The Independent gazetesinin analizine göre, iklim krizinin tetiklediği aşırı hava olayları, son 20 yılda dünyanın en yoksul ülkelerine 156 milyar dolar zarara yol açtı. Kuraklık, sel ve kasırgalar gibi felaketler 2000 yılından bu yana 364 milyon insanı etkiledi, 42 binden fazla kişinin ölümüne neden oldu. Bu ölümlerin 17 bini doğrudan iklim değişikliğiyle ilişkilendirildi.
Araştırmaya göre en fazla etkilenen ülkeler arasında Somali, Haiti ve Uganda yer aldı.
ODI Global: “Bu veriler küresel politika yapıcılar için uyarı niteliğinde”
ODI Global adlı uluslararası düşünce kuruluşunun araştırmacıları, iklim krizinin özellikle tarıma dayalı ekonomilerde milyarlarca dolarlık kayba neden olduğunu vurguladı. Somali ve Etiyopya gibi ülkelerde çiftçilerin ve çobanların geçim kaynaklarını terk etmek zorunda kaldığı belirtilirken, bu sonuçların “küresel politika yapıcılar için alarm verici” olduğu ifade edildi.
ODI Global Baş Araştırma Görevlisi Emily Wilkinson, ❝Her yıl iklim değişikliğinin kötüleşen etkilerinden kaynaklanan daha fazla yıkıma tanık oluyoruz. Daha zengin ülkeler finansal sorumluluklarını yerine getirmeli ve yardımların gerçekten ihtiyacı olanlara ulaştığından emin olunmalı❞ değerlendirmesinde bulundu.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
İklim DeğişikliğiBM: Sıcaklığa bağlı ölüm oranı, 1990’lardan bu yana yüzde 63 arttı -
Somali en fazla zarar gören ülke
ODI Global’in 53 düşük gelirli ülkeyi kapsayan araştırmasında, 2000’den bu yana 395 milyar dolarlık ekonomik kayıp yaşandığı, bunun 156 milyar dolarının doğrudan iklim değişikliğine bağlandığı açıklandı.
Araştırmaya göre Somali, son dönemde yaşadığı yıkıcı kuraklıklar ve ardından gelen seller nedeniyle en ağır darbeyi aldı. 151 milyar dolarlık kayıp ve zarar yaşayan ülkenin, bu meblağın 75 milyar dolarlık kısmının iklim krizine bağlı olduğu tahmin ediliyor.
Rapora göre kuraklık, ürün kıtlığı ve hayvan ölümleri, Somali’nin sekiz milyonluk nüfusunun neredeyse yarısını gıda güvensizliğiyle karşı karşıya bıraktı.
Tropikal siklonlar ve seller küçük ada devletlerini vurdu
Araştırmada, Bahamalar, Dominika, Grenada gibi küçük ada ülkelerinde tropikal siklonlar ve deniz seviyesindeki yükselmelerin büyük kayıplara yol açtığı bildirildi. Bu ülkelerde iklim kaynaklı hasarlar yıllık GSYH’nin %10’una kadar ulaştı.
Karayipler, Afrika Boynuzu ve Sahel bölgesi de şiddetli kuraklıklar ve seller nedeniyle ekonomik ve insani krizlerle karşı karşıya kalmış durumda.
Yeşil Parti: “İngiltere adaletsizliği düzeltmede kilit rol oynamalı”
İngiltere’nin yardım bütçesindeki kesintiler de eleştiri konusu oldu. Yeşil Parti Eş Lideri Carla Denyer, ❝İklim krizine en az katkıda bulunanların bunun bedelini en ağır şekilde ödemesi büyük bir adaletsizliktir. İngiltere bu adaletsizliği düzeltmede merkezi bir role sahip❞ diyerek yardım fonlarının yeniden artırılması çağrısında bulundu.
Friends of the Earth Politika Başkanı Mike Childs ise, ❝Eğer İngiltere diğer ülkelerin eylemleri nedeniyle onlarca milyar sterlin zarara uğrasaydı, kamuoyu haklı olarak isyan ederdi. Ancak bu, emisyonlara neredeyse hiç katkıda bulunmayan birçok ülkenin gerçeği❞ ifadelerini kullandı.
COP28’de kurulan fon yetersiz kaldı
2023 yılında düzenlenen COP28 İklim Zirvesi‘nde kurulan “Kayıp ve Zarar Fonu”, iklim kaynaklı afetler sonrası yardımları artırmayı amaçlıyordu. Ancak şimdiye kadar fona taahhüt edilen toplam miktar 768 milyon dolarda kaldı. Bu meblağın sadece 250 milyon dolarlık kısmının 2026 yılına kadar ödenmesi kararlaştırıldı.
Uzmanlar, bu miktarın iklim krizinin yol açtığı finansal ve insani kayıpları karşılamada yetersiz kalacağı konusunda hemfikir.
Yardım akışındaki kesintiler yoksulluğu derinleştiriyor
Araştırmaya göre, yalnızca 2023 yılında söz konusu ülkeler, ABD ve İngiltere’den toplam 7,5 milyar sterlinlik yardım aldı. Ancak, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) ve İngiltere’nin yardım fonlarında kesintiye gitmesiyle birlikte milyonlarca kişi temel yardımlardan mahrum kalma riskiyle karşı karşıya.
Örneğin, Etiyopya’nın kuzeyindeki gıda krizinde 222 milyon dolarlık finansman açığı, Dünya Gıda Programı’nın 650 bin kadın ve çocuğa yönelik beslenme desteğini askıya almasına neden oldu.
“Hâlâ çok geç değil”
ODI Global’den Wilkinson, ❝İklim değişikliğinden kaynaklanan artan maliyetler, ekonomik büyüme ve yaşam standartları üzerinde ciddi bir yük oluşturuyor. Ancak rotayı değiştirmek için hâlâ geç değiliz❞ uyarısında bulundu.
Fotoğraf: Misbahul Aulia

