Hindistan’da her yıl haziran-eylül ayları arasında etkili olan muson yağmurları, şehirleri sular altında bırakmaya devam ediyor. Şiddetli yağışların ardından yaşanan su baskınları, altyapı eksikliklerini ve plansız kentleşmenin sonuçlarını bir kez daha gözler önüne serdi.
Bu yıl muson sezonu başlamadan önce Mumbai’de yaşanan seller, başta ülkenin finans başkenti olmak üzere büyük şehirlerdeki kırılgan altyapıyı yeniden tartışmaya açtı. Yolların nehir gibi akması, toplu taşımanın durması ve yeni yapılan metro istasyonlarının dahi sular altında kalması halk arasında tepkiye neden oldu.
❝Bu rezaletin sorumlusu kim?❞
Muson sezonunun henüz başında yaşanan kaos, sosyal medyada ❝Bu rezaletin sorumlusu kim?❞ sorusunun yankılanmasına yol açtı. Mumbai’nin altyapısından sorumlu Brihanmumbai Belediye Şirketi (BMC), su baskınlarının nedenini tıkanan kanalizasyonlar ve inşaat atıkları olarak gösterdi. Ancak eleştiriler karşısında geri adım atan kurum, geçici çözümlerle su tahliye pompaları kurarak, bazı bölgelerde atık temizliğine girişti.
Haftalık Çevre Bültenine Kaydolun
En önemli haberleri anında alın
Ancak uzmanlara göre sorun sadece Mumbai’ye özgü değil. Delhi’den Bengaluru’ya kadar Hindistan’ın büyük şehirlerinin tamamı, her muson sezonunda benzer krizler yaşıyor.
TAVSİYE EDİLEN
Kentleşme, çevre tahribatı ve altyapı yetersizliği
Delhi merkezli mimar ve şehir plancısı Dikshu Kukreja, durumu şu sözlerle özetliyor:
❝Kentsel yayılma o kadar hızlı gerçekleşiyor ki, drenaj gibi destekleyici altyapı bu hıza yetişemiyor.❞
Uzmanlar, plansız genişleme sürecinde doğal drenaj alanları, göletler ve sulak alanların imara açıldığını belirtiyor. Birçok şehir onlarca yıl önceki sistemlere güveniyor ve bu da aşırı yağışların etkilerini artırıyor.
Bengaluru örneği: Göl yerinde bina, vadi yerinde yol
Bengaluru’da bir zamanlar yağmur suyunu yöneten göl ağları, yerlerini apartmanlara ve iş merkezlerine bırakmış durumda. Göl koruma aktivisti Ram Prasad, ❝Taşkın tamponu görevi gören göllerin yerleşim alanlarına dönüşmesi, suya gidecek yer bırakmıyor❞ ifadelerini kullanıyor.
Şehrin üç büyük vadiden oluştuğunu ve bu vadilere yapılaşmanın yasak olduğunu hatırlatan Prasad, son yıllarda çıkarılan yasalarla bu bölgelerdeki imarın önünün açıldığını vurguluyor.
Mumbai: Alçak zemin, deniz kenarı ve mangrov kıyımı
Mumbai ise coğrafi olarak alçak zeminleri ve kıyıya yakınlığı nedeniyle daha fazla risk taşıyor. Ancak asıl sorunun insan eliyle yaratıldığını belirten uzmanlar, mangrov ormanlarının yok edilmesi ve taşkın alanlarına yapılaşma izni verilmesini en büyük etken olarak gösteriyor.
Bay Kukreja, durumu şöyle değerlendiriyor:
❝Çöküş sistemiktir. Gelecekteki iklim senaryoları göz önüne alınmadan yapılan planlama, kötü uygulama ve denetimsizlik felakete zemin hazırlar.❞
İklim değişikliği etkisi ve erken musonlar
Muson yağmurları, Hindistan’ın yıllık yağışlarının %80’ini oluşturuyor ve tarımda hayati bir rol oynuyor. Ancak iklim değişikliği, yağış düzenini bozuyor. Bu yıl muson, güneydeki bazı bölgelere bir hafta erken ulaştı. Skymet hava tahmin şirketine göre, bu durum Arap Denizi’ndeki alçak basınç sisteminden kaynaklandı.
Delhi’de 1901’den bu yana en yağışlı mayıs ayı kaydedildi; 185 mm’yi aşan yağmur sonrası çok sayıda ev ve iş yeri zarar gördü. Ülkede sadece mayıs ayında meydana gelen şiddetli fırtınalarda en az dört kişi hayatını kaybetti.
Çözüm ne olabilir?
Uzmanlar, kısa vadeli çözümler yerine kapsamlı ve uzun vadeli stratejilere ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Şehirlerin, coğrafya ve nüfus yapısına göre özel planlamalara ihtiyacı var.
Bay Kukreja, gerçek zamanlı sensörler, haritalama sistemleri ve tahmin modelleri gibi teknolojik çözümlerin etkili olabileceğini ancak tek başına yeterli olmadığını belirtiyor:
❝Teknoloji duyarlı bir yönetim anlayışı ve toplum katılımıyla birleştiğinde etkili olabilir.❞
Fotoğraf: Dibakar Roy
