2025 yılı, emisyonların artmaya ve doğa tahribatının sürmeye devam ettiği “tanıdık” bir çevresel tablo sunsa da, haber döngüsünün gürültüsü arasında kaybolan somut ve olumlu atılımlar da yaşandı. Temiz enerjiye geçiş, okyanus ve orman korumaları, önemli hukuki kararlar ve yerli halkların haklarının tanınması gibi hedefli eylemler, iklim ve doğa için sessiz ancak kritik dönüm noktaları oldu.
Bu gelişme neden önemliydi? Bu sessiz kazanımlar, küresel çabaların bazı alanlarda başarıya ulaştığını ve biyoçeşitlilik kaybını yavaşlatmanın veya tersine çevirmenin mümkün olduğunu gösteriyordu. Bu dünya için ne ifade ediyordu? Yenilenebilir enerjinin kömürü geride bırakması ve nesli tükenmekte olan türlerin toparlanması, siyasi irade ve odaklanmış eylemlerle gezegenin karşı karşıya kaldığı büyük krizlere karşı somut ilerleme sağlanabileceğini kanıtlıyordu.
Enerji ve korumada küresel dönüşümün işaretleri
2025, dünyanın enerji ve koruma önceliklerinde tarihi değişimlerin yaşandığı bir yıl oldu.
1. Yenilenebilir enerjide çarpıcı yükseliş: Kömür geride kaldı

Bu yıl rüzgar, güneş ve diğer yenilenebilir enerji kaynakları, dünyanın önde gelen elektrik kaynağı olarak kömürü ilk kez geride bıraktı. Bu büyüme, temiz enerji üretimini büyük ölçüde genişleten ve temiz enerji teknolojileri ihracatına hakim olan Çin tarafından yönlendiriliyordu. Çin, sadece güneş enerjisinde değil, aynı zamanda tayfunlara dayanıklı rüzgar santralleri inşa ederek aşırı fırtınaların gücünden bile yararlanıyordu.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
İklim DeğişikliğiGeri dönüşü olmayan eşik: Dünya yakında yılda 3.000 buzul kaybedecek
- CO2 Emisyonlarında Zirve İhtimali: Carbon Brief analizlerine göre, Çin’in temiz enerji hamlesi sonucunda, ülke bu yıl ilk kez CO2 emisyonlarında düşüş yaşadı ve bu eğilimin yılın ikinci yarısında da devam etmesi, Çin emisyonlarının zirveye ulaşmış olabileceğine dair erken işaretler verdi.
- Küresel Büyüme: Yenilenebilir enerji kapasitesindeki büyüme oranı, ülkelerin %80’inden fazlasında hızlanıyordu. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 2030 yılına kadar toplam yenilenebilir enerji kapasitesinin bugünkü seviyeye göre iki katına çıkmasını bekliyordu.
- İngiltere Örneği: İngiltere’de rüzgar enerjisi, bir önceki yıl en büyük tek enerji kaynağı haline gelmiş ve talebin yaklaşık üçte birini karşılamıştı; kömür ise enerji kaynağı olarak neredeyse tamamen ortadan kalkmıştı.
2. Okyanus koruma alanlarında tarihi atılım

Açık denizleri korumaya yönelik küresel bir anlaşma, on yıllar süren müzakerelerin ardından Eylül 2025’te yürürlüğe girmesi için yeterli sayıda ülke tarafından onaylandı. Açık Denizler Anlaşması, dünya okyanuslarının neredeyse üçte ikisini oluşturan bu geniş alanın %30’unu Deniz Koruma Alanları (DKA) haline getirmeyi taahhüt ediyordu. Buna ek olarak, Fransız Polinezyası’nda 1.100.000 km²’lik devasa bir alanda dünyanın en büyük deniz koruma alanı kuruldu.
3. Amazon’da ormansızlaşma oranının azalması

Brezilya’da düzenlenen ve “orman COP’u” olarak adlandırılan COP30 iklim konferansı, ormanları önemli bir platform haline getirdi. Brezilya’nın resmi verileri, Amazon’un Brezilya bölümündeki ormansızlaşmanın Temmuz 2025’e kadar olan 12 ayda %11 azaldığını ve son 11 yılın en düşük seviyesine indiğini gösterdi. Birleşmiş Milletler’in 2025 tarihli raporuna göre ise, küresel olarak yıllık ormansızlaşma oranları 2015-2025 döneminde 1990-2000 dönemine kıyasla %38 daha düşüktü.
- Yeni Finansman Modeli: Brezilya, mevcut orman alanlarını korumanın yok edilmesinden daha değerli olmasını amaçlayan, korumayı ödüllendiren Tropikal Ormanlar Sonsuza Dek Tesisi (TFFF) adlı yeni bir finansman platformu kurdu.
Hukuk, biyoçeşitlilik ve yerel halkların yükselişi
Çevresel ilerleme sadece enerji ve ormanlarda değil, aynı zamanda uluslararası hukuk ve biyoçeşitlilik alanlarında da kaydedildi.
4. Uluslararası Adalet Divanı’ndan tarihi iklim kararı
Dünyanın en yüksek mahkemesi olarak kabul edilen Uluslararası Adalet Divanı (UAD), bu yıl iklim değişikliği konusunda ülkelerin birbirlerine dava açmasının önünü açan tarihi bir karar verdi. Bu “hukuki açıdan dönüm noktası” olarak nitelendirilen karar, iklim değişikliğinden büyük ölçüde etkilenen ülkelerin, kirliliğe neden olan ülkelere karşı yasal işlem başlatmasına zemin hazırlayarak, iklim davalarının ele alınış biçimini önemli ölçüde etkileme potansiyeli taşıyordu.
5. Yaban hayatı için önemli kazanımlar

