Dünya Meteoroloji Örgütü’nde zayıf La Nina uyarısı: Sel ve kuraklık tehlikesi kapıda

Yayın: 4 Aralık 2025 11:17
Güncelleme: 4 Aralık 2025 11:17
Fotoğraf Kaynağı: Venrick Azcueta

Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) tarafından Perşembe günü yayımlanan güncel tahminlere göre, zayıf bir La Nina olayının önümüzdeki üç ay boyunca (Aralık 2025 – Şubat 2026) küresel hava modellerini etkileme olasılığı %55 olarak belirlendi. Bu doğa olayı, Pasifik Okyanusu’nun orta ve doğu kesimlerinde yüzey suyu sıcaklıklarının geçici olarak düşmesine neden olsa da, WMO dünya genelinde birçok bölgenin normalden daha sıcak geçeceği beklentisini koruyor. Bu durum, özellikle tarım, enerji ve su kaynakları açısından kritik öneme sahip olan sel ve kuraklık riskini önemli ölçüde artırma potansiyeli taşıyor.

Peki, Pasifik Okyanusu‘ndaki sıcaklık düşüşü tüm dünyada nasıl bir sıcaklık artışına neden olabilir? Zayıf bir La Nina, özellikle hangi bölgelerde ekinleri etkileyecek sel ve kuraklık riskini yükseltiyor? WMO’nun mevsimsel tahminlerinin tarım, enerji ve sağlık sektörleri için ifade ettiği milyonlarca dolarlık ekonomik tasarruf ve hayat kurtarma potansiyeli nedir?

Zayıf bir soğuma etkisi ve küresel sıcaklık çelişkisi

WMO, okyanus ve atmosfer göstergelerinin Kasım ayı ortalarında sınırda La Nina koşulları gösterdiğini ve Aralık 2025’ten Şubat 2026’ya kadar zayıf bir La Nina yaşanma olasılığının %55 olduğunu tahmin etti. La Nina, El Nino-Güney Salınımı (ENSO) döngüsünün soğuk fazıdır. Pasifik Okyanusu’nun ekvatoral orta ve doğu kesimlerindeki deniz yüzeyi sıcaklıklarının normalden daha soğuk olmasıyla karakterizedir.

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

Aradaki Çelişki: La Nina Pasifik’te yerel bir soğuma sağlasa bile, WMO birçok bölgenin normalden daha sıcak olmasını beklemektedir. Bu durum, uzun vadeli insan kaynaklı iklim değişikliğinin etkisinin, kısa vadeli doğal döngüsel olayların etkisini geçtiğini gösteren önemli bir işarettir. Artan sera gazı emisyonlarının neden olduğu genel ısınma trendi, La Nina’nın yerel soğutma etkisini büyük ölçüde gölgelemiştir.

Sel ve kuraklık riskinde artış: Tarım alarmı

La Nina olayları, küresel rüzgar ve yağış desenlerini değiştirerek belirli bölgelerde öngörülemez hava koşullarına yol açar. Bu zayıf La Nina’nın beklenen en büyük etkisi, hava modellerini değiştirerek ekinleri etkileyebilecek sel ve kuraklık riskini artırmasıdır.

  • Sel Riski: Genellikle Endonezya, Avustralya’nın doğu kıyıları, Güney Asya’nın bazı bölgeleri ve Brezilya’nın kuzeyi gibi bölgelerde normalden daha fazla yağış ve sel riski görülür.
  • Kuraklık Riski: Amerika Birleşik Devletleri’nin güneybatısı, Doğu Afrika ve Güney Amerika’nın bazı kesimlerinde ise normalden daha kurak koşullar ortaya çıkabilir. Bu durum, tarımsal üretim ve su kaynakları yönetimi açısından kritik zorluklar yaratmaktadır.

