Doğu Avustralya’da gerçekleştirilen su kuşu hava araştırması, kuraklık ve iklim değişikliği etkileri nedeniyle bölgedeki su kuşu sayısının 2023’e kıyasla yüzde 50 oranında azaldığını ortaya koydu. Ülkenin en büyük yaban hayatı çalışmalarından biri olan bu araştırma, ekosistem sağlığı açısından endişe verici sonuçlar barındırıyor.
1983 yılından bu yana sürdürülen Doğu Avustralya su kuşları hava araştırması, dünya çapında en uzun süreli ve geniş kapsamlı kuş sayımlarından biri olma özelliği taşıyor. Bu yılki çalışmada toplam 287.231 kuş tespit edilirken, 2023’te kaydedilen 579.641 kuşa göre ciddi bir düşüş gözlemlendi. Uzun vadeli ortalamaların oldukça altında olan bu sayı, 42 yıl içindeki en düşük 22. sonuç olarak kayıtlara geçti.
Yeni Güney Galler Üniversitesi Ekosistem Bilimi Merkezi Direktörü Prof. Richard Kingsford, araştırma bulguları hakkında “2021 ve 2022 yıllarında yağışlı geçen dönemler ve seller, su kuşlarının üremesi için uygun koşullar yaratmıştı. Ancak bu toparlanmanın uzun vadede gerçekleşmediğini gördük. Bu durum oldukça endişe verici,” ifadelerini kullandı.
Su kuşları ve sulak alanlar kriz altında
Araştırma, 70’ten fazla su kuşu türünün popülasyonunu ve dağılımını inceleyerek, Avustralya’nın üçte birini kapsayan 2,7 milyon kilometrekarelik bir alanda önemli bulgular elde etti. Özellikle Murray-Darling havzasındaki nehirler ve sulak alanlar, kuşların yaşam alanı açısından kritik bir rol oynuyor. Ancak baraj inşaatları ve su yönetim projeleri, bu taşkın yataklarını olumsuz etkiliyor.
Su kuşu popülasyonlarının sağlığını belirleyen dört önemli göstergeden üçü düşüş gösterdi:
- Toplam su kuşu sayısı,
- Üreyen türlerin sayısı,
- Sulak alanların büyüklüğü.
Bu yıl üreyen kuşların sayısının kayıtlardaki en düşük seviyelerden biri olduğu belirtildi.
İklim değişikliğinin etkileri artıyor
Prof. Kingsford, kuraklık koşullarının ve iklim değişikliğinin güneydoğu Avustralya’daki sulak alanları hızla kuruttuğuna dikkat çekerek, “Bu kuşların üremesi taşkın yataklarına bağlıdır. Ancak iklim krizi, sulak alanların kuruma sürecini hızlandırıyor,” dedi.
Bu yıl tespit edilen toplam sulak alan alanı 122.283 hektar ile uzun vadeli ortalamaların çok altında kaldı. Kingsford, Murray-Darling havzası planının nehir ekosistemlerini kısmen koruduğunu belirterek, “Verilerimiz, düşüş oranının yavaşladığını ancak tam bir restorasyon sağlanamadığını gösteriyor. Büyük taşkınlar olmadan bu ekosistemleri tam anlamıyla korumak mümkün değil” şeklinde konuştu.
Kuş gribi tehdidi gözetim altında
Araştırma ekibi, küresel olarak yaban kuş popülasyonlarını tehdit eden H5N1 kuş gribi türüne karşı da bölgede gözlem yaptı. Neyse ki, bu yıl salgına dair bir bulguya rastlanmadı. Kingsford, “Kitlesel ölüm vakalarının olmaması oldukça rahatlatıcı” ifadelerini kullandı.
Kritik alanlar ve yoğun kuş popülasyonları
Bilim insanları, bu yıl su kuşlarının en fazla kuzeybatı Queensland bölgesindeki Georgina-Diamantina nehir sisteminin geçici sulak alanlarında bulunduğunu belirledi. Özellikle Mumbleberry ve Torquinnie gölleri, gözlemlenen toplam kuşların %17’sini oluşturarak önemli bir kuş yoğunluğuna ev sahipliği yaptı.
Doğu Avustralya’daki bu dramatik düşüş, iklim krizi, su yönetimi sorunları ve kuraklık gibi etkenlerin yaban hayatı üzerindeki etkilerini gözler önüne sererken, ekosistemlerin korunması adına acil önlemlerin alınması gerektiğini bir kez daha vurguluyor.