Havacılık sektöründeki profesyonellerden oluşan yeni bir oluşum, endüstrinin iklim değişikliğiyle mücadelede yetersiz kaldığını savunarak sektörde köklü dönüşüm çağrısı yaptı.
İklim değişikliği karşısında havacılık sektörünün tutumunu eleştiren Call Aviation to Action adlı yeni bir grup, uçuş sayılarına getirilecek sınırlamaların da dahil olduğu yapısal değişiklikler önerdi. Gruba göre sektör, emisyon azaltım teknolojilerinde aşırı iyimser davranıyor ve büyümeye odaklı iş modeli nedeniyle sürdürülebilirlikten uzaklaşıyor.
Grubun kurucu ortaklarından olan ve 2022 yılına kadar KLM Royal Dutch Airlines’ta sürdürülebilirlikten sorumlu başkan yardımcısı olarak görev yapan Karel Bockstael, ❝Havacılığın yapabileceği olumlu şeyleri biliyoruz ancak sektörün dünyaya katkısını yeniden kazanabilmesi için kendini baştan yaratması gerekiyor❞ dedi.
ICAO’ya ağır eleştiri: “8 yılda yalnızca Corsia’yı çıkardı”
Havacılığın uluslararası niteliği nedeniyle sektörden kaynaklanan emisyonlar, ülkelerin BM İklim Sekreterliği’ne sunduğu ulusal planlara dahil edilmiyor. Bu sorumluluk, BM’nin havacılık kuruluşu Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’ne (ICAO) verilmiş durumda.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
Köşe YazarlarıNeden karbon depolama iklim krizini çözemez?
Ancak Bockstael’e göre, ICAO bu görevini yerine getirmekte yetersiz kaldı: ❝Sekiz yıllık tartışmanın ardından yalnızca Corsia planı üretildi. Bu plan, havacılığın belirli büyüme eşiklerini aşması halinde karbon dengelemesi öngörüyor. Yani sorunu başka bir sektöre ihraç ediyor❞ dedi. Corsia planı, birçok uzman tarafından “iddiasız ve sorunlu” olarak nitelendiriliyor. Üstelik şu ana kadar hiçbir havayolu şirketi bu plana uygun şekilde karbon kredisi satın almak zorunda kalmadı.
Bockstael, ❝Eğer harekete geçmezsek, 2050’ye kadar havacılığın emisyonları insan kaynaklı sera gazı salımlarının dörtte birine ulaşacak. Bu, utanç verici bir tablo olur❞ ifadelerini kullandı.
Sessiz çoğunluk konuşuyor: Uçmak güzeldir ama sürdürülebilir olmalı
Grup, sektörde çalışan birçok kişinin uçuş tutkusu ile gezegene duyduğu endişe arasında kaldığını ve bu çelişkinin yüksek sesle dile getirilmesi gerektiğini savunuyor. ❝Uçmanın büyüsünü seviyoruz ancak bu büyünün yok olacağını öngörüyoruz. Bunu engellemek istiyoruz. Havacılık profesyonellerinden oluşan sessiz çoğunluğun sesini yükseltmesi gerekiyor❞ diyen Bockstael, liderleri bu dönüşümün parçası olmaya davet etti.
The Guardian, daha önce iklim konusunda endişeli olduğunu söyleyen ancak kamusal alanda konuşmaktan çekinen çok sayıda havacılık çalışanıyla görüştüğünü bildirdi. Call Aviation to Action grubu, Salı günkü resmi lansman öncesinde mühendislerden havayolu yöneticilerine kadar onlarca sektörel uzmanı kadrosuna kattığını duyurdu.
ICAO: “Tarafsızız, yorum yapmıyoruz”
Konuya ilişkin açıklama yapan ICAO sözcüsü ise, ❝ICAO, dünya genelinde uygulanabilecek teknik olarak sağlam havacılık standartları geliştirmeye kararlıdır. Politik olarak tarafsız bir kuruluş olduğumuz için belirli tarafların faaliyetlerine dair yorum yapmıyoruz❞ dedi.
İklim konusunda kaygılı havacılık çalışanlarının oluşturduğu Safe Landing adlı küresel grubun üyesi ve ticari pilot Tom Reynolds, ❝İklim krizini göz ardı edemeyiz. Ancak cesaretli liderlik, yatırım ve doğru politikalarla uçmanın güzelliğini koruyacak bir havacılık endüstrisi inşa edebiliriz❞ diye konuştu.
Emisyonlar adil şekilde azaltılmalı, lobi faaliyetleri sona ermeli
Uçuşlar, kilometre başına diğer tüm ulaşım türlerinden daha fazla karbondioksit emisyonuna neden oluyor. Dahası, dünya nüfusunun yalnızca %1’i tüm havacılık emisyonlarının yarısından sorumlu. Climate Action Tracker, sektörün iklim planlarını “kritik derecede yetersiz” buluyor.
ICAO, 2042 yılına kadar yolcu sayısının iki katına çıkmasını öngörüyor. Ancak bağımsız uzmanlar, yakıt verimliliğinde ilerlemenin yavaşladığını ve bu büyümeyi telafi etmenin olası olmadığını belirtiyor. 2023’te Katar Havayolları CEO’su, sektörün hedeflerini ❝bir halkla ilişkiler egzersizi❞ olarak nitelemişti.
Bockstael, ❝Uzun vadeli hedeflere rağmen havacılığın mutlak etkisi artıyor❞ derken, grup adına yapılan açıklamada sektörün, ❝bilim temelli karbon bütçeleriyle uyumlu mutlak emisyon kesintileri❞ hedeflemesi ve ❝iklim politikalarına karşı lobi yapmayı bırakması❞ gerektiği vurgulandı.
“Endüstri dönüşmeli, yeni inovasyon çağı başlamalı”
Bockstael, iklim dostu teknolojilerin maliyetli olacağını ancak bu maliyetin uçuş fiyatlarına yansıyacağını söyledi. Bu durumda karbon vergileri gibi önlemlerle talebin adil şekilde yönetilmesi gerektiğini belirtti. ❝Eşit erişim sağlanmalı ve yoğun seyahat eden zengin ülkeler hedef alınmalı❞ dedi.
Uzay mühendisi ve Safe Landing üyesi Finlay Asher, ❝Call Aviation to Action önerileri, inovasyonun altın çağına yol açabilir. Yeni uçak tasarımları, sıfır karbonlu enerji kaynakları ve yeni havalimanı düzenleriyle daha yeşil, sessiz ve erişilebilir bir havacılık sistemine geçebiliriz❞ değerlendirmesinde bulundu.





