Gençlerden bakanlığa açık mektup: “İklim krizi bir adaletsizlik meselesidir

İklim Kanunu teklifinin TBMM’ye gelmesi ve ardından komisyona geri çekilmesinin ardından, iklim politikalarının şekillendirilmesi süreçlerinde aktif vatandaş olarak yer almayı hedefleyen Değişim Elçileri Ankara ve iklim için sürdürülebilirlik odaklı sosyal etkilere öncülük eden bir gençlik inisiyatif olan İklim Öncüleri ekipleri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na açık bir mektup göndererek taleplerini dile getirdi.

İklim Öncüleri ve Değişim Elçileri Ankara ekibi yaptığı açıklamada şunları belirtti:

“İklim krizi yalnızca çevresel bir kriz değil, aynı zamanda adaletsizliklerin derinleşmesine yol açan bir haklar krizidir. Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkımız, güvenli kentlerde barınma hakkımız ve geleceğimizi koruma sorumluluğumuz doğrudan güçlü bir İklim Kanunu ve sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik etkili bir ulusal katkı beyanı ile bağlantılıdır. Sesimizi duyurabilmek ve bu süreçte gençler olarak var olabilmek için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bir açık çağrıda bulunduk ve mektubumuzu var olan tüm kanallardan, PTT ve Cimer aracılığı ile gönderdik. Sayın Bakanlığın çağrımızı duymasını ve görüşme talebimize olumlu yanıt vermesini umut ediyoruz.”

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği, doğa koruma ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

×

Gençlerin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’na hitaben kaleme aldığı mektupta şu ifadeler yer aldı:

“Sayın Bakanımız;

Bizler bu ülkenin topraklarıyla karnını doyuran, varlığını bu ülkenin aydınlanmasına borçlu hisseden, ülkemizin gelişmesi ve dünyada temsil edilmesi için katkı sunmaya hazır olan Ankara’nın saygın üniversitelerine okumaya gelen Değişim Elçileri Ankara ve ülkenin dört bir yanında iklim için mücadele eden gençlerden oluşan İklim Öncüleri ekibiyiz.

Türkiye’nin ilk İklim Kanunu teklifi yakın zamanda TBMM’ye sunuldu. Kanun teklifinin atıfta bulunduğu ve Paris İklim Anlaşması’na taraf olan ülkelerin iklim krizi ile mücadelesinde önemli bir gösterge olan Ulusal Katkı Beyanı’nın ise 2025 yılı içerisinde yenilenmesi gerektiğini biliyoruz. Ülkemizin, bu ekolojik kriz nedeniyle, tıpkı diğer dünya ülkelerinin de olduğu gibi konuyla ilgili bir dizi değişikliğe gideceğinin farkındayız. Bizler de bu kapsamda ileride kurucu öznesi olacağımız ülkemizin yönetimine bugünün gençleri olarak seslenmek istiyoruz.

Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’nin yıllık olarak yayınladığı bilimsel raporlara göre Akdeniz Kuşağı küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin en şiddetli hissedildiği bölge olmayı sürdürmektedir. Ülkemiz de coğrafi konumu gereği, bu krizin etkilerini yoğun bir şekilde yaşayacaktır. Bu nedenle Dünya İklim Eylemi Zirvesi’nde açıklanan “2053 yılı itibarıyla net sıfır emisyon hedefini gerçekleştirmeyi öngörüyoruz” haberini büyük bir coşkuyla karşıladık. Türkiye’nin iklim krizi ile mücadelede kararlı duruşunu sürdürmesinin, güçlü bir İklim Kanunu ve güçlü bir iklim hedefiyle mümkün olabileceğine inanıyoruz.

İklim krizi bizi sadece çevresel olarak değil, aynı zamanda yaşanması muhtemel sosyolojik ve ekonomik etkiler açısından da kaygılandırmaktadır. Öte yandan, afetlere dayanıklı kentler inşa etmenin önemi yaşadığımız yangın ve sel felaketleri gibi olumsuz deneyimlerle de kendini göstermiştir. Güçlü bir İklim Kanunu ve güçlü bir ulusal katkı beyanı hedefi, bizi geleceğimiz konusunda da güvence altında hissettirecektir. Bu süreçte gençler olarak bilimsel veriye dayalı politikaların geliştirilmesine katkı sunmak, iklim dostu çözümler üretmek ve ülkemizin geleceğini birlikte şekillendirmek için hazır olduğumuzu beyan ediyoruz.

Türkiye’nin mevzuatına, sanayisine, ekonomisine, teknolojisine ve çevresel standartlarına yansıyacak olan yeni iklim hedefinin bugünden itibaren güçlü bir şekilde beyan edilmesinin ve İklim Kanunu’nun biz gençlerden de gelecek taleplerle revize edilmesinin ülkemizin elini uluslararası arenada da güçlendireceğini düşünüyoruz.

Sizden talebimiz: Türkiye’nin bu yılki Ulusal Katkı Beyanı’nın; sera gazı emisyonlarının mutlak azaltımı üstünden kurularak, iklim krizinin baş aktörlerinden biri olan katı fosil yakıt kullanımından çıkılmasına ilişkin bir yol haritası içermesi ve İklim Kanunu’nun da bu doğrultuda doğa, adalet ve hak merkezli olacak şekilde bütüncül bir perspektifte ele alınmasıdır.

Çağrımızı duymanız, bu süreçte gençleri de bir bileşen olarak karar alma mekanizmalarına dahil etmeniz ve konuyla ilgili fikirlerimizi detaylıca açıklayabilmemiz için sizinle görüşmemize imkân tanımanız bizleri çok mutlu edecektir.

Biz bu mücadeleye çocukluğumuzu verdik. Ve şu an gençler olarak iklim krizi sebebiyle geleceğimizden endişe duyuyoruz lakin siz ülkemizin yöneticileri ile bir araya gelerek Türkiye’nin iklim kriziyle mücadelesinde beraber yol alarak bereketli topraklarımızı koruyacağımıza inanıyoruz.”

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
×