Bilim insanları, uzay endüstrisinin neden olduğu hava kirliliğine karşı acil bir küresel düzenleme çağrısında bulunuyor.
University College London’dan (UCL) Prof. Eloise Marais ve ekibi, roket fırlatmalarının ve yörüngeye yerleştirilen uydu sayısının rekor seviyelere ulaştığını ve bu durumun Dünya atmosferi üzerinde ciddi etkiler yaratabileceğini belirtiyor.

Yükselen emisyonlar ve atmosfere etkisi
Son yıllarda artan roket fırlatmaları, özellikle Starlink, OneWeb ve Thousand Sails gibi mega takımyıldız uyduları nedeniyle is ve karbondioksit (CO2) emisyonlarında üç kat artışa yol açtı. 2024’te fırlatılan 259 roket, 153.000 tondan fazla yakıt yaktı.
Haftalık Çevre Bültenine Kaydolun
En önemli haberleri anında alın
Araştırmacılar, uzay araçlarından kaynaklanan kirleticilerin miktar olarak diğer endüstrilere göre az olsa da, üst atmosferde çok daha uzun süre kaldığını ve bu durumun iklim üzerindeki etkisini 500 kata kadar artırabileceğini vurguluyor.
TAVSİYE EDİLEN
Ozon tabakası tehdit altında

Gelecekte Amazon Kuiper gibi yeni mega takımyıldızların da devreye girmesiyle durumun daha da kötüleşmesi bekleniyor. UCL’den Dr. Connor Barker, bu uyduların fırlatılmasında kullanılan katı roket yakıtlarının, ozona zarar veren klor bileşikleri ürettiğini ve bunun Montreal Protokolü ile ozon tabakasını onarmak için kaydedilen ilerlemeyi geri alabileceğini söyledi.
Hukuki boşluk ve uzay enkazı

Fırlatılan nesne sayısı 1960’lardan bu yana binlerce kat artarken, mevcut uluslararası hukukun yetersiz kaldığı belirtiliyor. Ulusal Uzay Merkezi mütevelli heyeti başkanı Prof. Stuart Martin, “Mevcut uluslararası hukuk, açık denizlerin prensipleriyle büyük ölçüde bağlantılı,” diyerek, bir nesneyi fırlatan ülkenin o nesnenin sahibi olduğunu ve temizlik gibi sorumlulukların belirsizliğini vurguladı.
Atmosfere geri dönen ve buharlaşan binlerce uydu ve roket parçası, kimyasal olarak reaktif metal parçacıklarına dönüşüyor. UCL ekibi, 2024’te 2.539 cismin atmosfere geri dönüşünü takip etti. Bu durum, uzay endüstrisinin yarattığı hava kirliliğini kontrol altına almak için acil ve küresel bir rejimin neden gerekli olduğunu gösteriyor.
Fotoğraf: SpaceX





