İklim değişikliğiyle birlikte sıcak hava dalgaları daha da yoğunlaşıyor. Bilim insanları ise aşırı sıcakların beynin çalışma şeklini nasıl etkilediğini anlamak için çalışıyor. Bu durum özellikle nörolojik hastalıklara sahip bireyler için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Jake’in hikayesi: Bir aile için kâbus
Beş aylıkken ilk tonik-klonik nöbetini geçiren Jake’in hayatı, sıcak hava ile mücadele içinde geçiyor. Annesi Stephanie Smith, o günü “Hayatımızda göreceğimiz en korkunç şeye tanık olduk,” sözleriyle anlatıyor. Ancak ne yazık ki bu sadece başlangıçtı. Yaz aylarında nöbetler sıklaştı ve aile, Jake’i serin tutmak için her yolu denemek zorunda kaldı.
Dravet sendromu ve sıcaklık
Jake’e 18 aylıkken, nadir görülen bir epilepsi türü olan Dravet Sendromu teşhisi kondu. Bu nörolojik rahatsızlık yalnızca nöbetlerle değil; otizm, DEHB, konuşma ve hareket sorunları, zihinsel engel gibi pek çok belirtiyle birlikte görülüyor. Özellikle sıcaklık artışı ya da ani sıcaklık değişimleri nöbetleri tetikleyebiliyor.
İklim değişikliği ile mücadele eden nörolojik hastalıklar
University College London’dan nörolog Sanjay Sisodiya, Dravet Sendromu’nun, sıcak hava dalgalarından etkilenen birçok nörolojik hastalıktan yalnızca biri olduğunu belirtiyor. Felç, migren, ensefalit, multipl skleroz gibi birçok rahatsızlık da sıcaklıkla birlikte kötüleşebiliyor.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
Köşe YazarlarıNeden karbon depolama iklim krizini çözemez?
Aşırı sıcaklar nörolojik ölüm riskini artırıyor
2003’teki Avrupa sıcak hava dalgasında ölümlerin yaklaşık %7’si doğrudan nörolojik nedenlerle gerçekleşti. Benzer bulgular 2022’de Birleşik Krallık’ta da gözlemlendi. Sıcaklık yalnızca fiziksel sağlığı değil, karar verme becerilerini, ruh halini ve davranışları da etkileyerek psikolojik sorunları artırabiliyor.
Beyin neden bu kadar hassas?
İnsan beyni, enerji tüketimi en yüksek organlardan biri. Ortalama vücut sıcaklığımızdan yaklaşık 1 derece daha sıcak olan beyin, çalışırken büyük miktarda ısı üretir. Bu ısının dengelenmesi için vücut yoğun şekilde çalışır. Ancak sıcaklık arttığında, beyin hücreleri zarar görebilir; hatta bilgi iletimini sağlayan moleküller bile etkilenebilir.
Risk altında olanlar kimler?
Nörolojik rahatsızlığı olan bireyler sıcaklık değişimlerine daha hassastır. Bazı hastalıklarda terleme bozulabilir, vücut ısısı düzenlenemez. Özellikle multipl skleroz, şizofreni gibi rahatsızlıklarda kullanılan ilaçlar vücut sıcaklığını artırarak hipertermi riskini yükseltir.
Uyku bozuklukları ve ruh hali değişimleri
Yükselen gece sıcaklıkları uykuyu olumsuz etkileyebilir. Bu da, örneğin epilepsi hastalarında nöbet riskini artırır. Aynı zamanda sıcaklık, depresyon ve sinirlilik gibi ruh hali değişimlerine de neden olabilir.
Demans ve yaşlı bireyler
Sıcaklık artışıyla birlikte demans hastalarının hastaneye yatış ve ölüm oranları da yükseliyor. Yaşlı bireyler hem fiziksel hem de bilişsel nedenlerle sıcaklığa karşı daha savunmasız. Susuz kalma, uygun önlemleri alamama gibi durumlar riskleri artırıyor.
Felç ve küresel etkiler
Felç vakaları da sıcaklık artışıyla paralel şekilde artıyor. 25 ülkede yapılan bir araştırma, en sıcak günlerde felce bağlı ölümlerin sayısında artış olduğunu gösteriyor. Küresel ölçekte bakıldığında, sıcaklık artışlarının her yıl yaklaşık 10.000’den fazla ek felç ölümüne yol açabileceği düşünülüyor.
Eşitsizlik derinleşiyor
İklim değişikliği en çok orta ve düşük gelirli ülkeleri etkiliyor. Sıcak hava dalgalarının yükü, yoksul topluluklar ve yaşlı bireyler üzerinde daha ağır hissediliyor. Sağlık eşitsizlikleri giderek derinleşiyor.
Bebekler ve gelişim riskleri
Aşırı sıcaklıklar yalnızca yetişkinleri değil, anne karnındaki bebekleri de etkiliyor. Araştırmalar, sıcak hava dalgalarının erken doğum riskini %26 oranında artırdığını ve bu durumun bebeklerin nörolojik gelişimini olumsuz etkileyebileceğini ortaya koyuyor.
Beyin bariyeri ve bulaşıcı hastalıklar
Sıcaklık artışı, beyni koruyan bariyeri zayıflatabilir ve mikroorganizmaların beyne ulaşmasını kolaylaştırabilir. Aynı zamanda, Zika ve Dang Humması gibi nörolojik komplikasyonlara yol açabilen virüsleri taşıyan sivrisineklerin yayılımı da sıcaklıkla artıyor.
Farklı bireylerde farklı etkiler
Bazı insanlar sıcak havada daha dayanıklı olabilirken, bazıları çok daha hassas olabiliyor. Genetik faktörlerin, bu farklılıkta rol oynayabileceği düşünülüyor. Sisodiya, çevresel baskılarla ortaya çıkan “termo-gizli fenotipler” kavramını gündeme getiriyor. Yani, genetik olarak taşıdığımız ama belirti göstermeyen bazı özellikler, aşırı sıcaklarla birlikte görünür hale gelebilir.
Neyi bilmeliyiz? Neyi araştırmalıyız?
Bilim insanları hâlâ birçok sorunun cevabını arıyor: Beyni en çok zorlayan şey nedir — maksimum sıcaklık mı, gece sıcaklığı mı, yoksa sıcak hava dalgalarının süresi mi? Bu sorulara cevap bulmak, risk altındaki bireyleri korumak için atılacak adımların belirlenmesinde kritik önem taşıyor.
Sıcak beyin çağı başladı
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in sözleriyle: “Küresel ısınma çağı sona erdi, küresel kaynama çağı başladı.” İklim değişikliği, artık yalnızca çevresel değil; aynı zamanda zihinsel bir kriz haline geliyor. Ve sıcak beyin çağı daha yeni başlıyor.





