Müsilaj bu sefer de Tekirdağ ve İzmit’te görüldü! ‘Ekosistem çöküşü’

Marmara Denizi’nde 2021 yılında yoğun şekilde gözlemlenen müsilaj (deniz salyası) sorunu, yıllar geçmesine rağmen etkisini sürdürüyor. Bilim insanlarının yaptığı çalışmalarda, özellikle Tekirdağ’ın Marmaraereğlisi açıkları ile İzmit Körfezi’nin Gebze Eskihisar bölgesinde müsilaj tabakaları tespit edildi. Uzmanlar, gerekli tedbirler alınmazsa Marmara Denizi’nin hızla bir ekosistem çöküşüne doğru ilerlediği konusunda uyarıyor.

300 metrede beklenen müsilaj, 22 metrede görüldü

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesi araştırma ekibi, Marmara Denizi’nin dip ekosistemini incelemek ve biyoçeşitlilik durumunu değerlendirmek amacıyla bir çalışma gerçekleştirdi. Tekirdağ Marmaraereğlisi açıklarında yapılan gözlemlerde, deniz yüzeyinden 22 metre derinlikte yoğun bir müsilaj tabakası tespit edildi. Fakülte Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, “Daha önce 300 metre derinlikte karşılaşmayı beklediğimiz müsilaj tabakasını bu kadar sığ bir alanda görmek şaşırtıcı ve kaygı verici” dedi. Tabakanın yaklaşık 10 metre kalınlığında olduğu belirlendi.

Eskihisar’da da müsilaj görüntülendi

Kocaeli Üniversitesi’nden bir araştırma grubu, İzmit Körfezi Gebze Eskihisar bölgesinde dalış yaparak deniz tabanında kümelenmiş müsilaj kalıntılarını görüntüledi. Çalışmalarda, 10-15 metre derinliklerde yoğun müsilaj kümeleri kaydedildi. Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül, Marmara Denizi genelinde müsilajın devam ettiğini ve bu durumun rüzgar ve akıntıların etkisiyle bölgesel değişiklikler gösterdiğini vurguladı.

“Marmara Denizi çöküşe gidiyor”

Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, Marmara Denizi’nin Karadeniz ve Ege Denizi arasında kritik bir ekolojik geçiş noktası olduğunu hatırlatarak, insan faaliyetleri nedeniyle denizin ciddi bir baskı altında olduğunu söyledi. Okyar, “Müsilaj sorunu, Marmara Denizi’nin bir çöküşe doğru ilerlediğinin göstergesi. Eğer üzerimize düşenleri yapmazsak, balıkçılık, biyoçeşitlilik ve insan sağlığı büyük zarar görecek” ifadelerini kullandı. Okyar, 2021 yılında oluşturulan Müsilaj Bilim Kurulu Raporu’nda belirtilen tedbirlerin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Nüfus yoğunluğu ve deşarjlar sorunu büyütüyor

Marmara Bölgesi’nin nüfusunun her geçen yıl arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül, “Marmara Bölgesi’nin nüfusu 2021’de 25 milyon iken, bugün 27,2 milyona çıktı. Bu artış, evsel atıkların artmasına ve denizin yükünü kaldıramamasına yol açıyor. Uzun vadeli tedbirlerle nüfusun yeniden yapılandırılması ve demografik dağılımın planlanması gerekiyor” dedi.

Müsilajla mücadelede alınan tedbirler yetersiz

Prof. Dr. Ergül, Marmara Denizi’nin özel çevre koruma bölgesi ilan edilmesinin önemli bir adım olduğunu, ancak yeterli olmadığını belirtti. Evsel atıkların ve sanayi deşarjlarının devam etmesi nedeniyle, denizin kendini yenilemesine olanak tanınamadığını söyledi. “Modelleme çalışmaları, atık girdiler durdurulursa Marmara Denizi’nin kendini 5-6 yılda rehabilite edebileceğini gösteriyor. Ancak mevcut koşullarda bu mümkün değil” dedi.

Yapay resif çalışmaları umut veriyor

Gebze Eskihisar Sahili’nde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Kocaeli Üniversitesi iş birliğiyle yapılan yapay resif çalışmaları da Marmara Denizi’nin rehabilitasyonuna katkı sağlıyor. Ancak Prof. Dr. Ergül, bu tür çabaların müsilaj sorununu çözmek için yeterli olmadığını ve kapsamlı bir yaklaşım gerektiğini ifade etti.

“Daha kararlı adımlar atmalıyız”

Prof. Dr. Ergül, Marmara Denizi’nin yalnızca Türkiye sınırları içinde yer alan dünyanın tek denizi olduğunu hatırlatarak, “Marmara Denizi’ni korumak, hem ekolojik hem de stratejik açıdan büyük önem taşıyor. İnsan faaliyetlerinin etkisini en aza indirmek ve sürdürülebilir bir deniz yönetimi uygulamak için daha kararlı adımlar atmalıyız” dedi.

Marmara Denizi’nde müsilaj sorunu, hem ekosistem hem de insan sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturmaya devam ediyor. Uzmanlar, denizdeki baskının azaltılması ve sürdürülebilir çevre politikalarının ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiği konusunda hemfikir. Aksi takdirde Marmara Denizi, geri dönüşü olmayan bir ekolojik çöküş yaşayabilir.

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
×