Hindistan’ın başkenti Delhi’deki yetkililer, şehrin kabul edilebilir sınırın 20 katına kadar yükselen tehlikeli hava kirliliğiyle mücadele etmek amacıyla gerçekleştirdikleri bulut tohumlama (yapay yağmur) denemesinde başarısızlıkla karşılaştı. Hindistan Teknoloji Enstitüsü (IIT) Kanpur ve Delhi hükümeti ortaklığıyla yürütülen bu yerli girişim, 53 yıl aradan sonra kirlilikle mücadele için yapılan ilk deneme olmasına rağmen, havadaki nem eksikliği nedeniyle “tamamen başarılı” olamadı. Yetkililer, Cessna tipi bir uçak kullanarak atmosfere gümüş iyodür ve sodyum klorür içeren fişekler atsa da, beklenen yağmur gelmedi.
Bu gelişme neden önemli? Denemenin başarısızlığı, teknolojik çözümlerin bile doğanın temel koşullarına (yeterli nem ve uygun bulut yapısı) ne kadar bağımlı olduğunu gösteriyor. Başkentteki Hava Kalitesi Endeksi (AQI) seviyeleri 300 ila 400 arasında seyrederken, bu başarısızlık Delhi’nin süregelen kirlilik sorununa uzun vadeli, sihirli bir çözüm bulunmadığını teyit etti.

Bu dünya için ne ifade ediyor? Bulut tohumlama gibi jeomühendislik yöntemlerinin etkinliği dünya çapında tartışmalı olsa da (Çin’deki başarılar ve BAE’deki sel felaketi tartışmaları gibi), IIT Kanpur’dan Direktör Manindra Agarwal, yağmur yağmamasına rağmen denemenin partikül madde miktarında ölçülebilir bir azalmaya yol açtığını belirterek, bu yöntemin sınırlı koşullarda dahi hava kalitesini iyileştirmeye katkıda bulunabileceği yönünde küçük bir umut ışığı bıraktı.
Haftalık Çevre Bültenine Kaydolun
En önemli haberleri anında alın
Bilimsel çıkmaz: Nem kısıtı ve uzun vadeli şüpheler
Bulut tohumlama, bulutlara gümüş iyodür gibi küçük parçacıklar püskürtülerek buz çekirdekleyici görevi görmeleri ve nemin yoğunlaşarak yağmura dönüşmesini hızlandırmaları esasına dayanır. Ancak bu süreç, bulutlarda doğru miktarda nem ve rutubetin bulunmasına bağlıdır.
TAVSİYE EDİLEN
Başarısızlığın nedeni
- Nem Eksikliği: IIT Kanpur direktörü Agarwal, BBC Hindi’ye yaptığı açıklamada, denemenin en önemli başarı ölçütü olan yağmurun yağmamasının temel nedeninin bulutlardaki çok düşük nem oranı olduğunu belirtti. Doğal süreçleri değiştirmeye çalışan bu tür teknikler, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik uzmanı Abinash Mohanty’nin de vurguladığı gibi, sonuçta “sınırlamalara sahip” olacaktır.
Kısa süreli iyileşme ışığı

Yağmurun yağmamasına rağmen, IIT Kanpur deneme sayesinde partikül madde (PM 2.5) miktarında ölçülebilir bir azalma olduğunu iddia etti. Bu, sınırlı nem koşullarında bile bulut tohumlamanın, kirleticileri havadan arındırarak Hava Kalitesi Endeksi’ne (AQI) geçici bir katkı sağlayabileceği anlamına gelebilir. Ancak uzmanlar, bu yöntemin pahalı olması ve düşük başarı oranı nedeniyle Delhi’nin kronik kirliliğine karşı uzun vadeli bir çözüm olamayacağı konusunda hemfikirdirler.
Küresel tartışma: Çin’in başarısı, BAE’nin sorunları
Bulut tohumlama yöntemi, dünya genelinde karışık sonuçlar doğurmuştur ve kirlilik kontrolü aracı olarak etkinliği tartışılmaya devam etmektedir:

- Çin Modeli: Çin, 2008 Olimpiyatları öncesinde yağmurları yönetme ve hava kalitesini kontrol etme çabalarıyla biliniyor. Pekin, bu amaçla roketler, toplar ve insansız hava araçları kullanmaktadır.
- BAE Tartışması: Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) ise, geçen yıl Dubai’de yaşanan sel felaketinin ardından bulut tohumlama tekniğinin kontrolsüz sonuçları olabileceği yönünde sorular gündeme gelmiştir.
Türkiye’de hava kirliliği ve alternatif çözüm arayışları
Delhi’nin yaşadığı bu deneyim, Türkiye’nin büyük metropolleri için kritik bir ders niteliğindedir. İstanbul, Ankara ve diğer büyük şehirlerde kış aylarında artan hava kirliliği (özellikle sanayi emisyonları, ısınma ve trafikten kaynaklanan PM 2.5), zaman zaman sağlık limitlerinin üzerine çıkmaktadır.
- Geçici Çözümlerin Sınırı: Delhi örneği, yapay yağmur gibi maliyetli ve sonuçları garanti olmayan teknolojik çözümlere odaklanmak yerine, kirliliğin kaynakta azaltılması gerektiğini vurgulamaktadır.
- Kirlilik Kaynağı: Türkiye’de hava kirliliğinin kalıcı çözümü, sanayi emisyon standartlarının sıkılaştırılması, toplu taşımanın yaygınlaştırılması ve fosil yakıta dayalı ısınmadan (özellikle kömürden) temiz enerjiye geçişin hızlandırılmasıdır. Yapay çözümler, esas kirlilik kaynaklarına dokunmadığı sürece sadece kısa vadeli ve riskli bir oyalama olabilir.
Yorum
Delhi'nin bulut tohumlama denemesinin başarısızlığı, doğanın kanunlarının siyasi arzuların önüne geçtiğinin acı bir hatırlatıcısıdır. Hava kirliliğinin 20 kat kabul edilebilir seviyenin üzerine çıktığı bir krizde, gökyüzüne gümüş iyodür fırlatmak, sorunun kök nedenlerini (fosil yakıt kullanımı, tarımsal yakma, endüstriyel emisyonlar) görmezden gelmek anlamına gelir. Yağmurun yağmaması, kirlilik sorununa karşı sadece teknolojiye bel bağlamanın bir illüzyon olduğunu gösteriyor. Çin'in başarılı denemeleri olsa da, bu tür uygulamalar doğal ekosistemleri ve su döngülerini bozma potansiyeli taşır. Delhi'nin bu deneyden çıkarması gereken ders, kirliliği kontrol altına almanın en etkili yolunun, kararlı ve uzun vadeli emisyon azaltım politikaları uygulamaktan geçtiğidir.
Kaynak: BBC Hindi, Hindistan Teknoloji Enstitüsü (IIT) Kanpur,








