Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri António Guterres, gelecek ay Brezilya’nın Belém kentinde düzenlenecek COP30 iklim zirvesi öncesinde verdiği tek röportajda, küresel ısınmayı Paris İklim Anlaşması’ndaki kritik 1.5C sınırı içinde tutma hedefinin artık “kaçınılmaz bir şekilde aşılacağını” kabul ederek insanlığa acil bir uyarıda bulundu. Guterres, “Başarısızlığımızı kabul edelim,” diyerek bu aşımın dünya için “yıkıcı sonuçlar” doğuracağını ve Amazon, Arktik ile mercan resifleri gibi hayati “eşik noktalarına” ulaşma tehlikesini artıracağını belirtti.
Bu gelişme neden önemli? BM Genel Sekreteri’nin bu açık sözlü itirafı, küresel iklim diplomasisinin yeni bir gerçeklikle yüzleştiğini gösteriyor. 1.5C hedefinin en azından geçici olarak ihlal edilmesi kaçınılmaz hale gelirken, Cop30’daki tek önceliğin artık rotayı değiştirerek, aşımların “mümkün olduğunca kısa ve düşük yoğunlukta” kalmasını sağlamak olduğu vurgulandı. Guterres, taahhütlerin yetersizliğini somut verilerle ortaya koydu: 1.5C altında kalmak için gereken yüzde 60 emisyon azaltımı yerine, mevcut ulusal katkı beyanlarıyla (NDC) sadece yüzde 10’luk bir azaltım bekleniyor.
NDC yetmezliği ve fosil yakıt lobisinin gölgesi
BM Genel Sekreteri, son on yılın kayıtlı tarihin en sıcak yılları olmasına ve bilimsel endişelerin artmasına rağmen, hükümet taahhütlerinin (NDC’ler) yetersiz kaldığını belirtti. Dünya ülkelerinin üçte birinden azının (197 ülkeden 62’si) iklim eylem planlarını sunmuş olması, küresel iş birliğinin ne kadar zayıf kaldığını gösteriyor. ABD’nin eski yönetimi süreci terk etmiş, Avrupa sözlerini tutamamış ve dünyanın en büyük emisyon kaynağı olan Çin, taahhütlerini yerine getirmemekle suçlanmıştır.
Haftalık Çevre Bültenine Kaydolun
En önemli haberleri anında alın
Lobicilerin rolü ve ekonomik çıkar
Guterres, siyasi liderlerin şirketler tarafından maaş verilen lobicilerin etkisinden uzak durması gerektiğini vurguladı. Fosil yakıt endüstrisi lobilerini sertçe eleştirerek: “Hepimiz lobicilerin ne istediğini biliyoruz. Kârlarını artırmak ve bedelini de insanlık ödemek,” dedi.
TAVSİYE EDİLEN
Genel Sekreter, fosil yakıtlardan uzaklaşmanın sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik bir çıkar meselesi olduğunu savunuyor. Yenilenebilir enerjide yaşanan devrim nedeniyle, geçişin kaçınılmaz olarak hızlanacağını ve insanlığın keşfedilen tüm petrol ve gazı kullanmasının mümkün olmayacağını ileri sürdü.
Yerli halklar ve ‘doğa ana’ pedagojisi
Guterres, Cop30’un yapılacağı Amazon bölgesinin hassasiyetine dikkat çekerek, müzakerelerde yerli toplulukların sesine ve etkisine öncelik verilmesi çağrısında bulundu. Yerli toplulukların, “doğanın en iyi koruyucuları” olduğunu ve bu nedenle “doğayla nasıl denge kurulacağı konusunda” siyasi liderlere eğitim vermeleri gerektiğini savundu.
- Tropikal Ormanlar Sonsuza Dek Fonu: Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva’nın Cop30’daki girişimlerinden biri olan bu fon, mevcut ormanların korunması için 125 milyar dolar toplamayı hedefliyor. Dağıtılan paranın beşte biri, toprakları en iyi korunan biyolojik çeşitliliğe sahip olan yerli topluluklara doğrudan aktarılacak.
Guterres, Brezilya hükümetinin Amazon ağzında petrol arama çalışmalarına yeşil ışık yakmasıyla ilgili bir soruya ise “Henüz değil. Polis’ten faydalanacağım [Cop30’da bu konuyu açacağım]” şeklinde kaçamak bir cevap verdi.
Türkiye’ye uyarı: Aşırı sıcak, kuraklık, yangın ve sel riskleri
BM Genel Sekreteri’nin 1.5C eşiğinin geçici olarak aşılmasının kaçınılmaz olduğu itirafı, Türkiye için artan iklim riskleri anlamına gelmektedir. Akdeniz havzasında yer alan Türkiye, küresel sıcaklık artışlarına karşı en savunmasız bölgelerden biridir. 1.5C hedefine ulaşılamaması, Türkiye’de aşırı sıcaklık dalgaları, kuraklık, orman yangınları ve sel risklerini katlanarak artıracaktır.
Guterres’in COP sisteminin önemine dair savunması, sistemin eksikliklerine rağmen “alternatifin herkesin özgürce hareket etmesi” olacağını ve bunun felaketler karşısında sadece “ayrıcalıklı küçük bir seçkinler grubunun” kendilerini koruyabileceği bir dünyaya yol açacağını söylemesi, küresel iş birliğinin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için hayati olduğunu göstermektedir. Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefine ulaşmak için, küresel lobicilik faaliyetlerine karşı şeffaf olması ve yerli halkların bilgi birikiminden faydalanan (özellikle su ve tarım yönetiminde) adaptasyon stratejileri geliştirmesi gerekmektedir.
Yorum
António Guterres’in 1.5C hedefini tutturma konusundaki başarısızlığın kabulü, bir hayal kırıklığının ötesinde, küresel iklim eylemi için bir dönüm noktasıdır. Bu, "ya hep ya hiç" yerine, hasarı minimize etme (rotayı değiştirme) stratejisine geçişin resmileşmesidir.
Guterres'in Amazon, Grönland ve mercan resiflerindeki felaket niteliğindeki "eşik noktalarına" odaklanması, geçişin ne kadar acil olduğunu gösteriyor. Fosil yakıt lobilerini ve yetersiz taahhütleri eleştirmesi yerinde olsa da, asıl zorluk Cop30’dan sonra başlayacaktır. Yerli halkların bilgeliğine ve ekonomik çıkarın fosil yakıtlardan uzaklaşmayı gerektirdiği argümanına dayanarak, küresel liderlerin bu "pedagojiye" kulak vermesi ve atalet duvarını yıkması gerekmektedir. Aksi takdirde, Guterres'in uyardığı "yıkıcı sonuçlar," sadece bir tahminden ibaret kalmayacaktır.
Kaynak: The Guardian, Sumaúma, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres Röportajı








