Küresel çevre kirliliği sorunu, görünmez bir boyuta ulaşarak Endonezya’nın başkenti Cakarta’nın gökyüzünden yeryüzüne iniyor. Endonezya Ulusal Araştırma ve İnovasyon Ajansı (BRIN) uzmanları tarafından yapılan son araştırma, Cakarta yağmur sularında tehlikeli düzeyde mikroplastik parçacıklar tespit edildiğini ortaya koydu. 2022 yılından bu yana toplanan yağmur örnekleri üzerinde yapılan incelemeler, özellikle kıyı bölgelerinde metrekareye günde ortalama 15 mikroplastik parçacığın düştüğünü gösteriyor.
Bu gelişme neden önemli? Bu bulgu, plastik kirliliğinin sadece okyanuslar ve topraklar için değil, aynı zamanda atmosfer ve su döngüsü için de kalıcı bir tehdit oluşturduğunu kanıtlıyor. Araştırmacılar, havadaki plastik parçacıkların rüzgarla bulutlara karışarak yağmur yoluyla tekrar yeryüzüne inmesiyle oluşan bu döngünün, mikroplastikleri doğrudan besin zincirine ve insan vücuduna taşıdığı konusunda uyarıyor. Bu durum, geri dönüşüm sistemlerinin acil olarak iyileştirilmesi ve tek kullanımlık plastiklerin radikal bir şekilde azaltılması gerektiğini gösteren kritik bir küresel alarmdır.
Cakarta’nın hava ve su döngüsünde kirlilik: Polyesterden naylona plastik parçacıklar
BRIN uzmanlarının Cakarta genelinde yürüttüğü araştırma, kentin tüm farklı bölgelerinden toplanan örneklerde mikroplastik kirliliğine rastlandığını teyit etti. Araştırmacı Muhammed Rıza Cordova’nın açıklamasına göre, tespit edilen mikroplastikler arasında özellikle polyester, naylon ve polietilen gibi günlük hayatta yaygın kullanılan plastik türleri bulunuyor.
Plastik döngüsü asla sona ermiyor
Cordova, bu kirliliğin nasıl oluştuğunu detaylıca açıkladı: Rüzgar, havada asılı duran küçük plastik parçacıkları gökyüzüne taşıyor ve bu parçacıklar bulutların oluşum sürecine dahil oluyor. Ardından, bu mikroplastik yüklü bulutlar, yağmur yoluyla yeniden yeryüzüne iniyor.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
Köşe YazarlarıNeden karbon depolama iklim krizini çözemez?
Uzmanlar şu noktaya dikkat çekiyor: Cordova, bu döngüye dikkat çekerek “Plastik döngüsünün sona ermediğini” kaydetti. Bu döngüsel kirlenme, mikroplastiklerin sadece kentsel alanları değil, aynı zamanda rüzgarla taşındıkları için uzak ve bakir bölgeleri de etkilediğini gösteren önceki küresel araştırmaları (örneğin, Alpler ve Arktik bölgelerde tespit edilen mikroplastikler) destekliyor. Bu durum, plastik kirliliğinin artık bir atmosferik kirlilik problemi olarak ele alınması gerektiğini gösteriyor.
Besin zinciri ve insan sağlığına yönelik tehditler
En büyük endişe ise, bu şekilde oluşan yağmur sularının besin zincirine karışma potansiyelidir. Cordova, mikroplastiklerin hem hava solunumu hem de su tüketimi yoluyla insan vücuduna girebildiği konusunda ciddi bir uyarıda bulundu. İnsan vücuduna giren mikroplastiklerin uzun vadeli etkileri üzerine bilimsel araştırmalar devam etse de, bu parçacıkların potansiyel olarak iltihaplanmaya ve toksin taşınmasına neden olabileceği düşünülüyor.
Türkiye için hava kirliliği ve mikroplastik riski
Cakarta’daki bu bulgular, yoğun nüfuslu ve sanayileşmiş tüm kıyı şehirleri için bir uyarı niteliğindedir. İstanbul, İzmir, Adana gibi büyükşehirler ve kıyı bölgeleri, Endonezya’ya benzer şekilde yoğun hava ve plastik kirliliği baskısı altındadır. Türkiye’de de plastik kullanımı hala yüksek seviyededir ve özellikle denizel kirlilik kaynaklı mikroplastiklerin rüzgarla taşınarak atmosferik döngüye katılması büyük bir olasılıktır. Bu nedenle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın, Cakarta örneğindeki gibi büyük kentlerin yağmur sularında düzenli mikroplastik analizleri yapması ve sonuçları şeffaf bir şekilde paylaşması, halk sağlığını korumak ve plastik yönetimi politikalarını güçlendirmek için kritik bir öncelik olmalıdır.
Yorum
Cakarta’dan gelen bu haber, plastik kirliliğiyle mücadelede sadece denizleri temizlemenin yeterli olmadığını, atmosferik kirliliğin de hızla büyüyen bir sorun olduğunu gösteriyor. Metrekareye günde 15 parçacığın düşmesi, her nefesimizde ve her yudum suyumuzda mikroplastik riskini beraberinde getiriyor. Araştırmacı Cordova’nın önerdiği gibi, sorunun kökenine inmek ve geri dönüşüm tesislerini iyileştirmek ile tek kullanımlık plastikleri azaltmak zorunludur. Plastik döngüsünün “asla sona ermemesi” gerçeği, gezegen çapında, acil ve radikal bir plastik kullanım reformunu gerektirmektedir. Bu, çevresel sürdürülebilirlik için verilen mücadelenin yeni ve zorlu cephesidir.
Kaynak: Antara News, Endonezya Ulusal Araştırma ve İnovasyon Ajansı (BRIN)





