İstanbul barajlarında son durum! Megakent susuzlukla yüz yüze mi? 5 Aralık baraj doluluk oranları

Yayın: 5 Aralık 2025 12:33
Güncelleme: 5 Aralık 2025 12:33

Türkiye’nin nüfus ve ekonomi lokomotifi İstanbul, son yılların en zorlu su sınavlarından birini vermeye hazırlanıyor. İSKİ’nin (İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi) paylaştığı en güncel verilere göre, kente hayat veren barajlardaki genel doluluk oranı, kritik eşiğin altına inerek yalnızca yüzde 17,63 seviyesine gerilemiş durumda. Bu gelişme neden önemli? Türkiye’nin en büyük metropolünün su güvenliği açısından bu düşüş, acil önlemler alınmasını gerektiren bir dönemin başlangıcı olabilir; zira bu oranlar, İstanbul’un sadece birkaç aylık su rezervine sahip olduğunu gösteriyor.

Megakentin geleceği için bu düşük oranlar ne ifade ediyor? Geçtiğimiz yılın aynı döneminde yüzde 28,24 seviyelerinde olan baraj dolulukları ile kıyaslandığında, mevcut tablonun ciddiyeti daha net ortaya çıkıyor. Su seviyelerindeki bu dramatik düşüş, hem iklim değişikliğinin Türkiye üzerindeki etkilerini hem de artan nüfusun su talebini gözler önüne seriyor. Bu durum, sadece İstanbulluları değil, tüm Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. Zira İstanbul’daki olası bir su sıkıntısı, sadece muslukları değil, aynı zamanda ülkenin ekonomik ve sosyal istikrarını da doğrudan etkileyecek bölgesel bir krize dönüşme potansiyeli taşıyor.

Korkutan Tablo: Baraj Detaylarında Alarm Zilleri Çalıyor

İSKİ verileri, toplam doluluk oranının yüzde 17,63’e gerilediğini gösterirken, baraj bazında incelendiğinde tablonun bazı bölgelerde tam anlamıyla felaketi işaret ettiği görülüyor. Özellikle şehrin kuzeybatı havzasında yer alan bazı barajlar fiilen kurumuş durumda.

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

Kritik Seviyedeki Barajlar:

Baraj AdıDoluluk Oranı (%) (4 Aralık 2025 Verileri)
Kazandere Barajı%2,87
Pabuçdere Barajı%2,73
Sazlıdere Barajı%17,50
Büyükçekmece Barajı%19,25

Kazandere ve Pabuçdere barajlarındaki yüzde 3’ün altındaki doluluk oranları, bu rezervuarların artık kente su sağlamada neredeyse sıfır katkı sunduğu anlamına geliyor. Oysa bu barajlar, özellikle kentin Trakya Bölgesi’ndeki su ihtiyacının karşılanmasında önemli bir rol oynuyordu. Şehrin en büyük su kaynağı olan Ömerli ve Terkos gibi kilit barajlarda bile doluluk oranları düşük seyrederken, Darlık (%28,06) ve Istrancalar (%28,14) gibi nispeten daha iyi durumda olan barajların üzerindeki yükün arttığı gözlemleniyor.

Uzmanlar Uyarıyor: “Su Tasarrufu Artık Zorunluluktur”

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğretim üyeleri ve su yönetimi uzmanları, son aylardaki yağış azlığının ve özellikle sonbahar aylarında beklenen kar ve yağmur miktarının gerçekleşmemesinin bu durumu tetiklediğine dikkat çekiyor. Uzmanlar, bu düşüş trendi karşısında İstanbulluların “acil durum” moduna geçmesi gerektiğini vurguluyor.

2014 ve 2020 yıllarında yaşanan kuraklık tehlikelerini hatırlatan uzmanlar, o dönemde su seviyelerinin toparlanmasının büyük ölçüde bahar yağışlarına bağlı olduğunu, ancak mevcut tablonun, o krizlerden çok daha erken bir zamanda ortaya çıktığını belirtiyor. Günlük su kullanımının acilen düşürülmesi; bireysel tasarruf tedbirlerinin (duş sürelerinin kısaltılması, çamaşır ve bulaşık makinelerinin tam doldurulması, gereksiz su kullanımından kaçınılması) radikal bir şekilde uygulanması gerektiği ifade ediliyor. Aksi takdirde, kış aylarında beklenen yağışların yeterli gelmemesi durumunda, kısıtlamalar kaçınılmaz hale gelebilir.

