Reading Üniversitesi öncülüğünde hazırlanan yeni bir rapora göre, arıların ve diğer tozlayıcı canlıların sağlığı, savaş bölgeleri, mikroplastik kirliliği, sokak lambalarından kaynaklanan yapay ışık ve pestisit kokteylleri gibi yeni ve giderek artan tehditlerle ciddi şekilde tehlikeye girmiş durumda.
Arılar için 12 yeni tehdit belirlendi
“Küresel Polinatörlerin Korunması İçin Ortaya Çıkan Tehditler ve Fırsatlar” başlıklı çalışma, önümüzdeki on yılda arılar ve diğer tozlayıcılar için en büyük 12 tehdidi sıraladı. Raporun başyazarı Prof. Dr. Simon Potts, bu tehditlerin erkenden belirlenip önlem alınmasının, yaşanabilecek büyük biyolojik kayıpları engellemede kritik olduğunu vurguladı:
❝Bu sadece bir koruma meselesi değil. Polinatörler; gıda güvenliğimiz, iklim dayanıklılığımız ve ekonomik istikrarımız açısından hayati öneme sahiptir.❞
Savaşlar, arı popülasyonlarını dolaylı yoldan vuruyor
Raporda dikkat çeken unsurlardan biri de savaş bölgelerinin arı popülasyonuna etkisi oldu. Özellikle Ukrayna’daki çatışmalar, ülkede tarımsal çeşitliliği azalttığı için arıların yıl boyunca farklı besin kaynaklarına erişimini zorlaştırıyor. Bu da beslenme bozuklukları ve koloni çöküşleri gibi sonuçlara yol açabiliyor.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
SürdürülebilirlikTürkiye Sigorta tarafından “Su Raporu” yayımlandı -
-
Kovanlara mikroplastik sızıntısı: PET parçacıkları balda bile var
Avrupa genelinde yapılan bir çalışmada, 315 arı kolonisinden çoğunun mikroplastik kirliliğine maruz kaldığı belirlendi. Arıların bulunduğu kovanlarda PET plastik gibi sentetik malzemeler tespit edildi. Bu parçacıkların balda da izine rastlanırken, arıların fizyolojisi ve davranışı üzerinde ne tür etkiler oluşturduğu halen araştırılıyor.
Işık kirliliği gece polinatörlerini vuruyor
Sokak lambalarından yayılan yapay ışığın, özellikle gece aktif olan polinatörlerin çiçek ziyaretlerinde %62 oranında azalma oluşturduğu tespit edildi. Bu durum, polenleşme süreçlerinde zincirleme etkilere neden oluyor. Aynı zamanda hava kirliliği, üreme ve gelişim süreçlerini de olumsuz etkiliyor.
Pestisit ve antibiyotik kokteylleri: Gizli tehlike
Arıların maruz kaldığı pestisitler artık tek başına değil, birlikte kullanılan kimyasalların etkileşimleriyle daha büyük bir tehdit oluşturuyor. Ayrıca, tarımda kullanılan antibiyotiklerin arı kovanlarına ve ballara kadar sızdığı ve polen toplayıcıların yiyecek arama davranışlarını olumsuz etkilediği gösterildi.
Bilim insanlarından eylem çağrısı
Raporun ortak yazarı Dr. Deepa Senapathi, çözümün yalnızca bilimsel değil, toplumsal ve bireysel düzeyde uygulanabilir önlemleri kapsaması gerektiğini belirtti:
❝Polinatörler için güvenli alanlar yaratmak adına doğal yaşam alanlarımızı korumalı, iyileştirmeli ve yönetmeliyiz. Bahçelerimizde bile barınma ve beslenme alanları sunmak büyük fark yaratabilir. Ancak bu bireysel eylemler, politikaların desteğiyle birleştiğinde gerçek anlamda etkili olabilir.❞
Önerilen Önlemler:
- Antibiyotik kirliliğini sınırlayacak daha sıkı yasal düzenlemeler
- Elektrikli araçlara geçiş ile hava kirliliğinin azaltılması
- Güneş enerjisi santrallerinde çiçek açısından zengin habitatların oluşturulması
- Polinatörlerin beslenmesini destekleyecek yüksek nektar ve polen içeren bitkilerin yetiştirilmesi
Neden önemli?
Arılar ve diğer tozlayıcılar, yalnızca doğal ekosistemlerin değil, gıda üretim sistemlerinin de temel taşlarından biri. Uzmanlara göre bu tehditler önlenmezse, sadece arılar değil, insanlık da ciddi bir gıda güvenliği ve biyolojik çeşitlilik kriziyle karşı karşıya kalabilir.

