Türkiye genelinde geçen ay yağışlar, bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 50 oranında azaldı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 2024 Kasım Ayı Alansal Yağış Raporu’na göre, yağış miktarı uzun yıllar ortalamasının da altında gerçekleşti.
1991-2020 dönemi kasım ayı yağış ortalaması, metrekareye 58,3 kilogram olarak kaydedilmişti. Kasım 2023’te metrekareye 109,3 kilogram yağış düşerken, bu yıl kasım ayında yalnızca 54,8 kilogram yağış ölçüldü.
- Uzun yıllar ortalamasına göre yağışlar %6 azaldı.
- Kasım 2023’e kıyasla düşüş oranı yaklaşık %50 oldu.
Bölgesel yağış dağılımı
Kasım ayında yağışlar bölgelere göre büyük farklılık gösterdi:
- En az yağış alan bölge: İç Anadolu (%29 azalma).
- Normallerin üzerinde yağış alan bölge: Karadeniz.
- Normaller civarında yağış alan bölge: Doğu Anadolu.
Trakya’nın batısı, Kuzey Ege, İç Anadolu’nun orta kesimleri, Akdeniz’in batısı ve Güneydoğu Anadolu’nun bazı bölgelerinde yağış miktarlarında yer yer %40’ın üzerinde azalma görüldü. Buna karşılık Sakarya, Düzce, Sinop, Samsun, Antalya ve Mersin gibi illerde yağışlar yer yer %80’e varan artış gösterdi.
İl bazında en fazla ve en az yağış
- En fazla yağış: Rize, metrekareye 199,6 kilogram.
- En az yağış: Iğdır, metrekareye 10,3 kilogram.
- En fazla artış: Samsun, %73.
- En fazla azalış: Edirne, %71.
Yağışlı gün sayıları
1991-2020 ortalamasına göre kasım ayında Türkiye genelinde yağışlı gün sayısı 8,4 olarak hesaplandı ve bu yıl kasım ayında da aynı ortalamaya ulaşıldı. Ancak bölgeler arasında ciddi farklılıklar görüldü:
- 10-15 gün arası yağış: Karadeniz Bölgesi, Doğu Anadolu’nun güneydoğusu, İstanbul, Bursa, Yalova, Hatay, Siirt ve Şırnak çevreleri.
- 5 günün altı: Edirne ve Konya çevreleri.
Karadeniz’de rekor yağışlar
Sinop, Samsun ve Amasya’da son 12 yılın en yüksek kasım ayı yağışları kaydedildi. Özellikle Samsun ve Sinop’ta yağış miktarındaki artış dikkat çekti.
Bu veriler, Türkiye’nin farklı bölgelerinde yağış rejimindeki değişikliklerin giderek daha belirgin hale geldiğini ve bölgesel su kaynaklarının yönetimi için yeni stratejilere ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.