‘Nestflix’ fenomeni: Melbourne’ün gökdelen tepesindeki doğan draması Avustralya’yı ekranlara kilitledi

Avustralya’da on binlerce izleyici, Covid pandemisi sırasında popülerleşen ve ‘Game of Thrones’ benzetmesi yapılan, yüksek dramalı 24 saatlik reality kanalı “Nestflix“i izleyerek adeta ekranlara kilitlendi.

Melbourne’deki bir gökdelenin tepesinde yaşayan doğanlar (büyük alıcı kuşlar), yuvalarında havadaki kavgaları, aldatmaları, doğumları ve hatta depreme tepkileriyle dolu canlı yayınlarla izleyicilere doğanın acımasız ve büyüleyici yüzünü sunuyor. Meraklılar şimdi, eylül sonunda yumurtadan çıkan civcivlerin, annelerinin “Yemek istiyorsanız, uçmanız gerekiyor” motivasyonuyla kanat çırpmaya başladığı ilk uçuş anını heyecanla bekliyor.

Bu gelişme neden önemliydi? Bir yaban hayatı gözlem projesi olan “Nestflix”, özellikle Covid karantinaları sırasında, insanlara çevrelerindeki dünyayla güçlü bir bağ kurma hissi verdiği için adeta patlama yaşadı. Bu, modern hayatın karmaşasında dahi yaban hayatının inşa edilmiş çevrede nasıl gelişebileceğini göstermesi açısından önemliydi.

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği, doğa koruma ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

×

Victorian Peregrine Projesi’nin kurucusu Dr. Victor Hurley’nin de belirttiği gibi, doğanlar, yavrularını uçmaya teşvik etmek için yiyecekleri kasıtlı olarak azaltıyor, böylece yavrular ağırlık kaybedip daha kolay havalanabiliyor. Ancak dram sadece beslenme taktikleriyle sınırlı değildi; yuva, yıllar içinde eşlerin kavgalarına, aldatmalara ve hatta bölgeci saldırılar sonucu ölümlere sahne oldu.

Güvenlik kamerasından YouTube fenomenine: Projenin evrimi

“Nest-flix”in arkasındaki hikaye, 1991 yılında Dr. Victor Hurley’nin Collins Caddesi’ndeki bir ofis binasının metal oluklarında yuva yapan doğanları fark etmesiyle başladı. Kuşların başarısız olmasının nedeninin oluğun ısıyı emmesi olduğunu gören Hurley, bina yönetimini ikna ederek bir yuva kutusu yerleştirdi. Ertesi yıl üç civciv doğdu.

Dönüşüm 1993’te bir güvenlik kamerasının yerleştirilmesiyle başladı; ancak proje asıl ivmeyi 2017’de web kamerasının kurulması ve YouTube’da canlı yayınlanmasıyla kazandı. O günden bu yana, şahinlerin 50.000’den fazla üyesi olan dev bir Facebook hayran sayfası oluştu. Moderatör Kylie Humrick, grubun çevrimiçi ortamda “oldukça destekleyici bir köşe” haline geldiğini ve izlenmenin, özellikle yuva kurma dönemine yaklaşıldıkça arttığını belirtiyor. En dramatik anlardan biri, 2021’de canlı yayında yaşanan depremle bir şahinin yuvasından fırlaması oldu.

Dramatik hayatta kalma mücadelesi ve acımasız doğallık

Yuvanın bulunduğu gökdelen tepesi, doğanlar için “çok değerli” bir araziydi. Bölgenin güvercinler ve serçeler gibi sürekli yiyecek garantisi sunması, eşleşmemiş veya bölge kurmamış “yüzen” doğanların sık sık saldırı düzenlemesine ve muhteşem hava kavgalarına yol açtı.

  • Aldatma ve Cinayet: 2022 yılında, erkek şahinin kuluçka döneminin ortasında, daha genç bir kuşla değiştirilmesi ve Dr. Hurley’nin ifadesiyle “zayıf” erkeğin yeni “üvey baba” tarafından muhtemelen öldürülmesi büyük dram yarattı.
  • Ölümcül Rekabet: Yıllar önce bir dişi şahin, yedi saat süren ve gürültüsüyle bina yöneticilerini alarma geçiren bir kavgada öldürülmüştü.

Dr. Hurley, bu davranışların doğal olduğunu vurguluyor ve izleyicilerin müdahale taleplerini reddediyor: “Bu yaratıklar geçimlerini diğer kuşları öldürerek sağlıyorlar, bu onların uzmanlık alanı.” Bu tür, tarımda kullanılan pestisitler nedeniyle bir zamanlar Avustralya’da nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalmış, ancak 1980’lerde DDT’nin yasaklanmasıyla yeniden canlanmıştır.

Kritik ilk uçuş ve Türkiye’ye bağlantı

Dünyanın en hızlı hayvanları (saatte 389 km hıza ulaşabilen) olarak bilinen bu kuşlar, artık Avustralya’nın her büyük şehrinde, doğal uçurumları taklit eden yüksek binalarda yuvalanıyor. Yakında uçması beklenen civcivler için ise hayatlarının en zorlu aşaması başlayacak. Erkek civcivin Cumartesi günü uçması beklenirken, daha ağır olan dişi kardeşleri birkaç gün sonra onu takip edecek.

Dr. Hurley, kötü zamanlanmış bir rüzgarın onları pencereye uçurabileceği veya kötü bir yere düşürebileceği konusunda uyarıyor. Genç doğanların ilk yıldaki ölüm oranının %60 olması, bu aşamanın ne kadar zorlu olduğunu gösteriyor. Hayatta kalanlar, kendi bölgelerini kurmak için onlarca kilometre uzağa seyahat edecek.

Türkiye’ye Bağlantı: Türkiye’nin de zengin bir yaban hayatı ve göç yolları üzerinde olması nedeniyle, “Nestflix” gibi projeler yerel biyoçeşitlilik farkındalığı için önemli bir model teşkil edebilir. Türkiye’deki yırtıcı kuşlar (şahinler, kartallar) ve diğer yaban hayatı türleri, yüksek binalar veya doğal yaşam alanları üzerinden benzer web kamerası projeleriyle izlenebilir. Bu tür bir “Doğaflix” girişimi, hem vatandaşların çevre bilincini artırır hem de ekoturizm ve bilimsel araştırmalar için değerli veriler sağlar. Özellikle yırtıcı kuşların yuvalama alanlarının izlenmesi, tür koruma çabalarına büyük katkı sağlayabilir.

Doğanın acımasız güzelliği

“Nestflix” fenomeni, doğanın acımasız ve affetmez güzelliğini, modern teknolojinin sağladığı kolay erişimle birleştiriyor. İzleyicilerin deprem anlarına veya eşlerin dramatik değişimine gösterdiği yoğun tepki, insanlığın yaban hayatına olan derin, içgüdüsel ilgisini kanıtlıyor. Dr. Hurley’nin müdahale taleplerini reddetmesi, bu sürecin en önemli etik dersini sunuyor: Doğanın kendi kurallarıyla işlemesine izin vermek. Civcivlerin ilk uçuşu, izleyiciler için heyecan verici bir dönüm noktası olsa da, Dr. Hurley’nin ifadesiyle, genç bir doğan olmak “zorlu bir iş”. Bu yayın, şehirlerimizin tepelerinde bile devam eden vahşi ve karmaşık yaşam döngüsünü hatırlatıyor.

Kaynak: Victorian Peregrine Projesi (Dr. Victor Hurley), Kylie Humrick (Nestflix Moderatörü), BBC

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
×