Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri António Guterres, Brezilya’nın Amazon bölgesindeki Belém kentinde düzenlenen COP30 iklim zirvesinin açılışında yaptığı konuşmada, küresel ısınmayı 1,5 santigrat derece ile sınırlama hedefine ulaşılamamasının “ahlaki bir başarısızlık ve ölümcül bir ihmal” olacağını söyledi. Guterres, bu hedefi yaşanabilir bir gezegen için “kırmızı çizgi” olarak nitelendirdi ve geçici bir aşırı ısınmanın bile “ekosistemleri felaket eşiğine getireceğini” ve “milyarlarca insanı yaşanmaz koşullara maruz bırakacağını” belirtti.
Bu gelişme neden önemliydi? Guterres’in bu sert çıkışı, zirveye katılan 30’dan fazla ülkenin devlet başkanlarına ve diplomatlara yönelik, eylemsizliğin insani ve etik sonuçlarını vurgulayan doğrudan bir meydan okumaydı. Konuşma, Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) sera gazı emisyonlarının rekor seviyeye ulaştığını ve ölçülen en sıcak 10 yılın tamamının son on yılda yaşandığını doğruladığı bir dönemde geldi.
Genel Sekreter, mevcut planların dünyayı yaklaşık 2,3°C’lik tehlikeli bir ısınmaya yönlendirdiğini kabul ederken, bu durumun büyük ölçüde petrol, gaz ve kömür endüstrilerinin değişimi engelleme çabalarından kaynaklandığını, bu şirketlerin “iklim tahribatından rekor kârlar elde ettiğini” ve “lobicilikle ilerlemeyi engellediğini” söyleyerek en sert eleştirilerini yöneltti.
Siyasi kutuplaşma ve petrol lobisine yönelik suçlamalar
COP30, dünyanın savaşlarla meşgul olduğu ve aşırı sağcı milliyetçiliğin güçlendiği çalkantılı bir dönemde gerçekleşiyordu. Bu siyasi gerilim, zirvede yapılan üst düzey konuşmalara da yansıdı.
Tavsiye Edilen Haberler
-

-

-

-
İklim DeğişikliğiAvrupa Parlamentosu, 2040 iklim hedefini belirledi
Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro, bilim inkârcısı ABD başkanını hedef alarak, “Bay Trump kelimenin tam anlamıyla insanlığa karşı” dedi. ABD ekonomisinin karbonsuzlaşmaması durumunda yaşanacak çöküşün önlenemez olduğunu belirten Petro, suçu petrol endüstrisi lobicilerine yükleyerek bu durumu “hayata karşı gelmek,” “ahlaksızlık” ve “insani değil” olarak nitelendirdi. Petro, dünyanın iklim krizinden “iklim çöküşüne” sürüklendiğini iddia etti.
Çin Başbakan Yardımcısı Ding Xuexiang ise, yeşil enerji geçişinin, yeşil teknolojinin serbest dolaşımına ve ticaret engellerinin kaldırılmasına bağlı olduğunu söyleyerek Trump’ın gümrük vergilerine üstü kapalı bir gönderme yaptı.
İngiltere’den Keir Starmer ise, iklim eyleminin yavaşlatılması çağrılarına karşı sert bir duruş sergiledi. Starmer, iklim krizine karşı mücadelenin hem insanlar hem de ekonomi için “kazan-kazan” bir durum olduğunu ve yavaş ilerleyerek yeşil işler yarışının kazanılamayacağını vurguladı.
Yerli halkların rolü ve iklim finansmanı
Guterres, gelişmiş ülkelerin, küresel güneyin aşırı hava koşullarına uyum sağlaması ve enerji geçişlerinde kendilerine yardımcı olması için Bakü’de kararlaştırılan yıllık 1,3 trilyon dolarlık finansman hedefine ulaşmak için net bir yol belirlemeleri gerektiğini yineledi.
Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva ise, eşitsizliklerle mücadele edilmeden iklim krizine çözüm bulunamayacağını söyledi. Liderlere, doğayla daha sürdürülebilir bir şekilde yaşayan yerli halklardan ilham almaları gerektiğini belirterek, zirvenin amacının “Bilimin uyarılarını ciddiye almak” olduğunu vurguladı.
Prens William da, yerli halkların iklim liderleri olduğunu kabul etme ve onlara toprakları üzerinde yasal tanınma sağlama çağrısı yaparak, çözümün yerel bilgi ve yönetimde yattığını öne sürdü.
Somut adımlar: Amazon fonu ve yerli haklar anlaşması
Zirvenin ilk gününde, eleştirilere rağmen somut ilerlemeler de kaydedildi:
- Tropikal Orman Sonsuza Dek Fonu: Brezilya, amiral gemisi niteliğindeki bu COP30 girişimini resmen duyurdu. Fon, Norveç’ten 10 yıl boyunca 3 milyar dolarlık yeni yatırım taahhüdü ve Çin’den belirtilmemiş miktarda destek vaatlerini içeriyordu. Fon, mevcut ormanların korunması için hükümetlerden 25 milyar dolar, finans piyasalarından ise 100 milyar dolarlık yatırım çekmeyi hedefliyordu.
- Yerli Halklar İçin Arazi Anlaşması: Yerli halklar ve geleneksel topluluklar için arazi kullanım hakkının tanınması ve güçlendirilmesine yönelik ilk küresel anlaşma yapıldı. Taahhüt kapsamında 2030 yılına kadar 160 milyon hektardan fazla alan kapsanacak.
Ahlaki sorumluluk ve finansman ihtiyacı
BM Genel Sekreteri’nin “ahlaki başarısızlık” uyarısı, Türkiye’nin de içinde bulunduğu büyük ekonomiler için iklim hedeflerini gözden geçirme zorunluluğunu artırdı. Türkiye’nin mevcut NDC’sinin yetersiz olduğu yönündeki uluslararası eleştiriler ışığında, bu zirvedeki konuşmalar, Türkiye’nin karbonsuzlaşma hedeflerini hızlandırması ve özellikle petrol-gaz sektörüne yönelik sübvansiyon politikalarını gözden geçirmesi için bir baskı unsuru oluşturdu. Öte yandan, Bakü-Belém Yol Haritası’ndaki 1,3 trilyon dolarlık finansman hedefinin ve Amazon için kurulan yeni fonların başarısı, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin yeşil geçiş için ihtiyaç duyduğu büyük ölçekli ve uygun maliyetli sermayeye erişimini de doğrudan etkileyecekti.
Siyasi iradeye karşı ahlaki zorunluluk
COP30’un açılışı, küresel siyasi irade ile bilimsel ve ahlaki zorunluluk arasındaki uçurumun dramatik bir gösterisi oldu. Guterres’in “ahlaki başarısızlık” ve Petro’nun “iklim çöküşü” uyarıları, zirvenin atmosferini keskinleştirdi. Bir yanda büyük kirleticilerin lobicilik faaliyetleri ve siyasi kutuplaşma ilerlemeyi engellerken, diğer yanda Brezilya’nın Amazon ormanlarını koruma fonu ve yerli halkların haklarına yönelik anlaşma gibi somut adımlar umut verdi. Bu zirvenin başarısı, dünya liderlerinin petrol lobisinin kâr hırsına karşı, en çok zarar gören ve en az sorumlu olanların temel hayatta kalma hakkını savunup savunamayacağına bağlıydı. Belém, kelimenin tam anlamıyla “gerçeğin polisi” olmak zorundaydı.
Kaynak: BM Genel Sekreteri António Guterres Konuşması, Reuters, Brezilya Hükümeti Açıklamaları, WMO Verileri









