Türkiye’nin en yüksek otel ve oda kapasitesine sahip turizm başkenti Antalya’da, yaklaşan su krizi tehlikesine karşı hayati bir proje başlatılıyor. Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB), “1 Damla 1 Dünya” adını verdiği bu projeyle, kentteki 306 bin 532 otel odasında su israfının önüne geçmeyi hedefliyor. Proje kapsamında paylaşılan veriler, bir otel odasında günde ortalama 1.500 litre su tüketildiğini ortaya koyarken, Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün (WRI) Su Stresi Haritası’na göre Türkiye’nin 2050 yılında ‘yüksek stres’ yaşayacak ülkeler arasında yer alacağını gösteriyor.
Bu gelişme neden önemli? AKTOB Başkanı Kaan Kaşif Kavaloğlu’nun belirttiği gibi, 2050 yılına kadar küresel su talebinin yüzde 20 artacağı bir dönemde, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz Bölgesi’nde su problemi “çok ağır hissedilecektir.” Antalya’daki oteller, Türkiye’deki toplam tatlı su kullanımının yüzde 15’ini tüketiyor. Bu nedenle turizm sektörünün başlattığı bu proje, su kaynaklarının korunması ve ülkenin geleceğinin garanti altına alınması açısından sadece ticari değil, ekolojik ve yaşamsal bir milat olarak görülmektedir. Proje, su israfını azaltma, yeniden kullanma ve israf eden sistemleri değiştirme olmak üzere üç temel strateji üzerine kurulu.

2050 tehdidi: Türkiye’nin güneyi “son derece yüksek stres” altında
AKTOB’un projesinde yer alan WRI’ın Su Stresi Haritası, Türkiye’nin su geleceği açısından alarm zilleri çalıyor. Harita, 2050 senaryosuna göre Türkiye’yi genel olarak ‘kırmızı’ (yüksek stres) bölgede gösterirken, özellikle ülkenin güney ve batı kıyıları ‘son derece yüksek stres’ (yüzde 80 ve üzeri su çekilme oranı) bölgeleri olarak işaretleniyor. Antalya gibi turizmde ve tarımda yoğun su kullanan bir kent için bu senaryo, su krizinin kaçınılmaz bir tehdit olduğunu ortaya koyuyor.
Haftalık Çevre Bültenine Kaydolun
En önemli haberleri anında alın
Turizm sektörünün sorumluluğu ve stratejiler
AKTOB Başkanı Kavaloğlu, tatlı su kullanımında yüzde 70 ile tarımın, yüzde 20 ile sanayinin ve yüzde 10 ile hanelerin payının olduğunu belirtirken, otellerin bu sistemin içerisindeki suyun yüzde 15’ini tükettiğine dikkat çekiyor. Bu yüksek oranın bilinciyle, proje su tasarrufu için üç ana strateji belirlemiştir:
TAVSİYE EDİLEN
- Azaltma: Kullanılan su miktarını çeşitli yöntemlerle azaltmak ve israfı önlemek.
- Yeniden Kullanma: Binalarda yağmur suyu hasadı ve gri su kullanım sistemleri (lavabo ve duş suları) kullanarak suyun yeniden kullanımını sağlamak.
- Sistem Değişikliği: Suyu israf eden ekipmanları veya yöntemleri, suyun verimli şekilde kullanılmasını sağlayacak şekilde değiştirmek.
Bu uygulamaların, sadece ekolojiye katkı sağlamakla kalmayacağı, aynı zamanda su ve enerji verimli uygulamalar sayesinde işletme giderlerini yüzde 10 ila 15 arasında azaltabileceği vurgulanıyor.

Oteller nasıl tasarruf edebilir? Somut çözüm önerileri
Proje, otellerin uygulaması gereken somut ve pratik su tasarrufu yöntemlerini detaylandırıyor:
- Musluk ve Batarya Verimliliği: Lavabo ve eviyelerde 6 lt/dk, duşlarda ise 8 lt/dk’yı geçmeyecek şekilde musluk ve bataryaların kullanılması (20 ila 40 tasarruf) sağlanması. Bunun için musluklara perlatör takılması ve vanaların kısılması öneriliyor.
- Akıllı Ekipmanlar: Klasik muslukların sensörlü ve düşük basınçlı musluk, batarya ve perlatörle değiştirilerek yüzde 50 oranında tasarruf edilmesi.
- Sifon Sistemleri: Çok su tüketen klasik sifonların çift kademeli, tasarruflu sifon sistemleriyle değiştirilerek yüzde 75’e su tasarrufu sağlanması.
- Peyzaj Düzenlemesi: Çok su tüketen bitkilerin kuraklığa dayanıklı türlerle ve geleneksel sulama sistemlerinin verimli sulama sistemleriyle değiştirilmesi.
Yağmur suyu hasadı ile toplanan suyun tuvalet rezervuarları, temizlik, yeşil alan sulama ve endüstriyel proses sularında kullanılması; gri su sistemleriyle (lavabo ve duş suları) elde edilen suyun basit bir ön arıtmadan sonra otel, okul ve hastanelerde yeniden kullanılması öngörülüyor.

Türkiye’de turizm ve su güvenliği
Antalya’da başlatılan bu proje, Türkiye turizminin geleceği açısından kritik bir adımdır. Turizm sektörü, su tüketimi ve çevresel ayak izi konusunda sürekli eleştirilere maruz kalmaktadır. AKTOB’un projesi, bu eleştirilere karşı sektörün sorumluluk aldığını göstermesi ve uluslararası pazarda çevreye duyarlı turistler için cazip hale gelmesi açısından önemlidir. 2050 yılında 2.4 milyar insanın su stresi altında yaşama öngörüsü, Türkiye’nin de turizm politikalarını su güvenliğini merkeze alarak yeniden düzenlemesi gerektiğini teyit ediyor. Sadece turizm tesislerinde değil, tarım ve sanayi sektörlerinde de su yönetiminin sıkılaştırılması, Türkiye’nin $2050 \text{ yılındaki}$ yüksek su stresi tehlikesini yönetebilmesi için bir zorunluluktur.
Yorum
Antalya'nın 306 bin odayı kapsayan "1 Damla 1 Dünya" projesi, küresel iklim krizinin ve su kıtlığının Türkiye'nin en kritik sektörlerinden biri tarafından ne kadar ciddiye alındığını gösteren umut verici bir başlangıçtır.
Günde 1.500 litre su tüketen bir otel odasının verisi, israfın boyutunu açıkça gözler önüne seriyor. Bu proje, su tasarrufunu bir zorunluluktan çıkarıp, hem ekolojik bir sorumluluk hem de işletme maliyetlerini düşüren akıllı bir yatırım olarak konumlandırması açısından önemlidir. Ancak başarının sağlanması, sadece ekipmanların değiştirilmesiyle sınırlı kalmamalı; otel personelinin eğitimi, su bilincinin artırılması ve en önemlisi, suyun en büyük tüketicisi olan tarım ve sanayi sektörlerinin de benzer kapsamlı stratejileri benimsemesiyle mümkün olacaktır.
Kaynak: DHA, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB), Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI)








