzgar enerjisini destekleme programının kurucularından biri olan Whittaker, Türkiye’nin bu programa dahil edilen sekizinci ülke olduğunu belirtti. Deniz üstü rüzgar enerjisi projelerini finanse edilebilir hale getirmeyi amaçladıklarını söyleyen Whittaker, “Türkiye için hazırlanan bu yol haritası, deniz üstü rüzgar enerjisinin potansiyelini ve bu alanda karşılaşılabilecek fırsatları, zorlukları, finansman ihtiyaçlarını ortaya koyuyor” dedi.

Türkiye’nin 2050 Hedefleri: 27 Gigavat Kurulum

Yol haritasına göre Türkiye, yüksek büyüme senaryosunda 2050’ye kadar 27 gigavat deniz üstü rüzgar enerjisi kapasitesine ulaşabilir. Düşük büyüme senaryosunda ise bu kapasite 16 gigavat olarak öngörülüyor. Yol haritası, Türkiye’nin enerji bağımsızlığına katkı sağlamak amacıyla deniz üstü rüzgar enerjisine yönelmesini destekliyor.

Deniz Üstü Rüzgar Enerjisi Türkiye İçin Önemli Bir Fırsat

Türkiye’nin deniz üstü rüzgar enerjisine yönelmesinin ardında birkaç temel motivasyon bulunuyor. Enerji ithalatına büyük ölçüde bağımlı olan Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak enerji bağımsızlığını artırmayı hedefliyor. Whittaker, “Türkiye, büyük ölçekli temiz enerji üretiminde çok fazla seçeneğe sahip değil. Deniz üstü rüzgar enerjisi bu açıdan mükemmel bir alternatif” diye ekledi.

Tedarik Zinciri ve İstihdam İçin Yeni Fırsatlar

Türkiye’nin mevcut karasal rüzgar enerjisi tedarik zincirine dikkat çeken Whittaker, deniz üstü rüzgar enerjisine geçişin bu tedarik zincirini geliştirebileceğini vurguladı. Bu geçişin Türkiye’de istihdamı artıracağını ve doğrudan yatırımları teşvik edeceğini belirten Whittaker, deniz üstü rüzgar enerjisinin Türk ekonomisine önemli katkılar sağlayabileceğini ifade etti.

İhracat Potansiyeli ile Türkiye’nin Küresel Rekabet Avantajı Artacak

Whittaker, Türkiye’nin deniz üstü rüzgar enerjisi alanında gelişme kaydederek uluslararası pazarlarda da önemli bir oyuncu olabileceğine dikkat çekti. Özellikle yüzer rüzgar çiftliklerinin gelişimiyle Türkiye’nin bu alandaki uzmanlığını ihraç edebileceğini belirten Whittaker, “Türkiye, dünyanın en büyük 12. karasal rüzgar pazarıdır. Kanat ve kule gibi birçok bileşen üretmekte çok başarılı ve rekabetçi. Deniz üstü rüzgar enerjisinde de aynı avantajlara sahip olması mantıklı” dedi.

Türkiye’nin deniz üstü rüzgar enerjisi yatırımları, ülkenin enerji arz güvenliğini sağlamasına, ekonomik büyümesine ve karbon emisyonlarını azaltmasına katkı sağlayarak küresel pazarda rekabet gücünü artıracak bir fırsat olarak öne çıkıyor.

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
×