Çin, küresel iklim krizinin tetiklediği şiddetli hava olaylarının zıt kutuplarını aynı anda yaşıyor. Ülkenin kuzey bölgeleri aralıksız ve yoğun sağanak yağışlarla ilk sonbahar soğuklarına teslim olurken, güneydeki geniş bölgeler yaza benzer bunaltıcı sıcaklarla boğuşmaya devam ediyor. Bu ayrışma, iklim modellerinin öngördüğü, aşırı sıcakların ve aşırı yağışların aynı anda farklı coğrafyalarda yaşanması durumuyla birebir örtüşüyor.
Güneydoğu Çin’de sıcaklıklar, ekim ayı ortalaması olan 20’li dereceler yerine bandında seyrediyor. Jiangxi eyaletindeki Xiushui’de ölçülen
sıcaklık, ekim başı ortalamasının yaklaşık üzerinde. Kuzeyde ise tam tersi bir tablo var: Pekin, Perşembe günü sadece
maksimum sıcaklıkla 1951’den bu yana en soğuk ekim başı gününü yaşadı. Bu iki aşırı durum, küresel ısınmanın Çin üzerindeki etkisini nasıl derinleştiriyor? Pasifik’teki tayfun faaliyetleri Japonya’yı nasıl tehdit ediyor?
Güneydoğu’da ısrarcı sıcak hava dalgası
Güneydoğu Çin, eylül sonundan bu yana devam eden yüksek basıncın etkisiyle beklenmedik bir sıcak hava dalgası altında. İç kesimlerde sıcaklıkların 40 dereceye yaklaştığı bu dönemde, gece sıcaklıkları da alışılmışın dışında yüksek seyrediyor. Hong Kong’da çarşamba günü yaşanan sıcaklık artışıyla, ekim ayındaki “çok sıcak günler” (gündüz üzeri) sayısı dörde ulaşarak aylık rekor kırdı.
Haftalık Çevre Bültenine Kaydolun
En önemli haberleri anında alın
Uzmanlar, atmosferin ısınan küresel iklimle birlikte her artışta %7 daha fazla nem tutabildiğine dikkat çekiyor. Bu durum, bölgedeki sıcak hava kütlesinin daha uzun süre kalmasına ve nemli, bunaltıcı bir etki yaratmasına neden oluyor. Modeller, bu olağandışı sıcaklığın kuzeyden daha soğuk hava gelene kadar sekiz ila 10 gün daha süreceğini öngörüyor.
TAVSİYE EDİLEN
Kuzeyde rekor soğuk ve aralıksız yağış krizi
Güneydeki sıcak havanın tam aksine, Kuzey Çin’de soğuk bir hava kütlesinin çarpışması, yoğun ve inatçı bir yağış sistemini beraberinde getirdi.
- Pekin’de Yağış Rekoru: Perşembe öğleden sonra itibarıyla Pekin’de en az 36 saat aralıksız yağış görüldü ve şehir genelinde ortalama
(yaklaşık
) yağış kaydedildi. Daxing bölgesindeki bir istasyonda ise çarşamba gününden bu yana
yağış ölçüldü. Bu yoğun yağış, kentsel alanlarda sel ve su baskını riskini artırıyor.
- Tarihi Soğukluk: Sürekli yağış, sıcaklıkları alışılmadık derecede düşük tuttu. Perşembe günü, Pekin’de ölçülen 10,6 santigrat derecelik maksimum sıcaklık, 1951’den beri kaydedilen en soğuk ekim başı günü oldu. Bu, ortalamanın yaklaşık
altındaydı.
Pasifik’te tayfun tehdidi sürüyor: Nakri Japonya’ya yaklaşıyor
Çin’deki bu iklimsel zıtlıklar devam ederken, Pasifik Okyanusu’nda da tayfun faaliyetleri sürüyor. Çarşamba günü oluşan Tropikal Fırtına Nakri, şu anda kuzeydoğuya doğru Japonya’ya ilerliyor. Nakri’nin, bu hafta sonu güney Japonya kıyılarına paralel olarak hareket ederken tayfun şiddetine ulaşması ve hızının () seviyelerine çıkması bekleniyor.
Fırtına, daha önce çatıları uçuran ve elektrik hatlarını deviren Halong Kasırgası’nın yol açtığı hasarı artırma potansiyeline sahip. Japonya anakarası fırtınanın en şiddetli kısmından kaçınsa da, Tokyo’nun güneyindeki Izu Adaları’nın yine güçlü rüzgârlar ve şiddetli yağışlarla karşı karşıya kalması muhtemeldir.
Türkiye için çıkarılacak ders: İklimsel oynaklık
Çin’de aynı anda yaşanan rekor sıcaklık ve tarihi soğukluk olayları, küresel iklim krizinin bir bölgede aşırı kuraklık ve sıcak hava dalgalarına, hemen yanı başında ise aşırı yağış ve soğuk hava koşullarına neden olabilecek iklimsel oynaklığı (volatility) artırdığını gösteriyor. Türkiye de, art arda gelen sel, kuraklık ve sıcak hava dalgalarıyla bu oynaklığı yaşıyor. Bu durum, Türkiye’nin de hem sel ve taşkınlara karşı kentsel altyapısını güçlendirmesi hem de uzun süreli sıcak hava dalgalarına karşı hazırlıklı olması gerektiğini gösteriyor.
Yorum
Çin’deki bu çift kutuplu hava durumu tablosu, iklim krizinin artık ‘olağandışı’ değil, yeni normal olduğunu gözler önüne seriyor. Bir yanda
üstü sıcaklıkla bunalan, diğer yanda
civarında seyreden Pekin, gezegenin termodinamik dengesinin nasıl bozulduğunu somutlaştırıyor. Atmosferin daha fazla nem tutma kapasitesinin artması, gelecekteki aşırı hava olaylarının daha şiddetli ve daha uzun süreli olacağının habercisidir. Pasifik’teki tayfun faaliyetlerinin sürmesi de, ısınan denizlerin küresel enerji transferini ne kadar artırdığını gösteriyor. Küresel emisyonlar düşürülmedikçe, bu zıtlıkların ve aşırılıkların sıklığı ve şiddeti artmaya devam edecektir.
Kaynak: AA, The Guardian