İklim Değişikliği ve Hızlı Şehirleşmenin Gölgesinde Su Stresi

İstanbul’un su krizi, tek bir nedene indirgenecek kadar basit değil. Uzmanlar, bu durumun temelinde yatan iki büyük yapısal sorunu işaret ediyor:

  1. İklim Krizi: Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz Havzası, iklim değişikliğinden en çok etkilenen bölgelerden biri. Yağış rejimlerindeki düzensizlik, kar yağışının azalması ve sıcaklık ortalamalarının yükselmesi, barajlara gelen su miktarını doğrudan düşürüyor.
  2. Kontrolsüz Nüfus Artışı ve Şehirleşme: Resmi rakamların çok ötesinde bir nüfusa ev sahipliği yapan İstanbul’da, su kaynakları üzerindeki baskı her geçen gün artıyor. Şehrin su kapasitesi sabit kalırken, tüketici sayısı ve endüstriyel su ihtiyacı sürekli yükseliyor. Ayrıca, su şebekelerindeki kayıp-kaçak oranlarının da düşürülmesi, su kaynaklarını koruma açısından hayati önem taşıyor.

Türkiye’ye Bölgesel Bağlantı

İstanbul’daki su seviyesindeki bu düşüş, sadece bir “yerel yönetim sorunu” değil, Türkiye’nin ulusal su güvenliği stratejisinin bir parçası olarak ele alınmalıdır. İstanbul, Türkiye GSYİH’sının önemli bir bölümünü tek başına üretmektedir. Şehirde yaşanacak uzun süreli bir su kesintisi veya kısıtlaması, sanayiden tarıma, hizmet sektöründen lojistiğe kadar tüm ekonomik faaliyetleri felce uğratabilir. Bu bağlamda, Melen ve Istranca gibi dış havza sularının İstanbul’a entegrasyonu, Marmara Bölgesi’ndeki diğer illerin de su yönetimi politikalarıyla koordineli bir şekilde yürütülmelidir. İstanbul’un yaşadığı kuraklık, Ankara ve İzmir gibi büyük metropoller için de bir uyarı işareti teşkil etmekte ve Türkiye’nin uzun vadeli su politikalarını yeniden gözden geçirmesini gerektirmektedir.

Yorum

İSKİ’nin açıkladığı yüzde 17,63’lük genel baraj doluluk oranı, İstanbul için bir istatistiki dip not değil, acil eylem çağrısıdır. Pabuçdere ve Kazandere gibi barajlardaki durum, tabloyu felaket boyutuna taşırken, bu alarmın sadece yağmur duasıyla geçiştirilemeyeceği açıktır. Türkiye’nin en büyük şehrinin su rezervlerindeki bu düşüş, artık her İstanbullunun yaşam tarzını gözden geçirmesini zorunlu kılmaktadır.

Önümüzdeki dönemde yöneticilere düşen görev, mevcut su rezervlerini en verimli şekilde kullanmak, kayıp-kaçak oranlarını derhal minimize etmek ve yeni su kaynakları yaratma (örneğin ileri arıtma veya tuzdan arındırma projeleri) konusunda somut adımlar atmaktır. Unutulmamalıdır ki, su krizi doğal bir felaket olmaktan çok, doğru yönetilemeyen kaynakların kaçınılmaz sonucudur.

Bu veriler ışığında, her bir bireyin su ayak izini küçültmesi ve suyun değerini anlaması, megakentin geleceği için en büyük sigortadır. Kısıtlamalar başlamadan önce başlayan tasarruf, İstanbul’u derin bir krizin eşiğinden geri döndürmenin tek yolu olabilir.

Kaynak: İSKİ (https://iski.istanbul/baraj-doluluk/)

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Et

Çevre hikâyelerini kaçırma

İklim krizi, çevre kirliliği, deprem ve hava durumu haberlerini sosyal medyada da anlık olarak takip et.

Scroll to Top
×