Gizemli sıcak hava dalgası Pasifik Okyanusu’nu yeni bir rekor seviyeye ısıttı

Yayın: 18 Ekim 2025 10:15
Güncelleme: 18 Ekim 2025 10:16
Fotoğraf Kaynağı: Fotoğraf: Leon Rohrwild / Unsplash

Küresel iklim bilimcileri, Pasifik Okyanusu’nun kuzey kesiminde, Akdeniz’in yaklaşık on katı büyüklüğündeki bir alanda yaşanan ve kayıtlardaki en sıcak yazı beraberinde getiren “gizemli” deniz sıcak hava dalgası karşısında şaşkınlık yaşıyor. Temmuz ve eylül ayları arasındaki deniz yüzeyi sıcaklıkları, önceki rekorun tam 0.25 derece üzerine çıkarak, normal iklim modellerinin tahmin ettiğinden çok daha yüksek bir ısınma gösterdi. Bilim insanları, bu ısınmanın arkasındaki ana mekanizmayı tam olarak açıklayamasa da, Pasifik’teki bu “sıcak kütlenin” (blob) Japonya’dan ABD’ye kadar hava durumunu değiştirdiğini ve hatta İngiltere’de kışa soğuk bir başlangıç getirme potansiyeli taşıdığını düşünüyor.

Bu dünya için ne ifade ediyor? Bu durum, gezegenimizin iklim sistemindeki karmaşıklığın ve insan etkisinin beklenmedik sonuçlarının somut bir kanıtıdır. Berkeley Earth’ten iklim bilimcisi Zeke Hausfather’a göre, bu kadar geniş bir bölgedeki ısınma “oldukça dikkat çekici” ve bu durumun doğal değişkenlikle açıklanamayacağını belirtiyor. Okyanusların ısınması, sadece deniz yaşamını tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda buharlaşma ve nem yoluyla fırtınalara ekstra enerji sağlayarak, Kuzey Amerika ve Asya kıyı şeritlerinde aşırı hava olaylarının şiddetini artırıyor. Bu bilinmeyen değişken, küresel iklim modellemelerinin hassasiyetini de sorgulatıyor.

Pasifik’teki ‘sıcak kütle’ bilim kurgu değil: Model tahminlerini aşan ısınmanın peşinde

BBC’nin Avrupa Copernicus iklim servisinden aldığı verileri analiz etmesiyle ortaya çıkan sonuç, Kuzey Pasifik sularının son yıllarda hızlanan ısınma trendinin ötesine geçtiğini gösteriyor. Bölgedeki sıcaklık artışının, insan kaynaklı karbon emisyonlarını dikkate alan bilgisayar simülasyonları (iklim modelleri) tarafından tahmin edilen değerlerin bile üzerine çıkması, bilim insanlarını yeni hipotezler geliştirmeye itiyor. Berkeley Earth analizine göre, Ağustos ayında gözlemlenen deniz sıcaklıklarının herhangi bir yılda gerçekleşme olasılığı %1’den daha azdı.

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

Sır perdesi aralanıyor: Zayıf rüzgarlar ve gemi yakıtlarının etkisi

Bilim insanları, bu istisnai koşulları açıklamak için iki ana faktör üzerinde duruyor:

  1. Doğal Hava Değişkenliği (Zayıf Rüzgarlar): Bu yaz aylarında rüzgarların normalden daha zayıf esmesi, güneşten gelen ısının deniz yüzeyinde kalmasına ve alttaki daha soğuk sularla karışmamasına neden oldu. Ancak Dr. Hausfather’a göre bu, durumu ancak bir yere kadar açıklıyor: “Bu kesinlikle doğal bir değişkenlik değil, burada başka bir şey daha var.”
  2. Uluslararası Denizcilik Kuralı Değişikliği (Kükürt Etkisi): En ilgi çekici hipotez, 2020 yılında yürürlüğe giren ve gemi yakıtlarındaki kükürt dioksit miktarını azaltmayı amaçlayan IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü) kural değişikliğiyle ilgili. Kirli gemi yakıtlarından çıkan kükürt, atmosferde aerosol adı verilen, güneş ışığını yansıtan küçük parçacıklar oluşturarak küresel ısınmanın bir miktar kontrol altında tutulmasına yardımcı oluyordu. Kükürt emisyonlarının azaltılmasıyla bu “soğutma etkisi” ortadan kalktı ve özellikle Kuzey Pasifik gibi yoğun denizcilik yollarında insan kaynaklı ısınmanın tüm etkisi yüzeye çıktı. Dr. Hausfather, “Bölgedeki ısınmanın başlıca nedeninin kükürt olduğu görülüyor,” diyerek bu hipotezin gücünü vurguluyor.