Koruma önlemlerinin etkinliği bu yıl birçok türün toparlanmasıyla kanıtlandı:
- Yeşil Deniz Kaplumbağası: Onlarca yıllık koruma çabaları sayesinde, tür IUCN Kırmızı Listesi’nde “nesli tehlikede” kategorisinden “en az endişe verici” kategorisine yükseltildi. Florida’da da rekor sayıda deniz kaplumbağası yuvalama sezonu yaşandı.
- Kaplan Popülasyonu: Hindistan, on yıldan biraz fazla bir sürede kaplan popülasyonunu ikiye katlayarak 3.600’ün üzerine çıkardı ve dünyanın kaplanlarının %75’ine ev sahipliği yapar hale geldi.
6. Yerli halkların küresel karar alma sürecinde tanınması
Yerli halklar, gezegenin korunması ve yönetimi konusunda BM düzeyinde resmen tanındı. Şubat ayındaki COP16 biyolojik çeşitlilik zirvesinde, yerli halklara küresel karar alma süreçlerinde resmi bir söz hakkı veren ve kalıcı bir statü sağlayan yeni bir daimi komite kuruldu. Brezilya’daki COP30’da ise 2.500 kişilik katılımıyla yerli halklar, COP tarihindeki en büyük delegasyonu oluşturdu ve toprak haklarının tanınmasına yönelik sözler aldı.
7. Klamath Nehri’nin yeniden canlanması

Kaliforniya’daki Klamath Nehri üzerindeki dört barajın tarihi yıkımından sadece bir yıl sonra, somon balıkları geleneksel yumurtlama alanlarına geri döndü. Kabile önderliğindeki kampanya sayesinde, on yıllarca nehri kirleten dört hidroelektrik barajın 2024’te yıkılmasıyla nehrin özgürce akmaya başlaması, somon balıklarının “dikkat çekici” bir hızla geri dönüşünü sağladı.
Türkiye’ye ilham veren modeller
2025’te elde edilen bu yedi sessiz kazanım, Türkiye’nin çevresel politikaları ve koruma çabaları için somut modeller sunuyordu. Yenilenebilir enerjideki küresel artış, Türkiye’nin de kömür bağımlılığını azaltma ve rüzgar ile güneş enerjisi kapasitesini daha agresif bir şekilde büyütme ihtiyacını vurguluyordu.
Özellikle yeşil deniz kaplumbağası ve kaplan popülasyonlarındaki toparlanma, Türkiye’nin Akdeniz’deki deniz kaplumbağalarını ve diğer nesli tehlike altındaki türleri (örneğin Anadolu Leoparı) koruma çabalarının doğru stratejilerle (habitat koruma ve kaçak avlanmanın önlenmesi) somut sonuçlar verebileceğini gösteriyordu. Klamath Nehri restorasyonu ise, Türkiye’deki nehirlere yönelik benzer baraj kaldırma veya çevresel iyileştirme projelerinin biyoçeşitlilik ve su kaynakları yönetimi açısından ne kadar etkili olabileceğinin altını çiziyordu.
Hız ve ölçek eksikliği
2025, çevresel çabaların bazı alanlarda zafer kazanabildiğini kanıtlasa da, bu başarılar metnin girişinde belirtilen temel gerçeği değiştirmiyordu: Emisyonlar hâlâ artıyor ve doğa tahribatı devam ediyordu. Yenilenebilir enerjideki büyüme ne kadar çarpıcı olursa olsun, tehlikeli iklim değişikliği seviyelerini önlemek için hâlâ yeterince hızlı değildi.
Bu kazanımlar, küresel mücadeleyi kaybetmediğimizi gösteriyor, ancak aynı zamanda bu tür kararlı eylemlerin hızının ve ölçeğinin artırılması gerektiğini de işaret ediyordu. Özellikle yerli halkların haklarının tanınması ve çevre hukuku alanındaki ilerlemeler, çevresel kararların daha adil, kapsayıcı ve bilimsel temelli alınması için umut verici bir zemin hazırlıyordu. Nihayetinde, bu sessiz atılımlar, gezegenin geleceği için umutlu bir hikayenin sadece başlangıcı olabilirdi.





