Akdeniz’in sembolü, ancak ne yazık ki en hassas canlılarından biri olan Akdeniz foku (Monachus monachus), insan eliyle yaratılan tehditler altında yaşam mücadelesi veriyor. Bu duruma dikkat çekmek ve türün korunmasına katkı sağlamak amacıyla “Seal Greece” (Yunanistan Foku) adlı benzersiz bir kampanya başlatıldı. Kampanya kapsamında, uzmanlardan oluşan bir ekip, düşük emisyonlu iki yelkenli tekneyle 26 Yunan adasını dolaşarak halkı bilinçlendiriyor.
Bu girişim neden bu kadar önemli? Çünkü dünyadaki Akdeniz foku popülasyonunun neredeyse yarısı Yunan sularında yaşıyor ve bu canlılar, turizmin yoğun olduğu bölgelerde giderek daha büyük risklerle karşı karşıya. Uzmanlar, hem yerel halkı hem de turistleri hedef alarak, farkındalık yaratmayı ve basit önlemlerle bu nadir memelilerin korunabileceğini göstermeyi amaçlıyor.
AR deneyimi ve yüz yüze eğitimle bilinçlendirme
“Seal Greece” ekibi, farkındalık yaratmak için yaratıcı yöntemler kullanıyor. Deniz biyoloğu Suzanne Raqbi, her adaya, telefonla taranabilen bir QR kodu bulunan küpler yerleştiriyor. Bu kod, kullanıcıları, Akdeniz foklarının nasıl korunacağı hakkında “eğlenceli” tavsiyeler veren bir Artırılmış Gerçeklik (AR) deneyimine yönlendiriyor.
Ancak kampanya sadece dijital araçlarla sınırlı değil. Ekip, adada yaşayan esnaf, otel işletmecileri ve kaptanlarla yüz yüze görüşmeler yaparak doğrudan bilgi aktarımı sağlıyor. Kaptan Loukas Gurchogiannis, birçok insanın fokların karşılaştığı sorunlar hakkında bilgi sahibi olmamasının kendisini şaşırttığını, ancak bu çabanın bir “uyandırma çağrısı” niteliği taşıdığını belirtiyor.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
Köşe YazarlarıNeden karbon depolama iklim krizini çözemez?
Turizm sektörü ve bireysel sorumluluk
Akdeniz fokları için en büyük tehditlerden biri, turistik faaliyetler. Özellikle yüksek sesli müziğin çalındığı ve denize atlama gibi aktivitelerin yapıldığı “parti tekneleri”, fokların mağaralarını sığınak olmaktan çıkarıyor. Uzmanlar, tur teknelerinin fokların dinlenme alanlarına girmesinin ve gürültü yapmasının, özellikle dişi foklar ve yavruları için stres yarattığını vurguluyor.
Turizm sektörü temsilcileri ise çözümün bir parçası olmaya istekli. Profesyonel kaptan Elias Theodoropoulos, çevre bilincine sahip gezginlerin varlığına işaret ederek, turizm ve çevre korumanın bir arada yürütülebileceğine inanıyor. Kampanya, herkesin uygulayabileceği basit önlemler öneriyor:
- Foklardan en az 30 metre uzakta durmak.
- Yaşam alanları olan mağaralara girmemek.
- Tekne motorlarının sesini azaltmak ve yüksek sesli müzikten kaçınmak.
- Çevreye duyarlı tur operatörlerini tercih etmek.
Türkiye’ye de sıçrayabilecek bir umut ışığı
Akdeniz foku popülasyonu dünya genelinde 1.000’den az. Bunların yaklaşık yarısı, kampanya alanı olan Yunanistan sularında yaşıyor. Ancak bu tür, aynı zamanda Türkiye’nin kıyılarında da görülüyor. Datça, Fethiye ve Foça gibi bölgeler, Akdeniz foklarının Türkiye’deki önemli yaşam alanları arasında yer alıyor. Bu nedenle, Yunanistan’da başlatılan bu kampanya ve bilinçlendirme çabaları, Türkiye için de bir yol haritası sunabilir. Kıyı kentlerimizde benzer farkındalık projeleriyle, balıkçı ağlarına takılma ve insan kaynaklı yaralanma gibi tehditleri azaltarak bu nadir türün korunmasına önemli katkılar sağlanabilir.
Yorum: “Seal Greece” kampanyası, Akdeniz’in doğal mirasını korumanın sadece hükümetlerin veya sivil toplum kuruluşlarının değil, bireylerin de sorumluluğu olduğunu güçlü bir şekilde hatırlatıyor. Yaz tatillerimiz sırasında aldığımız basit önlemlerin, nesli tükenmekte olan bir türün hayatta kalmasına yardımcı olabileceği gerçeği, çevre bilincinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor. Bu girişim, Akdeniz foklarının geleceği için umut verici bir adım.
Kaynak: Euronews
