Dünya, Kasım ayında Brezilya’da düzenlenecek BM iklim görüşmelerine (COP30) hazırlanırken, uluslararası finans kuruluşlarından gelen veriler umut verici bir tablo çiziyor. Salı günü yayınlanan rapora göre, çok taraflı kalkınma bankaları (ÇKB), 2024 yılında iklim finansmanına rekor düzeyde 137 milyar dolar sağladı. Bu rakam, bir önceki yıla göre %10’luk bir artışı temsil ediyor ve iklim krizine karşı küresel mücadelenin finansal boyutunda önemli bir ivme yakalandığını gösteriyor. Dahası, bu devasa yatırım, özel sektörün iklimle ilgili projelere ayırdığı finansmanı da üçte bir oranında artırarak 134 milyar dolara ulaşmasına yardımcı oldu.
Bu gelişme, özellikle gelişmekte olan ülkeler için büyük önem taşıyor. Çünkü bu ülkeler, iklim değişikliğinin etkilerinden en çok etkilenenler olmalarına rağmen, bu etkilerle mücadele edecek finansmana en az erişebilenler. Kalkınma bankalarının bu tarihi adımı, küresel iklim hedeflerine ulaşmak için kamu ve özel sektörün iş birliğinin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.
Düşük gelirli ülkelere odaklanma ve yatırımların dağılımı
Kalkınma bankalarının iklim finansmanındaki artış, sadece niceliksel değil, aynı zamanda niteliksel bir değişimi de beraberinde getirdi. Rapor, ÇKB’lerin iklim finansmanının büyük bir kısmını, yani 85,1 milyar dolarını, düşük ve orta gelirli ülkelere yönlendirdiğini belirtiyor. Dünyanın en yoksul ülkelerine sağlanan finansman, son beş yılda iki kattan fazla artarak, iklim adaletinin sağlanması yolunda önemli bir ilerlemeye işaret ediyor.
- İklimin Etkilerini Azaltmaya Yönelik Finansman (Mitigasyon): Düşük ve orta gelirli ülkelere sağlanan finansmanın %69’u (58,8 milyar dolar), yenilenebilir enerji projeleri gibi iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmeye yönelik çalışmalara aktarıldı.
- İklim Değişikliğine Uyum (Adaptasyon): Kalan %31’i (26,3 milyar dolar) ise, ülkelerin iklim değişikliğinin etkilerine karşı daha dayanıklı hale gelmesine yardımcı olan uyum projelerine ayrıldı.
Bu veriler, kalkınma bankalarının iklim kriziyle mücadele stratejisini, hem emisyonları azaltma (mitigasyon) hem de bu krizin kaçınılmaz etkilerine karşı savunma (adaptasyon) üzerine kurduğunu gösteriyor.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
Köşe YazarlarıNeden karbon depolama iklim krizini çözemez?
Özel sektörün yükselişi ve COP30 beklentileri
COP30 görüşmeleri öncesinde, kalkınma bankalarının bu rekor finansmanı, ülkelere cesaret vererek daha iddialı ulusal iklim planlarıyla zirveye gelmeleri için bir teşvik niteliği taşıyor. Avrupa Yatırım Bankası’nın Baş İklim Değişikliği Uzmanı Nancy Saich, “Finansmanımızın aktığını göstererek, ülkelerin COP’a iddialı ulusal iklim planlarıyla gelmelerini teşvik edeceğimizi umuyoruz,” diyor. Bu, özellikle birçok ülkenin resmi kalkınma yardımlarını kıstığı bir dönemde, özel sektör yatırımlarının harekete geçirilmesi için yeni planların geliştirilmesini teşvik ediyor.
Özel finansmanın 2024 yılında 134 milyar dolara ulaşması, iklim projelerinin sadece çevresel faydalar sunmakla kalmayıp, aynı zamanda finansal açıdan da cazip yatırımlar haline geldiğini gösteriyor. Bu durum, iklim kriziyle mücadeleyi sadece devletlerin değil, küresel finans sisteminin de gündeminin merkezine yerleştiriyor.
Yorum
Kalkınma bankalarının iklim finansmanındaki bu rekor artış, küresel iklim hedeflerine ulaşma yolunda atılmış dev bir adımdır. Bu finansman, özellikle en savunmasız ülkelerin iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele etmesine yardımcı olacak ve yenilenebilir enerji devrimini hızlandıracaktır. Ancak bu sadece başlangıç. İklim krizinin boyutu göz önüne alındığında, bu finansmanın daha da artması ve özel sektörün daha fazla katılımı hayati önem taşıyor. Bu rakamlar, küresel ekonominin doğru yöne doğru hızla ilerlediğine dair güçlü bir sinyaldir ve gelecek nesiller için umut verici bir geleceğin kapılarını aralıyor.
Kaynak: Reuters
Fotoğraf: Jon Tyson





