COP31 öncesi UNEP’ten Türkiye’ye derin işbirliği çağrısı: Fosil yakıtlardan çıkışta liderlik beklentisi

Yayın: 8 Aralık 2025 11:14
Güncelleme: 8 Aralık 2025 11:14

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) İcra Direktörü Inger Andersen, Kenya’nın Nairobi kentinde başlayan Birleşmiş Milletler Çevre Asamblesi (UNEA) sırasında yaptığı değerlendirmede, gelecek yıl (2026) Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 31. Taraflar Konferansı’na (COP31) Avustralya ile birlikte ev sahipliği yapacak olan Türkiye ile derin bir işbirliği kurmak istediklerini bildirdi. Andersen, UNEA’da güçlü kararlar çıkmasını umduğunu belirterek, ekonomik büyümenin çevresel koruma çalışmalarıyla akıllıca adımlar atılarak desteklenebileceğini vurguladı.

Bu işbirliği çağrısı, Türkiye için ne anlama geliyor? Andersen’in Türkiye’den beklediği “fosil yakıtlardan kademeli çıkış” yol haritası, Türkiye’nin enerji politikalarında nasıl bir dönüşümü tetikleyebilir? “Sıfır atık” ve biyoçeşitlilik konularındaki güçlü iradesiyle öne çıkan Türkiye, COP31 başkanlığı sürecinde hangi alanlarda uluslararası denetim altında olacak?

UNEP ve Türkiye: Köprü ülkenin potansiyeli

UNEP İcra Direktörü Andersen, Türkiye’nin COP31 başkanlığı öncesinde ülkenin coğrafi ve ekolojik potansiyeline dikkat çekerek güçlü bir işbirliği kurma arzusunda olduklarını dile getirdi. Andersen’in Türkiye’ye dair tespitleri ve beklentileri şunlar oldu:

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

  • Coğrafi Köprü: Türkiye’nin coğrafi konumunun “doğu, batı, kuzey ve güney arasında gerçek bir köprü” olduğunu vurguladı.
  • Ekolojik Zenginlik: Çöllerden dağlara ve denize kadar her tür ekosisteme sahip olmasının, ülkeyi biyoçeşitliliğin korunması açısından kararlı ilerleme hedefleyen bir merkez yaptığını belirtti.
  • Liderlik Alanları: Sıfır atık gündeminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın güçlü liderliğini takdir etti ve bu konunun kirlilik, atık ve kimyasallarla doğrudan bağlantılı olduğunu kaydetti.
  • Yenilenebilir Enerji: Hidroelektrik kaynaklarının yanı sıra, muhteşem rüzgar hızına sahip olması nedeniyle rüzgar enerjisi açısından da büyük fırsatlar sunduğunu ifade etti.

Fosil yakıtlardan kademeli çıkış: Türkiye’nin yeni yol haritası

Andersen, küresel iklim gündeminde kaydedilen ilerlemelere değinerek, Paris Anlaşması’nın 10. yıl dönümüne yaklaşılırken, “güzel Türkiye’de daha fazla ilerleme kaydedileceği” umudunu dile getirdi. Bu ilerlemenin kilit noktasını ise fosil yakıtlardan kademeli çıkış hedefi oluşturuyor.

Andersen, bir sonraki adımın, Türkiye’nin Avustralyalı ortaklarıyla birlikte, Brezilya ve diğer 80 ülkenin üzerinde çalıştığı fosil yakıtlardan kademeli çıkış yol haritasına öncülük etmesi olacağını söyledi.

Uluslararası Denetim ve Fırsat:

  • Küresel Denetim: COP başkanı olduğunda Türkiye’nin, tüm dünya tarafından Ulusal Katkı Beyanlarını inceleyerek “daha yoğun bir küresel denetim altında” olacağını hatırlattı.
  • Kömür ve İstihdam İkilemi: Türkiye ve ortak ev sahibi Avustralya’nın kömür alanında etkin ülkeler olması nedeniyle, uzun vadede yüksek karbondioksit salımı yapan enerji kaynaklarından uzaklaşırken ortaya çıkacak istihdam boyutunun bir karmaşa oluşturduğuna dikkat çekti.
  • Ekonomik Fırsat: Andersen, Türkiye ve Avustralya’nın bu durumu, kömür sektörünün artık kapanmakta olan bir sektör olduğunu kabul eden bir ekonomi örneği olarak değerlendirebilecekleri gerçek bir fırsat olarak görmesi gerektiğini kaydetti.

Yapay zeka ve çevresel çözümler

UNEA gündeminde yer alan ve Andersen’in de değindiği bir diğer önemli konu, yapay zekanın (YZ) sürdürülebilirlik ve çevresel koruma açısından kullanımı oldu. Andersen, YZ’nin “iyiye yönelik” çözümler sunabileceğini kabul etmekle birlikte, bu teknolojinin üretimi sırasında kullanılan metaller, nadir toprak elementleri, enerji ve su tüketimi gibi çevresel etkilerinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti.

COP31 ile dönüşümün eşiği

UNEP İcra Direktörü’nün bu açıklamaları, Türkiye’nin COP31 başkanlığı göreviyle birlikte iklim değişikliğiyle mücadeledeki uluslararası sorumluluğunun en üst seviyeye çıkacağının bir kanıtıdır. Türkiye, sadece ev sahibi olarak değil, aynı zamanda küresel bir dönüm noktası olan fosil yakıtlardan çıkış sürecinde bir örnek ülke olarak kendini konumlandırma fırsatına sahiptir.

Uzmanlar şu noktaya dikkat çekiyor: Andersen’in vurguladığı gibi, Türkiye’nin sıfır atık, biyoçeşitlilik ve yenilenebilir enerji potansiyeli gibi güçlü yanları, fosil yakıtlardan çıkış yol haritasıyla entegre edilmelidir. COP31, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki muazzam rüzgar potansiyelini (ki Karadeniz ve Ege’de önemli hızlara sahiptir) hayata geçirecek ve istihdamı temiz enerji sektörüne kaydıracak uzun vadeli ve iddialı bir planı tüm dünyaya sunması için tarihi bir platform sunmaktadır.

Denetim altında liderlik sınavı

Türkiye’nin COP31 eş başkanlığı, sadece diplomatik bir başarı değil, aynı zamanda ülkenin çevresel ve ekonomik dönüşümü için bir katalizör olma potansiyeli taşıyan bir liderlik sınavıdır. Inger Andersen’in açıklamaları, küresel toplumun Türkiye’den beklediği temel taahhüdün, yüksek karbondioksit salımı yapan kömür sektöründen çıkışa yönelik güçlü ve gerçekçi bir yol haritası olduğunu net bir şekilde ortaya koymaktadır. Türkiye’nin, kömüre bağımlı istihdam sorununu çözmek için adil geçiş mekanizmalarını ve yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandırması, bu küresel denetimden başarıyla çıkmasını sağlayacak ve ülkeyi çevresel çok taraflılıkta yeni bir liderlik sayfasına taşıyacaktır.

Kaynak: UNEP İcra Direktörü Inger Andersen (AA Röportajı), Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP).

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Et

Çevre hikâyelerini kaçırma

İklim krizi, çevre kirliliği, deprem ve hava durumu haberlerini sosyal medyada da anlık olarak takip et.

Scroll to Top
×