Hindistan’daki sıcak hava dalgası günlerinin üçte biri doğrudan iklim değişikliği kaynaklı

Haber Girişi: 30 Ekim 2025 15:13 | Güncelleme: 30 Ekim 2025 15:14

Saygın tıp dergisi The Lancet‘in 2025 Geri Sayım raporu, insan kaynaklı iklim değişikliğinin küresel sağlık risklerini daha önce görülmemiş bir ciddiyete taşıdığı konusunda uyarıyor. Rapor, en çarpıcı veriyi Hindistan üzerinden sunuyor: Ülkenin 2024 yılında yaşadığı ortalama 19.8 sıcak hava dalgası gününün 6.6 gününün (neredeyse üçte birinin), insan kaynaklı iklim değişikliği olmasaydı yaşanmayacağını kesin olarak ortaya koyuyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktör Yardımcısı Jeremy Farrar’ın dediği gibi: “İklim krizi bir sağlık krizidir. Isınmanın her bir derecesi, can ve geçim kaynaklarına mal oluyor.”

Bu gelişme neden önemli? Bu rapor, iklim değişikliğinin etkilerini sadece çevresel değil, doğrudan insani ve ekonomik bir felaket olarak konumlandırıyor. Tahminlere göre, 2024 yılında sadece ısıya maruz kalma nedeniyle Hindistan’da 247 milyar potansiyel işgücü saati kaybolacak ve bu durum yaklaşık 194 milyar dolarlık bir ekonomik kayba yol açacak.

Bu dünya için ne ifade ediyor? Geçtiğimiz yıl dünya genelinde ortalama bir insanın, iklim değişikliği olmasaydı gerçekleşmeyecek 16 gün aşırı sıcağa maruz kaldığı tespit edildi. Küresel çapta 1990’lardan bu yana sıcaklık kaynaklı ölümler %23 artarken, rapor fosil yakıt bağımlılığı sona ermediği sürece hayatlara ve geçim kaynaklarına verilen zararın artmaya devam edeceği konusunda net bir mesaj veriyor.

📧

Haftalık Çevre Bültenine Kaydolun

En önemli haberleri anında alın

Krizin detayları: Sağlık, ekonomi ve hava kirliliği

Lancet raporu, sadece sıcak hava dalgalarına değil, aynı zamanda hava kalitesindeki bozulmaya ve bunun yol açtığı sessiz ölümlere de odaklanarak krizin çok boyutlu yapısını ortaya koyuyor.

Isı ve can kaybı

  • Ölüm Oranları: Dünya genelinde her yıl ortalama 546 bin kişi sıcaklık kaynaklı nedenlerle hayatını kaybediyor. Geçen yıl 61 ülkede 152 rekor kıran aşırı hava olayı kaydedildi.
  • Sağlık Riskleri: Aşırı sıcak, vücudun sıcaklığı düzenleme yeteneğini bozarak, özellikle tarım ve inşaat gibi açık havada çalışanlar için sıcak çarpması, kardiyovasküler stres ve ölüm riskini dramatik şekilde artırıyor.

Hindistan’daki hava kalitesi felaketi

Hindistan, sadece ısıyla değil, aynı zamanda hava kirliliğiyle de mücadele ediyor.

  • Toksik Hava: Özellikle kış mevsiminde Hint-Ganj ovalarındaki hava kalitesi toksik seviyelere ulaşıyor. Hava kalitesinin bir aydır “kötü ile çok kötü” arasında seyrettiği bu yıl da durum değişmedi.
  • Fosil Yakıtların Bedeli: Rapora göre 2022 yılında Hindistan’da 1.7 milyon ölümün nedeni atmosfer kirliliğiydi. Bu ölümlerin %44’ü fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan PM2.5 kirleticileri nedeniyle gerçekleşti.
  • Kırsal Kriz: Yemek pişirmek için odun, tezek gibi biyoyakıtlara aşırı bağımlılık, özellikle kırsal kesimdeki kadınlar ve çocuklar arasında binlerce can almaya devam eden sessiz bir halk sağlığı sorunudur.

Fosil yakıt bağımlılığı ve COP30 öncesi çağrı

Raporun analizi, iklim değişikliğinin neden olduğu yıkımın, fosil yakıt bağımlılığının doğrudan bir sonucu olduğu gerçeğine odaklanmaktadır. University College London’dan Dr. Marina Romanello, hayatlara ve geçim kaynaklarına verilen zararın, bu bağımlılık sona erene kadar artmaya devam edeceği uyarısında bulundu.

Bu rapor, gelecek ay Brezilya’da gerçekleşecek olan COP30 iklim zirvesi öncesinde yayımlanmasıyla, dünya liderlerinin masaya acil ve bağlayıcı sağlık odaklı iklim eylem planlarıyla gelmesi yönünde güçlü bir diplomatik baskı oluşturmayı hedeflemektedir.

Türkiye de hava kirliliği ve işgücü kaybı uyarısı

Hindistan’ın yaşadığı bu deneyim, Türkiye’nin sağlık ve ekonomi politikaları açısından hayati dersler içermektedir:

  1. Sıcaklık ve İşgücü Kaybı: Türkiye’de de yaz aylarında yaşanan uzun süreli aşırı sıcak hava dalgaları, özellikle inşaat ve tarım sektörlerinde çalışanlar için işgücü saati kayıplarına ve sağlık risklerine neden olmaktadır. Hindistan’daki 194 milyar dolarlık ekonomik kayıp tahmini, Türkiye’nin de iklim değişikliğine bağlı işgücü verimliliği kayıplarını hesaplaması ve önleyici tedbirler (örneğin sıcak saatlerde çalışma yasağı) geliştirmesi gerektiğini göstermektedir.
  2. Hava Kirliliği ve Kentsel Risk: İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde kış aylarında artan PM2.5 kirliliği, Hindistan’daki gibi önemli bir halk sağlığı tehdidi oluşturmaktadır. Türkiye’de de konut ısınması ve trafikteki fosil yakıt bağımlılığı bu ölümlerin arkasındaki temel itici güçtür. Kırsal kesimde biyoyakıt kullanımından kaynaklanan iç ortam hava kirliliği riski de dahil olmak üzere, hava kalitesini iyileştirme çabaları birincil bir sağlık politikası olarak ele alınmalıdır.

Yorum

Lancet raporu, iklim krizini “küresel bir sağlık acil durumu” olarak ilan eden bilimsel bir manifestodur. Hindistan’daki sıcak hava dalgalarının üçte birinin insan eylemleriyle doğrudan ilişkilendirilmesi, artık bilimsel şüpheye yer bırakmamaktadır. Sıcaklık kaynaklı ölümlerin %23 artması ve aşırı sıcak nedeniyle kaybedilen milyarlarca işgücü saati, iklim eylemsizliğinin bedelinin sadece çevresel değil, doğrudan ekonomik ve insani olduğunu kanıtlamaktadır. Fosil yakıt bağımlılığından vazgeçmek, sadece gezegeni değil, aynı zamanda en kırılgan nüfusların sağlığını ve geçim kaynaklarını da korumanın tek yoludur. COP30’da sağlık odaklı ve hızlı bir dönüşüm taahhüdü, artık bir seçenek değil, etik bir zorunluluktur.

Kaynak: BBC, The Lancet (2025 Lancet Geri Sayım Raporu), WHO (Dünya Sağlık Örgütü), University College London

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
×