Endonezya’daki ikiz felaket: Seller yüzlerce can aldı, Tapanuli Orangutanları yaşam alanları yok oldunca kayboldu

Yayın: 9 Aralık 2025 08:46
Güncelleme: 9 Aralık 2025 08:46
Fotoğraf Kaynağı: Wolfgang Hasselmann

Yaklaşık iki hafta önce Endonezya’yı vuran ve komşu Malezya ile Tayland’ı da etkileyen ölümcül heyelan ve seller, yüzlerce insanın ölümüne yol açarken, halihazırda kritik derecede nesli tükenme tehlikesi altında olan Tapanuli orangutanlarını da büyük bir risk altına soktu. Kuzey Sumatra’daki Sipirok bölgesinde orangutanları korumak için çalışan bekçiler, felaketten sonra hayvanların doğal yaşam alanlarının tahrip olmasıyla birlikte ortadan kaybolduğunu bildiriyor.

Peki, Endonezya’yı vuran bu siklon kaynaklı seller ve heyelanlar, neden bu kadar ölümcül oldu ve yerel liderler ile yeşil gruplar, bu felaketlerin etkisini artıran temel neden olarak neyi işaret ediyor? Dünyanın en nadir büyük maymun türlerinden biri olan Tapanuli orangutanları için, madencilik ve ormancılık faaliyetleriyle artan ormansızlaşma, sellerden önce bile nasıl bir varoluşsal tehdit oluşturuyordu? Hükümet yardımı olmazsa, bu hayvanların yerel olarak neslinin tükenme riski neden bu kadar yüksek?

İklim krizi ve insan eli: Felaketin ardındaki nedenler

Endonezya’nın Sipirok bölgesinde meydana gelen felaket, hem doğal iklim olaylarının şiddetini hem de insan faaliyetlerinin bu olayların yıkıcı etkisini nasıl artırdığını gözler önüne seriyor.

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

Siklonun yıkıcı bilançosu

Siklonun neden olduğu sel ve heyelanlar, Endonezya genelinde Salı itibarıyla 962 kişinin ölümüne ve 291 kişinin kayıp olarak kayıtlara geçmesine neden oldu. Güney Tayland ve Malezya’da da yaklaşık 200 kişi hayatını kaybetti.

Ormansızlaşmanın tetikleyici rolü

Yerel liderler ve çevreci gruplar, felaketin bu denli büyük bir yıkıma neden olmasının ardındaki temel neden olarak, madencilik ve ormancılıkla bağlantılı yoğun ormansızlaşmayı gösteriyor. Sipirok köyünde, felaketten en çok etkilenen Güney Tapanuli bölgesinde büyük ağaçların kesildiği görüldü.

Orangutan Bilgi Merkezi’nden (OIC) bekçi Amran Siagian’ın tanıklığına göre, bir şirket bölgede en az bir yıldır ağaç kesiyordu. Siagian, “Orman seyrekse, bu onlar için zor olmalı,” diyerek ormanların yok edilmesinin orangutanları sellerden önce bile etkilediğini vurguladı. Orman örtüsü; sel sularını emerek, toprak kaymalarını önleyerek ve suyun akış hızını yavaşlatarak doğal bir bariyer görevi görür. Bu koruyucu kalkanın kaldırılması, doğal felaketlerin etkisini katlanarak artırmaktadır.

Tapanuli Orangutanları: Kritik bir varoluş mücadelesi

Endonezya ve Malezya’da toplam 119 bin orangutan yaşasa da, Kuzey Sumatra’daki Tapanuli orangutanları (Pongo tapanuliensis), yalnızca Tapanuli bölgesinde, tahmini 760 birey ile dünyanın en nadir ve en kritik tehlike altındaki büyük maymun türü olarak kabul edilmektedir.

Yaşam alanlarının kaybı ve kayboluş

Amran Siagian, felaketten önce bölgedeki tepelerde sık sık durian ve diğer meyveleri yiyen Tapanuli orangutanlarıyla karşılaştığını, ancak heyelanlardan sonra onların ortadan kaybolduğunu anlatıyor: “Uzaklaşmış olmalılar, giderek daha da uzaklaşmış olmalılar. Artık seslerini duyamıyordum.”

Orangutanların yaşam döngüsü, orman gölgeliklerine ve ağaçların sürekliliğine tamamen bağlıdır; onlar daldan dala dolaşarak yaşarlar. Ormanların yok edilmesi, bu hayvanların sadece beslenme ve barınma kaynaklarını değil, aynı zamanda felaket anında sığınabilecekleri güvenli yolları da yok etmektedir.

İslam İşbirliği Teşkilatı Kurucusu Panud Hadisiswoyo, türün karşı karşıya olduğu en büyük tehdidin, plantasyonlar ve madencilik endüstrisi nedeniyle yaşanan ormanların kaybı olduğunu belirtiyor.

Orman ve su döngüsü ilişkisi

Endonezya’daki bu felaket, Türkiye’de ve küresel çapta, ormanların sadece ekolojik değil, aynı zamanda afet yönetimi ve su döngüsü açısından da taşıdığı hayati önemi bir kez daha ortaya koymaktadır. Türkiye’de de özellikle Karadeniz ve Akdeniz gibi eğimli arazilere sahip bölgelerde, orman tahribatının dere yataklarında ve yamaçlarda ani sel ve heyelan riskini artırdığı görülmektedir.

Uzmanlar şu noktaya dikkat çekiyor: Endonezya örneği, bir bölgede madencilik veya tarım amaçlı ormansızlaşmaya izin vermenin, kısa vadeli ekonomik kazanç sağlamakla birlikte, uzun vadede iklim değişikliğinin tetiklediği aşırı yağışlar karşısında milyonlarca dolarlık hasara ve yüzlerce can kaybına yol açabileceğini göstermektedir. Bu, Türkiye’deki ormanların ve su havzalarının korunması gerekliliğini güçlendiren küresel bir ders niteliğindedir.

Sürdürülebilirliğin göz ardı edilen bedeli

Endonezya’daki sel ve heyelan felaketi, iklim krizinin ve kontrolsüz endüstriyel faaliyetlerin trajik kesişimini temsil ediyor. Yüzlerce insan hayatını kaybederken, gezegenin en nadir canlılarından olan Tapanuli orangutanları da sessizce yok oluşa doğru itiliyor. OIC bekçisinin “Devlet yardımı olmazsa, orangutanların nesli burada tükenebilir” uyarısı, sadece bir türün kaderini değil, aynı zamanda Endonezya’nın biyolojik çeşitliliğini koruma konusundaki ulusal iradesini de sorgulamaktadır. Küresel topluluk, Endonezya hükümeti ve özel sektör, ekolojik dengeyi korumadan yapılan ekonomik büyümenin bedelinin, telafisi mümkün olmayan kayıplara yol açtığını anlamalıdır. Tapanuli orangutanları ve tahrip olan yaşam alanları, sürdürülebilirliğin göz ardı edilmesinin sessiz kurbanlarıdır.

Kaynak: Reuters, Orangutan Bilgi Merkezi (OIC), Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF), İslam İşbirliği Teşkilatı (Panud Hadisiswoyo).

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Et

Çevre hikâyelerini kaçırma

İklim krizi, çevre kirliliği, deprem ve hava durumu haberlerini sosyal medyada da anlık olarak takip et.

Scroll to Top
×