Nisan 2024’te yayımlandığında dünya çapında manşetlere taşınan ve iklim değişikliğinin yüzyılın sonuna kadar ekonomik çıktıda daha önceki tahminlerden çok daha büyük bir hasara yol açacağını iddia eden çalışma, saygın dergi Nature tarafından geri çekildi. Almanya’daki Potsdam İklim Etkisi Araştırmaları Enstitüsü’nden Leonie Wenz ve Maximilian Kotz liderliğindeki çalışmanın, Özbekistan’a ait verilerdeki sorunlar nedeniyle sonuçları önemli ölçüde çarpıttığı tespit edildi. Bu geri çekme kararı, karbon emisyonlarının küresel ekonomi üzerindeki yıkıcı etkisinin boyutu hakkındaki bilimsel tartışmayı ve özellikle ekonomi modellemesindeki güvenilirlik sorunlarını yeniden alevlendirdi.

Peki, tek bir ülkenin verisindeki sorun, küresel bir ekonomik tahminin %62’den %23’e düşmesine neden olacak kadar nasıl büyük bir etki yarattı? Bilim insanları ve aktivistler arasındaki ince çizgi nerede başlıyor? Bu tür büyük hata içeren tahminlerin merkez bankaları ve finansal düzenleyiciler tarafından kullanılması, iklim riski yönetim senaryolarının güvenilirliğini nasıl etkiliyor?
Özbekistan verisi küresel tahmini nasıl çarpıttı?
Geri çekme kararı, ekonomistlerin Özbekistan’ın verilerindeki sorunları fark etmeleri üzerine alındı. Makale, başlangıçta yüksek karbon emisyonları senaryosunda (küresel sıcaklık artışı $8,5^\circ\text{C}$), 2100 yılına kadar küresel ekonomik çıktıda %62’lik bir düşüş öngörüyordu. Özbekistan verileri hariç tutulduğunda ise, tahmini düşüş oranının %23’e indiği ortaya çıktı. Bu revize edilmiş rakam, önceki araştırmaların sonuçlarına daha yakın olmakla birlikte, küresel ekonomik faaliyetin beşte birinden fazlasının ortadan kalkmasının bile insan refahı için yıkıcı bir darbe olacağı gerçeğini değiştirmiyor.
Stanford Üniversitesi’nden Prof. Solomon Hsiang, son on yılda bilim camiasında %20’lik bir ekonomik kaybın zaten inanılmaz derecede büyük bir rakam olarak kabul edildiğini ve bu nedenle makalenin %60’lık bir azalmadan bahsetmesinin gerçekleri yansıtmadığını belirtti.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
Köşe YazarlarıNeden karbon depolama iklim krizini çözemez?

Çalışmanın iddialı metodolojisi
Potsdam araştırmacıları, iklim değişikliğinin ekonomik etkilerini daha kapsamlı bir şekilde ele almak için yeni teknikler geliştirmişlerdi. Bu teknikler şunları içeriyordu:
- Daha Detaylı Coğrafi Veri: Ülkelerden daha küçük coğrafi alanlardaki (eyaletler ve iller) ekonomik koşullara dair özenle derlenmiş bir veri seti kullanılması.
- Çeşitli İklim Koşulları: Sadece ortalama sıcaklıklar yerine, yağış ve sıcak hava dalgaları gibi daha çeşitli iklim koşullarının hesaba katılması.
- On Yıllık Etkiler: Aşırı hava olaylarının etkilerinin hızla kaybolduğunu varsaymak yerine, bu etkilerin on yıllık kalıcılığının hesaba katılması.
Leonie Wenz, bu kalıcı etkilerin daha önceki çalışmalara kıyasla daha yüksek hasar boyutlarına yol açtığını belirtmişti. Ancak, bu iddialı metodolojiye rağmen, veri setindeki tek bir ülkeye ait hatanın böylesine devasa bir sonuç farkına yol açması, modelin hassasiyetindeki ve sağlamlığındaki zaafları ortaya çıkardı.

