Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılı sera gazı emisyon verilerini açıkladı. Buna göre, Türkiye’nin toplam sera gazı emisyonu bir önceki yıla göre yüzde 6,9 artarak 598,9 milyon ton karbondioksit eş değeri olarak hesaplandı.
Kişi başına düşen toplam sera gazı emisyonu da arttı. 1990 yılında 4,1 ton, 2022 yılında 6,6 ton, 2023 yılında ise 7 ton karbondioksit eş değeri olarak ölçüldü.

Enerji sektörü en büyük emisyon kaynağı
2023 yılında toplam sera gazı emisyonlarının yüzde 73,8’i enerji kaynaklı olurken, bunu tarım sektörü (%12), endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı (%11,8) ve atık sektörü (%2,3) takip etti.
Haftalık Çevre Bültenine Kaydolun
En önemli haberleri anında alın
- Enerji sektörü emisyonları, 2023 yılında bir önceki yıla göre %10,3 artarak 442,2 milyon ton karbondioksit eş değerine ulaştı.
 - Endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı emisyonları, bir önceki yıla göre %1,4 azalarak 70,9 milyon ton olarak hesaplandı.
 - Tarım sektörü emisyonları, 2023 yılında %0,3 artarak 71,8 milyon ton seviyesine çıktı.
 - Atık sektörü emisyonları ise 1990 yılına göre %36,4 artmasına rağmen, bir önceki yıla göre %12,2 azalarak 14,1 milyon ton olarak kaydedildi.
 
Karbondioksit emisyonlarının %87,4’ü enerji kaynaklı
2023 yılında karbondioksit emisyonlarının yüzde 87,4’ü enerji sektöründen kaynaklandı. Bunun %31,4’lük kısmı enerji üretimi ve dönüşüm süreçlerinden meydana geldi.
TAVSİYE EDİLEN
Metan emisyonları incelendiğinde:
- %63,7’si tarım sektöründen geldi.
 - %18,4’ü enerji sektörüne, %17,9’u ise atık sektörüne aitti.
 
Diazot monoksit emisyonlarının ise:
- %78,4’ü tarım sektöründen,
 - %12,1’i enerji sektöründen,
 - %6’sı atık sektöründen,
 - %3,5’i endüstriyel işlemlerden kaynaklandı.
 
Sera gazı emisyonlarında yükseliş devam ediyor
Türkiye’nin toplam sera gazı emisyonlarında artış trendi devam ediyor. 1990’dan bu yana enerji sektörü emisyonları %208,8, endüstriyel emisyonlar %207,2, tarım emisyonları %38,4 ve atık sektörü emisyonları %36,4 arttı.
Uzmanlar, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğiyle mücadelede daha etkili politikalar geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor.








