Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 29. Taraflar Konferansı (COP29), Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de sona ererken, iklim değişikliğiyle mücadele için önemli bir finansman anlaşması imzalandı. Gelişmiş ülkeler, iklim mücadelesine yıllık 300 milyar dolar finansman sağlama taahhüdünde bulunurken, bu rakamın 2035 yılına kadar toplamda 1,3 trilyon dolara ulaşması hedefleniyor. Ancak anlaşma, özellikle gelişmekte olan ülkelerin tepkisine yol açtı.
Guterres: Daha fazlasına ihtiyaç var
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, açıklanan finansmanın yetersiz olduğunu vurgulayarak daha iddialı adımlar atılması gerektiğinin altını çizdi. Guterres, “300 milyar dolarlık taahhüt, karşı karşıya olduğumuz büyük iklim krizini çözmek için yeterli değil. Hem finansman hem de emisyon azaltımı konusunda daha cesur bir yaklaşım sergilenmeliydi” ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) İcra Sekreteri Simon Stiell ise, COP29’da elde edilen sonucun beklentilerin gerisinde kaldığını belirterek, “Daha fazla iş yapılması gerekiyor. COP30’a kadar çabalarımızı iki katına çıkarmalıyız” dedi.
Gelişmekte olan ülkeler hayal kırıklığını dile getirdi
Anlaşma, özellikle iklim değişikliğinden en çok etkilenen gelişmekte olan ülkeler tarafından yetersiz bulundu. Gelişmekte olan ülkeler, en az 1 trilyon dolarlık bir finansman beklentisi içindeydi. Hindistan temsilcisi Chandni Raina, anlaşmayı “optik bir illüzyon” olarak nitelendirerek, “Bu belge, iklim kriziyle başa çıkmamız için gereken kapsamlı çözümü sunmuyor” dedi.
Marshall Adaları temsilcisi Tina Stege ise, “Savunmasız ülkelerin ihtiyaç duyduğu fonun çok küçük bir kısmını alarak ayrılıyoruz” diyerek finansman seviyesinin artırılması çağrısında bulundu. Afrika ülkeleri de anlaşmaya yönelik hayal kırıklığını dile getirirken, Sierra Leone temsilcisi, “Sonuç, gelişmiş ülkelerin iyi niyet eksikliğini gözler önüne seriyor” açıklamasında bulundu.

2024, kayıtlardaki en sıcak yıl olacak
COP29’un sonuçları tartışılmaya devam ederken, iklim kriziyle ilgili başka çarpıcı bir veri daha gündeme geldi. Avrupa Birliği’nin dünya gözlem platformu Copernicus’a göre, 2024’ün kayıtlardaki “en sıcak yıl” olması kesinleşti. 2024’ün ilk 10 ayına ilişkin küresel sıcaklık verileri, 1991-2020 ortalamasının 0,71 santigrat derece üzerinde ölçüldü. Bu, modern kayıtların tutulmaya başladığı tarihten bu yana en yüksek değer olarak kayda geçti.
Daha fazla destek talebi
Gelişmekte olan ülkeler, ABD, Kanada ve Avrupa’dan daha fazla katkı talep ederken, Avrupa ülkeleri ise Çin ve Körfez ülkelerini de iklim finansmanına destek olmaya çağırıyor. Özellikle kırılgan ekonomilere sahip ülkeler, iklim kriziyle mücadelede küresel dayanışmanın şart olduğunu belirtiyor.