Güvenilirlik krizi ve aktivizm eleştirisi
Makalenin geri çekilmesi, iklim ekonomistleri arasında güvenilirlik konusunda endişelere yol açtı. ETH Zürih’ten Lint Barrage, makalenin sonuçlarının yukarı yönlü önyargılı olduğunu düşündüğünü belirtti. Barrage, “Bazen, hedef kitleye bağlı olarak, büyük tahminler bulma beklentisi hissedilebiliyor. Amacınız iklim değişikliğini savunmaksa, bilim insanından aktiviste geçiş çizgisini aşmışsınız demektir ve halk size neden güvensin?” diyerek eleştiri getirdi.
Ancak, iklim değişikliğinin ekonomik etkileri konusunda hasarların eksik sayılma olasılığının çok yüksek olduğunu savunan araştırmacılar da mevcuttur. New South Wales Üniversitesi’nden Timothy Neal, yüksek emisyonlar durumunda 2100 yılında %40’lık bir kayıp olacağını tahmin eden bir makale yayımlayarak bu görüşü desteklemiştir.

Finansal düzenleyicilerin durumu
Makalenin iddialı sonuçları, özellikle Avrupa merkez bankaları ve finansal düzenleyicilerden oluşan bir ağ olan Finansal Sistemin Yeşillendirilmesi Ağı’nın (NGFS) dikkatini çekmişti. NGFS, iklim değişikliğinin yol açtığı hasara rağmen bankaların sağlam kalıp kalmayacağını test etmek için kullanılan kılavuzlarını bu çalışmaya dayanarak güncellemişti.
Geri çekme kararının ardından NGFS, kılavuzuna bir uyarı ekledi ve gelecekteki güncellemeler için daha geniş bir yelpazedeki araştırmalara güveneceğini belirtti. Bu durum, bilimsel araştırmaların finansal risk yönetimi ve politika oluşturma süreçlerinde ne kadar hızlı ve kritik bir etki yaratabileceğini, aynı zamanda bu araştırmaların ne kadar sağlam olması gerektiğini bir kez daha göstermiştir.
Türkiye’nin veri kalitesi ve iklim ekonomisi
Nature dergisinin bu geri çekme kararı, Türkiye’nin iklim değişikliğinin makroekonomik etkilerini modelleme ve risk yönetimi stratejilerini oluşturma çabaları için önemli bir ders niteliği taşımaktadır. Türkiye gibi hızla gelişmekte olan ve iklim değişikliğine karşı savunmasız bir ekonomide, veri kalitesinin ve modelleme tekniklerinin sağlamlığı hayati önem taşır.
Uzmanlar şu noktaya dikkat çekiyor: Tek bir ülkenin (Özbekistan) verisindeki hatanın küresel tahmini bu denli etkilemesi, Türkiye’nin ulusal iklim risk analizlerini yaparken kullandığı veri setlerinin ayrıntılı coğrafi çözünürlüğünün ve sürekli güncelliğinin ne kadar kritik olduğunu gösterir. Türk merkez bankası ve finansal düzenleyicilerin de (NGFS örneğinde olduğu gibi), iklim değişikliği senaryolarını oluştururken, bilimsel bulguları eleştirel bir gözle değerlendirmesi ve modellerini şeffaf, doğrulanabilir verilere dayandırması gerekmektedir.
Güvenilirlik ve kapsamın dengesi
Nature dergisinin bir makaleyi geri çekmesi nadir ve önemli bir olaydır. Bu durum, bilimsel süreçte öz eleştirinin ve metodolojik titizliğin önemini vurgularken, aynı zamanda iklim ekonomisinin karşılaştığı zorlukları da gözler önüne sermektedir. İklim değişikliğinin karmaşık, incelikli ve uzun vadeli etkilerini küresel ekonomi gibi başka bir karmaşık olguyla birleştirip geleceğe dönük tahminlerde bulunmak, yüksek belirsizlik içerir.
Columbia Üniversitesi’nden Noah Kaufman’ın önerdiği gibi, araştırmacıların on yıllar sonraki makroekonomik felaketleri tahmin etmek yerine, elektriği uygun fiyatlı tutarken karbonsuzlaştırmanın nasıl yapılacağı gibi daha spesifik ve uygulanabilir sorulara odaklanması daha faydalı olabilir. Bilimin amacı büyük korkular yaratmak değil, gerçek riskleri makul ve güvenilir bir şekilde tahmin ederek politika yapıcıların tepkisini optimize etmelerine yardımcı olmaktır.
Kaynak: Nature Dergisi, Stanford Üniversitesi, Potsdam İklim Etkisi Araştırmaları Enstitüsü, Retraction Watch, NGFS.