Ek Bilgi: Benzer bir etki, Çin şehirlerindeki hava kirliliğini azaltma çabalarıyla da ilişkilendiriliyor. Temizlenen hava, daha az güneş ışığı yansıttığı için okyanusların daha fazla ısınmasına neden olabilecek beklenmedik bir sonuç yaratmış olabilir.

Aşırı hava olaylarının tetikleyicisi

Leeds Üniversitesi’nden Prof. Amanda Maycock, Pasifik’teki bu sıcak suların Japonya, Güney Kore ve ABD’de fırtınalara neden olduğunu belirtiyor. Özellikle Kaliforniya’da görülen “aşırı yüklü fırtınalar,” Pasifik’teki sıcak suların sağladığı ekstra ısı ve nem ile besleniyor. Bu “atmosferik nehirler” denen yüksek nemli hava bantları, karaya yüksek miktarda yağmur veya kışın kar olarak düşebilir.

İngiltere ve Avrupa için beklenmedik soğuk kış başlangıcı ihtimali

Uzun vadeli hava tahmini zor olsa da, Kuzey Pasifik’teki aşırı sıcaklıkların telebağlantılar aracılığıyla İngiltere ve Avrupa’yı etkileme potansiyeli bulunuyor. Prof. Maycock, Pasifik’teki sıcak hava koşullarının atmosferde dalga hareketleri oluşturarak Kuzey Atlantik ve Avrupa üzerindeki hava akışını değiştirebileceğini belirtiyor.

Uzman Görüşü: Prof. Maycock’a göre bu durum, kıta üzerinde yüksek basınç koşullarını destekleyebilir. Bu yüksek basınç, daha soğuk havanın olduğu Arktik’ten daha fazla etki getirerek, Avrupa’nın üzerine çizilebilir ve Birleşik Krallık’ta kışa daha soğuk bir başlangıç yapma olasılığını artırabilir.

Karışıma Eklenen Faktör: La Niña: Eş zamanlı olarak tropikal Pasifik’te yüzey sularının alışılmadık derecede soğuk olması (La Niña etkisi), İngiltere’de kışa soğuk başlama riskini artırıyor. Ancak La Niña’nın zayıf olması nedeniyle, Kuzey Pasifik’teki rekor sıcaklığın, önümüzdeki kış tahminleri için daha önemli bir itici güç olacağı düşünülüyor.

Türkiye’ye veya bölgeye bağlantı: Hava akımlarının etkisi

Kuzey Pasifik’teki bu dev sıcak hava kütlesi ve buna bağlı gelişen telebağlantılar, Türkiye’nin hava koşullarını dolaylı yoldan etkileme potansiyeline sahiptir. Küresel hava sistemleri, jet akımı ve basınç merkezleri üzerinden birbirine bağlıdır. İngiltere ve Avrupa’da kışa soğuk bir başlangıç getirme ihtimali olan Arktik hava kütlelerinin hareketi, Avrupa kıtası üzerinden Türkiye’ye ulaşan soğuk hava sistemlerinin şiddetini ve sıklığını da etkileyebilir. Bu, Türkiye’de kış mevsiminin karakterinde (özellikle yağış ve sıcaklık dağılımında) beklenmedik sapmalara yol açabilir. Bu nedenle, küresel okyanus sıcaklıklarındaki rekorlar, Türkiye’deki uzun vadeli iklim ve tarım planlaması açısından yakından izlenmesi gereken verilerdir.

Yorum

Kuzey Pasifik’teki bu gizemli ısınma olayı, iklim değişikliği çağında “beklenmeyeni bekle” ilkesinin altını kalın bir çizgiyle çiziyor. İnsanlığın karbon emisyonlarının yanı sıra, gemi yakıtlarındaki kükürt azaltımı gibi iyi niyetli çevresel düzenlemelerin bile beklenmedik bir “ısınma şoku” yaratması, iklim sisteminin ne kadar hassas ve karmaşık olduğunu kanıtlıyor. Bu durum, sadece mühendislik çözümleriyle değil, aynı zamanda atmosferik kimya ve fizik dengeleriyle de oynadığımızı gösteriyor. Pasifik’teki bu dev sıcak kütle, bir yandan Japonya ve ABD’ye aşırı fırtınalar gönderirken, diğer yandan binlerce kilometre ötedeki İngiltere’ye soğuk kış vaat etmesi, telebağlantıların küresel iklimdeki kritik rolünü vurguluyor. Bilim dünyasının bu sırrı çözmesi, gelecekteki iklim modellerinin ve risk yönetim stratejilerinin doğruluğu açısından hayati önem taşımaktadır.

Kaynak: BBC, Copernicus İklim Servisi, Berkeley Earth

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Et

Çevre hikâyelerini kaçırma

İklim krizi, çevre kirliliği, deprem ve hava durumu haberlerini sosyal medyada da anlık olarak takip et.

Scroll to Top
×