Nissan, AB karbon emisyonu cezalarından kaçmak için Çinli dev BYD ile güçlerini birleştirdi

// Opsiyonel: Başlık ekle

Japon otomobil devi Nissan, 2025 yılına kadar Avrupa Birliği’nin (AB) katı karbon emisyonu cezalarından kaçınmak amacıyla kritik bir hamle yaptı: Çinli elektrikli araç (EV) rakibi BYD ile emisyonlarını dengelemek üzere bir ortaklık (havuzlama) kuracağını doğruladı. Bu anlaşma, AB’nin içten yanmalı motorlu araç (ICE) üreticilerinin karşı karşıya olduğu 13 milyar sterlinlik (yaklaşık 15 milyar Euro) potansiyel para cezasından kurtulmasına yardımcı olabilecek daha geniş bir telafi planının parçasıdır.

Bu gelişme neden önemli? Geleneksel bir otomobil üreticisinin, hızla büyüyen Çinli bir EV devi ile emisyonları “bir araya getirmesi,” AB’nin karbonsuzlaştırma hedeflerine ulaşma yolunda beklenmedik ve tartışmalı bir stratejinin yaygınlaştığını gösteriyor. AB düzenlemesi, otomobil üreticilerinin 93.6 gr CO2/km emisyon hedefini tutturamaması durumunda, EV üreticilerine ödeme yaparak onların sıfır emisyon kayıtlarını kendi ortalamalarına dahil etmelerine izin veriyor. Ancak Polestar gibi şirketler bu durumun, geleneksel otomobil üreticilerinin elektrikli araçlara geçişini geciktirme riski taşıdığı konusunda uyarıyor. Nissan, bu adımla AB düzenlemelerine uyumu sağlarken, elektrikli araç dönüşüm baskısını geçici olarak hafifletmeyi amaçlıyor.

Havuzlama sistemi: Cezadan kurtuluşun formülü mü?

AB’nin filo ortalama emisyon kuralları, her otomobil üreticisinin sattığı araçların ortalama emisyon değerini belirli bir sınırın altında tutmasını zorunlu kılıyor. Bu sınır aşıldığında üreticiler ton başına yüksek cezalarla karşılaşıyor. Havuzlama (pooling) sistemi ise bu cezadan kaçışın yasal bir yolunu sunuyor.

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği, doğa koruma ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

×

Nasıl çalışıyor?

  • ICE üreticileri (Nissan gibi)
  • Sadece EV üreten şirketlere (BYD, Tesla, Polestar gibi)
  • Emisyonlarını dengelemek için ödeme yapıyor.
  • Böylece EV şirketlerinin sıfır emisyon kayıtları, ICE üreticisinin genel filo ortalamasına dahil ediliyor ve ortalama emisyon değeri düşürülüyor.

Bu sistem sayesinde, sektörün 2025 emisyon hedeflerinin neden olabileceği milyarlarca avroluk para cezasından kurtulması sağlanıyor. Nissan, bu anlaşmanın AB’nin 2050 karbonsuzlaştırma hedefini desteklemeye devam edeceğini belirtse de, eleştirmenler asıl amacın kısa vadeli finansal maliyetten kaçınmak olduğunu savunuyor.

Geçişin gecikmesi tehlikesi ve küresel emsaller

Nissan’ın BYD ile yaptığı bu son anlaşma, sektördeki bir trendi yansıtıyor. Önceki yıllarda Tesla, sıfır emisyon kayıtlarını Toyota, Ford, Mazda ve Suzuki gibi büyük üreticilere satarak milyarlarca sterlin gelir elde etmişti. Polestar da Mercedes-Benz, Volvo ve Smart gibi markalarla benzer ortaklıklara sahip.

  • Tesla’nın Karbon Kredisi Geliri: Karbon kredisi satışları, 2023 yılının ilk dokuz ayında Tesla’nın toplam gelirinin neredeyse yüzde 3’ünü oluşturarak 1.6 milyar sterlinin üzerine çıkmıştı.

Polestar temsilcisi Fredrik Eklund, bu tür anlaşmaların otomobil üreticilerinin elektrikli araçlara geçişi “geciktirme riski taşıdığı” uyarısında bulunuyor. Sektör, 2027 yılına kadar emisyon hedeflerini zorlamaya çalışırken, bu havuzlama sistemi, onlara değerli bir zaman kazanma aracı sunuyor.

Avrupa’da yavaşlama ve altyapı sorunu

Sektörün AB nezdinde, 2035 içten yanmalı motorlu araç satış yasağının yumuşatılması için mücadele etmesi de bu gecikme riskini destekliyor. Otomobil üreticileri, halkın yeterli sayıda geçiş yapmaya hazır olmadığını ve özellikle Güney ve Orta Avrupa’da şarj altyapısı eksikliğinin sorunun bir parçası olduğunu ileri sürüyor. AB’nin emisyon kurallarına uyum süresini bir yıldan üç yıla uzatması da, özellikle Fransa ve Almanya gibi kilit pazarlarda elektrikli araç kullanımının yavaşlamasına yol açacağı endişelerini artırmıştır.

AB emisyon düzenlemeleri Türkiye’yi de etkileyecek

Nissan-BYD anlaşması, Türkiye’nin de içinde bulunduğu küresel otomotiv sektörünün, AB Yeşil Mutabakatı’na uyum sağlamak için ne tür yaratıcı ve tartışmalı yollara başvurduğunu gösteriyor. Türkiye otomotiv sanayii, büyük ölçüde AB pazarına bağımlı olduğu için, AB’deki emisyon düzenlemelerindeki her türlü esneme veya havuzlama mekanizması, Türk üreticilerinin ve yan sanayinin dönüşüm hızını doğrudan etkileyecektir. Türk otomobil üreticilerinin, içten yanmalı motorlu araç ihracatındaki potansiyel cezaları minimize etmek için benzer havuzlama stratejilerini değerlendirmesi gerekebilir. Ancak bu tür bir erteleme, yerel EV altyapısının geliştirilmesi ve rekabetçiliğin artırılması gereken kritik bir dönemde Türkiye’deki elektrikli araç dönüşümünü de yavaşlatma riski taşır.

Yorum

Nissan'ın Çinli rakibi BYD ile karbon emisyonlarını dengelemek için ortaklık kurması, AB'nin iklim politikalarının yarattığı finansal baskının ve geleneksel otomobil üreticilerinin çaresizliğinin bir göstergesidir. Bu havuzlama mekanizması, bir yandan AB'nin 2050 hedefine uyum sağlama adına yasal bir esneklik sunarken, diğer yandan sektörün gerçek ve yapısal dönüşümünü erteleyen bir "karbon vergi kaçırma" yolu olarak eleştirilmelidir. Bu durum, 13 milyar sterlinlik cezadan kurtuluşun, aslında çevresel maliyetin ertelenmesi anlamına geldiğini gösteriyor. AB'nin, bu tür dolambaçlı yollarla geçişi geciktiren uygulamalara izin vermeyi sürdürmesi, küresel iklim liderliği iddiasını zayıflatacaktır. Sektörün, altyapı eksikliğini gerekçe göstererek dönüşümü yavaşlatma çabalarına karşı, AB'nin daha sıkı ve tavizsiz bir duruş sergilemesi gerekmektedir.

Kaynak: Reuters, Nissan Şirket Açıklaması, Polestar Yetkilisi Fredrik Eklund

// KRİTİK: the_content() burada çağrılıyor
Scroll to Top