2100 yılına kadar yaklaşık 1 milyar insan su kıtlığı tehdidi altında

Yayın: 21 Temmuz 2025 13:08
Güncelleme: 21 Temmuz 2025 13:08

Yeni bir araştırma, küresel su kıtlığı sorununun beklenenden çok daha ciddi boyutlara ulaşabileceğini ortaya koydu. Northeastern Üniversitesi araştırmacılarının mevcut en gelişmiş Dünya sistemleri modellerini analiz ederek elde ettiği verilere göre, 2100 yılına kadar yaklaşık 850 milyon insan, dünyanın büyük nehirlerinden gelen su akışının azalmasının doğrudan etkilerini hissedecek. Bu sayı, daha önceki tahminlerin üç katından fazla.

Northeastern Üniversitesi Deneysel Yapay Zeka Enstitüsü bünyesindeki İklim ve Sürdürülebilirlik için Yapay Zeka bölümünde doktora sonrası araştırma görevlisi Puja Das, en yetenekli modellerin su kıtlığının etkisi açısından en kötü koşulları yansıttığını belirtiyor. Das’ın npj Climate and Atmospheric Science dergisinde yayımlanan makalesinin ortak yazarı Prof. Auroop Ganguly de bu bulguların önemine dikkat çekiyor.

Nehir akışının önemi ve model verileri

Das, nüfus tahminlerinin kritik olduğunu, çünkü nehir akışının su kaynaklarını yeniden doldurduğunu, tarımsal toprağı zenginleştirdiğini ve hidroelektrik enerjisi ürettiğini, bu sayede politika yapıcılara gıda, su ve enerji mevcudiyeti açısından ne beklemeleri gerektiği konusunda fikir verdiğini söylüyor.

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

Araştırma, en yetenekli beş modelin, dünyadaki 30 büyük nehrin %40’ının 2100 yılına kadar azalan akış göstereceğini ve daha önce tahmin edilen 260 milyonluk nüfusun aksine, New York şehrinin 100 katı büyüklüğünde bir nüfusu etkileyeceğini öngördüğünü gösteriyor.

Das, araştırmanın odaklandığı nehir havzalarını şöyle açıklıyor: “Amazon, Kongo, Ganj, Brahmaputra ve Nil nehirleri de dahil olmak üzere dünyanın en büyük 30 nehir havzasını seçtik. Bu nehir havzalarındaki akışın veya su mevcudiyetinin iklim modellerinde nasıl sunulduğunu görmeye çalışıyorduk.”

Gelişmiş modeller daha kötü senaryolar sunuyor

Araştırmacılar, 1960’tan 2005’e kadar yıllık akışa ilişkin tarihsel projeksiyonlara göre nasıl performans gösterdiklerini görmek için iki nesil Çift Modelleme Karşılaştırma Projesi olan CMIP5 ve daha yeni CMIP6’yı karşılaştırdılar.

Das, ikinci modelleme sistemi olan CMIP6’nın daha becerikli ve doğru olduğunu ifade ediyor. Bu modeli geleceğe uyguladıklarında, “daha becerikli modellerin su bulunabilirliği açısından daha kötü bir gelecek senaryosu bulduğunu gördük.”

Bu durumun nedenleri arasında, son nesil modellerin daha yüksek çözünürlüğe sahip olması (her 500 kilometrede bir yerine her 100 kilometrede bir veri noktası) gösteriliyor. Ayrıca Das, CMIP6’nın kara, okyanus ve buz fiziği gibi kapsamlı fiziği iklim modeli denklemlerine dahil etme konusunda daha iyi bir iş çıkardığını belirtiyor. Bulut oluşumu ve konveksiyon gibi olaylardan parametrizasyon adı verilen matematiksel denklemler oluşturmada da daha iyi performans gösterdiğini ekliyor.

Das, “Doğru olması gereken bazı kritik parametrelendirmeler var. Bu parametrelendirmeleri kullanan modellerin iyi performans gösterdiğini gördük,” diyor. Daha yüksek çözünürlüklerin, daha karmaşık parametrelendirmelerin ve kapsamlı fiziğin model projeksiyonlarını iyileştirdiği varsayılsa da, modeller gözlemlere ve birbirlerine göre kapsamlı bir şekilde değerlendirilene kadar bunun garanti edilemeyeceği de ifade ediliyor.

Karbon emisyonlarının etkisi

Araştırmacılar ayrıca modelleri beş farklı karbon emisyonu senaryosuna göre çalıştırdılar. Das, “Daha yeşil bir dünya olursa, su bulunabilirliğinin daha yüksek olacağını ve su bulunabilirliğinin azalması nedeniyle daha az insanın etkileneceğini gördük,” diyor.

Karbon emisyonlarının azalmasıyla, “900 milyon insan yerine 500 milyon insanın etkileneceğini gördük, ancak dünyanın bazı bölgelerinde su bulunabilirliği yine de azalacak,” diye ekliyor.

Das, araştırmanın iki topluluk için önemli olduğunu belirtiyor: Dünya sistemleri modeli sonuçlarını etkileri anlamak ve adaptasyona bilgi sağlamak için kullanan politika yapıcılar ve su kaynakları yöneticileri ile Dünya sistemleri modellerini oluşturan ve sonuçları analiz eden doğa bilimciler, veri bilimciler ve hesaplamalı modelleyiciler.

Bu bulgular, küresel su kaynaklarının geleceği hakkında acil adımlar atılması gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor. Özellikle iklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilir su yönetimi politikalarının geliştirilmesi, milyarlarca insanın yaşamını doğrudan etkileyecek gibi görünüyor.

Fotoğraf: Şeyhmus Kino

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Et

Çevre hikâyelerini kaçırma

İklim krizi, çevre kirliliği, deprem ve hava durumu haberlerini sosyal medyada da anlık olarak takip et.

Scroll to Top
×