Geçtiğimiz yıl, kayıtlara geçen en sıcak yıl oldu. Okyanuslar adeta kaynadı, buzullar hızla eridi ve bilim insanları bu olağanüstü sıcaklık artışını açıklamak için yoğun çaba harcadı. Fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan kirlilik ve El Niño gibi doğal iklim olayları bilinen etkenler arasında yer alsa da, bunlar son yıllardaki ani sıcaklık artışını tam olarak açıklamaya yetmiyor.
Perşembe günü Science dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, bulmacanın eksik parçasını bulmuş olabileceğini belirtti: Bulutlar. Özellikle okyanuslar üzerindeki alçak bulutların azalması, gezegenin daha fazla güneş ışığı emmesine neden olarak sıcaklık artışını hızlandırıyor.

Bulutların rolü ve gezegenin “kararması”
Almanya’daki Alfred Wegener Enstitüsü’nden iklim bilimci Helge Goessling, alçak bulutların azalmasının Dünya’nın “kararmasına” yol açtığını ve gezegenin daha fazla güneş ışığı emdiğini belirtti. Bu durum, yüzeylerin güneş enerjisini yansıtma kapasitesini ifade eden “albedo” etkisini azaltıyor.
Raporda, Dünya’nın albedosunun 1970’lerden bu yana azaldığı ve bunun bir nedeninin eriyen buzullar olduğu belirtildi. Buzullar eridikçe, açık renkli kar ve buz tabakalarının yerini, güneş ışığını daha fazla emen koyu renkli kara ve su kütleleri alıyor. Alçak bulutlar da güneş ışığını yansıtarak bu etkiyi dengelemeye yardımcı oluyordu, ancak bulutların azalması bu dengeyi bozdu.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
Köşe YazarlarıNeden karbon depolama iklim krizini çözemez?
NASA uydu verileri ve iklim modelleri üzerinde yapılan analizler, alçak bulutlardaki azalmanın gezegenin albedosunu rekor seviyelere düşürdüğünü ortaya koydu. Kuzey Atlantik Okyanusu gibi bölgelerde bu düşüşün özellikle belirgin olduğu görüldü.

Bulutların azalmasının nedenleri
Bilim insanları, alçak bulutların neden azaldığını kesin olarak açıklayabilmiş değil. Araştırmacılar, bu durumun birden fazla faktörün birleşiminden kaynaklanabileceğine inanıyor.
Birinci neden, zararlı kükürt emisyonlarını azaltmaya yönelik düzenlemeler. Bu tür kirlilik, insan sağlığı için zararlı olsa da bulutların parlaklığını artırarak gezegenin soğumasına katkı sağlıyordu. İkinci neden, okyanus desenlerinde yaşanan doğal değişiklikler olabilir.
Ancak Goessling, üçüncü ve daha endişe verici bir etken olarak küresel ısınmanın kendisini işaret ediyor. Alçak seviyeli bulutlar serin ve nemli koşullarda oluşur, ancak gezegenin yüzeyi ısındıkça bu bulutlar inceliyor veya tamamen kayboluyor. Bu durum, ısınmanın daha fazla bulut kaybına yol açtığı ve bunun da ısınmayı artırdığı karmaşık bir geri bildirim döngüsü yaratıyor.
Gelecekte daha güçlü ısınma mı bekleniyor?
Eğer bu geri bildirim döngüsü gerçekleşiyorsa, gelecekteki ısınma projeksiyonlarının ciddi şekilde hafife alınmış olabileceği belirtiliyor. Goessling, “Gelecekte oldukça yoğun bir ısınma beklemeliyiz” diyerek bu bulguların iklim bilimindeki etkisine dikkat çekti.
Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden iklim bilimci Tapio Schneider, bu durumun küresel ısınmanın daha önce tahmin edilenden çok daha güçlü olabileceği anlamına geldiğini söyledi. Bulutların, Dünya’nın “güneş kremi” gibi davrandığını belirten uzmanlar, bulut örtüsündeki küçük değişimlerin bile gezegenin enerji dengesini kökten değiştirebileceğine işaret ediyor.
Bulutlar: İklim biliminin çözülmeyi bekleyen gizemi
Bulutlar, iklim biliminde çözülmesi en zor konulardan biri olarak kabul ediliyor. Goessling, bulut davranışlarını anlamanın zorluklarına dikkat çekerek, “Bulutlar iklim biliminde en büyük baş ağrılarından biri” dedi. Ancak bu zorluğun aşılması, gelecekteki ısınma düzeylerini ve iklim politikalarını doğru bir şekilde belirlemek için kritik önemde.
Yeni bulgular, iklim değişikliğinin tahmin edilenden daha hızlı ilerleyebileceğini ve uluslararası iklim politikalarının bu gerçeği dikkate alması gerektiğini ortaya koyuyor.