WMO, bu mevsimsel tahminlerin özellikle Pasifik’te tropikal siklonları tetikleyen ve Amerika kıtasının bazı bölgelerinde ve başka yerlerde yağış ve sel riskini artıran doğal bir iklim olayı olan El Nino‘nun (sıcak faz) yaşanmasının ise muhtemel olmadığını bildirdi.

İlerleyen aylar için tahminler

WMO’nun tahmini, önümüzdeki aylarda ENSO döngüsünün nötr koşullara dönme eğiliminde olduğunu gösteriyor:

  • Ocak – Mart 2026: Nötr koşulların oluşma olasılığı %65.
  • Şubat – Nisan 2026: Nötr koşulların oluşma olasılığı %75.

Bu, La Nina etkisinin geçici olacağı ve 2026’nın ilk çeyreğinde Pasifik’in normale döneceği anlamına gelmektedir.

Veri tahminlerinin ekonomik ve insani değeri

BM hava durumu ajansı, mevsimsel tahminlerin ve bunların hava durumu üzerindeki etkilerinin toplumlar için taşıdığı muazzam değeri özellikle vurguladı.

WMO’ya göre, erken ve doğru mevsimsel tahminler:

  • Ekonomik Tasarruf: Tarım, enerji, sağlık ve ulaştırma alanlarında milyonlarca dolarlık ekonomik tasarrufa dönüşebilir. Örneğin, tarımda ekim zamanlaması ve ürün seçimi, enerjide talep tahmini ve sağlıkta hastalıklara karşı hazırlık (örneğin sıtma gibi su kaynaklı hastalıklar) için hayati önem taşır.
  • Hayat Kurtarma: Erken müdahale eylemlerinin hazırlanmasıyla sel ve aşırı sıcaklık gibi felaketlerde binlerce hayatın kurtarılması mümkündür.

İklim modellerinin önemi

La Nina’nın doğrudan etkileri Pasifik Okyanusu çevresinde yoğunlaşsa da, ENSO döngüsünün dolaylı etkileri (telebağlantılar) Türkiye dahil olmak üzere küresel hava desenlerini değiştirebilir. Genellikle La Nina yıllarında Türkiye’de kış aylarının daha soğuk ve kurak geçme eğilimi olduğu gözlemlenmiştir.

Uzmanlar şu noktaya dikkat çekiyor: WMO’nun bu zayıf La Nina uyarısı, Türkiye’nin de kış mevsimi hazırlıklarını bu potansiyel dolaylı etkilere göre gözden geçirmesi gerektiğini göstermektedir. Özellikle su kaynakları yönetimi (kuraklık riski) ve enerji talebi projeksiyonları, bu tür mevsimsel tahminler ışığında güncellenmeli ve risk yönetimi planları hazırlanmalıdır. WMO’nun vurguladığı gibi, erken ve bilimsel tahminler, ulusal ekonomiler ve insan sağlığı için stratejik bir araçtır.

Doğal döngü ve insan faktörü çatışması

WMO’nun zayıf La Nina tahmini, kısa vadeli doğal iklim döngülerinin hala önemli olduğunu gösterse de, küresel sıcaklıkların normalin üzerinde seyretme beklentisi, insan kaynaklı iklim değişikliğinin uzun vadeli hakimiyetini açıkça ortaya koymaktadır. La Nina’nın getirdiği yerel soğumaya rağmen beklenen genel ısınma, iklim krizinin aciliyetini bir kez daha vurgulamaktadır. Bu durum, dünya genelindeki karar alıcılar için hayati bir ders sunmaktadır: İklim değişikliği ve doğal hava olaylarının birleşimi, tarımsal verimlilikten halk sağlığına kadar kritik riskleri çok daha karmaşık hale getirmektedir.

Kaynak: Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) Tahmini.

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Et

Çevre hikâyelerini kaçırma

İklim krizi, çevre kirliliği, deprem ve hava durumu haberlerini sosyal medyada da anlık olarak takip et.

Scroll to Top
×