Avrupa, iklim değişikliğinin etkilerinin her geçen gün daha da belirginleştiği bir dönemde, 2025 yılı Mart ayında şimdiye kadar kaydedilen en sıcak Mart ayını yaşadı.
Avrupa Birliği’ne bağlı Copernicus İklim Değişikliği Servisi (C3S) tarafından yayımlanan aylık iklim bültenine göre, geçen ay yalnızca Avrupa değil, küresel ölçekte de rekorlara sahne oldu. Mart 2025, küresel çapta kayıtlara geçen en sıcak ikinci Mart ayı olurken, bu alandaki rekorun halen 2024 yılına ait olduğu belirtildi.
C3S’nin verilerine göre, Mart ayında küresel ortalama sıcaklık, sanayi öncesi döneme kıyasla 1,6 santigrat derece daha yüksekti. Böylece son 21 ayın 20’sinde ortalama sıcaklık, 1,5 derece sınırını aştı. Bu veriler, Paris İklim Anlaşması kapsamında belirlenen küresel ısınma eşiğinin fiilen aşıldığını ve gezegenin hızla geri dönüşü zor bir iklim krizine sürüklendiğini ortaya koyuyor.
Avrupa’da aşırı hava olayları: Kuraklık ve yağış aynı anda
Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi’nin stratejik lideri Samantha Burgess, Avrupa’nın geçtiğimiz ay hem şiddetli kuraklık hem de aşırı yağış olaylarıyla karşı karşıya kaldığını vurguladı. Burgess’e göre, kıtanın bazı bölgeleri rekor düzeyde kuraklık yaşarken, diğer bölgelerde son 47 yılın en yağışlı Mart aylarından biri kaydedildi. Bu ikili doğa olayı, iklim değişikliğinin dengeleri nasıl bozduğunu çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.
Tavsiye Edilen Haberler
İklim bilimciler, artan sıcaklıkların buharlaşma oranlarını yükselttiğini, bu durumun ise toprak ve bitki örtüsünü kurutarak kuraklıkları derinleştirdiğini belirtiyor. Öte yandan, daha sıcak hava kütlelerinin daha fazla nem tutabilmesi, yağışların daha yoğun ve ani olmasına neden olarak sel riskini artırıyor.
Arktik buzları alarm veriyor: Rekor düşük seviyeler
C3S raporuna göre sadece Avrupa değil, Arktik bölgesi de iklim krizinden ciddi şekilde etkileniyor. Mart ayında Arktik deniz buzu, uydu verilerinin tutulduğu 47 yıllık süreçte, herhangi bir Mart ayındaki en düşük aylık seviyeye geriledi. Üstelik önceki üç ay da aynı şekilde rekor düşük seviyelere ulaşmıştı. Bu durum, küresel ısınmanın kutup bölgelerinde ne denli hızlı ve yıkıcı bir şekilde ilerlediğinin somut bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
İklim değişikliğinin temel nedeni: Fosil yakıtlar
İklim bilimciler arasında genel kabul gören görüşe göre, küresel ısınmanın ve bu tür rekor sıcaklıkların en büyük nedeni, fosil yakıtların yakılması sonucu ortaya çıkan sera gazı emisyonları. Bu emisyonlar, atmosferde ısıyı hapsederek dünyanın doğal enerji dengesini bozuyor ve her yıl daha da sıcak geçen mevsimlere zemin hazırlıyor.
2024 yılı, şimdiye kadar kaydedilen en sıcak yıl olarak tarihe geçmişti. 2025’in ilk çeyreği itibarıyla gelen veriler, bu yılın da benzer şekilde aşırı sıcaklıklarla anılabileceğini gösteriyor. Copernicus’un sıcaklık verileri 1940 yılına kadar uzanırken, bu veriler ayrıca 1850’den bu yana tutulan küresel sıcaklık kayıtlarıyla da çapraz kontrol ediliyor.
Avrupa ve dünya genelinde yaşanan bu iklimsel değişimler, acil küresel eylem ihtiyacını bir kez daha gözler önüne seriyor. Uzmanlar, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişin hızlandırılması gerektiği konusunda uyarılarını yineliyor.

