Sıcaklık, kuraklık ve yangın: Aşırı hava koşulları 2025’te doğayı nasıl sınırlarına kadar zorladı?

Yayın: 29 Aralık 2025 08:34
Güncelleme: 29 Aralık 2025 08:34
Fotoğraf Kaynağı: Norbert Buduczki

2025 yılında yaşanan aşırı sıcaklar, uzun süren kuraklık ve yıkıcı yangınlar, doğa üzerinde benzeri görülmemiş bir baskı yarattı. Yıllık flora ve fauna değerlendirmesine göre, yaban hayatı, bitkiler ve doğal peyzajlar bu sert hava koşullarından ciddi şekilde etkilendi.

National Trust tarafından yayımlanan değerlendirmede, hava olaylarının doğanın dayanıklılığını modern çağda hiç olmadığı kadar zorladığı vurgulandı.

Fırtınalardan kuraklığa: Birleşik Krallık’ta sıra dışı bir yıl

Éowyn ve Bram fırtınaları arasında kalan süreçte Birleşik Krallık, alışılmadık derecede sıcak ve güneşli bir ilkbahar ve yaz geçirdi. Bu durum, özellikle fundalık ve bozkır alanlarında şiddetli yangınlara yol açarken, yılın ilerleyen dönemlerinde sonbahar selleriyle sonuçlandı.

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

National Trust, bu dalgalı hava düzenini “doğanın sınırlarını zorlayan bir hava olayları zinciri” olarak tanımladı.

“Alarm sinyallerini görmezden gelemeyiz”

Kuruluşun doğa koruma direktörü Ben McCarthy, 2025’in ana başlıklarının aşırı sıcaklık, kuraklık ve yangınlar olduğunu söyledi.

McCarthy, son yıllarda art arda yaşanan kurak dönemlerin — 2018, 2022 ve 2025 — birleşik etkisinin yaşam alanları üzerinde büyük bir baskı yarattığını belirterek, bunun yaban hayatı için yaşamı giderek zorlaştırdığını vurguladı. Bu gelişmelerin açık birer uyarı niteliği taşıdığını ifade eden McCarthy, daha hızlı, akıllı ve koordineli hareket edilmesi gerektiğini söyledi.

İklim değişikliği aşırı hava olaylarını hızlandırıyor

İnsan kaynaklı iklim değişikliği, dünya genelinde aşırı hava olaylarının hem sıklığını hem de şiddetini artırıyor. Sıcak hava dalgaları, seller ve orman yangınları daha ölümcül hale gelirken, son on yıldaki en yıkıcı felaketlerin önemli bir bölümünün insan etkisi olmadan neredeyse imkânsız olacağı belirtiliyor.

Galler’de yangınlar ekosistemleri yok etti

Nisan ayında Galler’in orta kesimindeki Abergwesyn Common’da çıkan büyük yangın, 5.000 hektardan fazla turbalık alanı küle çevirdi. Yangın, altın yağmur kuşu, tarlakuşu, karga, kızıl şahin gibi kuş türlerinin yanı sıra kertenkeleler, kurbağalar, tarla fareleri ve nadir yusufçuk türleri için hayati öneme sahip yaşam alanlarını yok etti.

Orman korucuları, bu ekolojik tahribatın etkilerinin onlarca yıl sürebileceği uyarısında bulundu.

Nadir bitkiler ve kuşlar sıcaklığa direnmeye çalıştı

Galler’in kuzeyinde, Eryri (Snowdonia) yamaçlarında yetişen nadir tüylü taş çiçeğinin aşırı sıcaklar nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı belirtildi. Vakfa göre yalnızca yedi bitkinin hayatta kaldığı biliniyor, ancak tür şimdilik yok olmaktan kurtuldu.

Yangın yaşanmayan bölgelerde bile aşırı sıcaklık, yırtıcı kuşlar ve baykuşlar gibi türleri olumsuz etkiledi. Hampshire’daki Mottisfont ve Gloucestershire’daki Sherborne arazilerinde kuruyan otlaklar nedeniyle bu türlerin sayısında hızlı düşüşler kaydedildi.

Kuraklık sulak alanları tehdit etti

Düşük yağış miktarı, Kuzey Yorkshire’daki Fountains Abbey gibi bölgelerde dere ve göletlerin tehlikeli seviyelerde çekilmesine neden oldu. Lincolnshire’daki Tattershall Kalesi’nde büyük tepeli semenderlerin üreme alanları kururken, Merseyside kıyısındaki Formby’de benekli kurbağalar bu yıl hiç yavru veremedi.

Ağaçlar benzeri görülmemiş baskı altında

National Trust, aşırı hava koşullarının ağaçlar üzerinde eşi görülmemiş bir stres yarattığını açıkladı. Yeni dikilen fidanlarda normalde beklenen yüzde 10–15’lik kayıp oranı, bazı bölgelerde yüzde 40’a kadar çıktı.

Olgun ağaçlarda ise erken yaprak dökümü, dal kırılmaları ve taç renginde solmalar gözlemlendi. Özellikle Midlands ve doğu bölgelerinde, halihazırda meşe çürümesi tehdidi altındaki meşelerin kurak yıllara karşı daha savunmasız hale geldiği belirtildi.

Deniz kuşları da kayıplar yaşadı

2025, bazı deniz kuşları için de zor bir yıl oldu. Northumberland’daki Long Nanny’de kutup sumrusu yuvalarında yüzde 30’luk düşüş yaşanırken, Farne Adaları’nda deniz papağanı popülasyonu yaklaşık üçte bir oranında azaldı.

Sonbaharda ikinci bahar yaşandı

Ilıman ve yağışlı geçen sonbahar, bazı bitkilerde sıra dışı bir şekilde ikinci çiçeklenme dönemini tetikledi. Gloucestershire’daki Newark Park’ta orman çalısının kasım ayında çiçek açtığı görülürken, Peak District’te yazın açan çan çiçeği de aynı ayda yeniden çiçeklendi.

Nottinghamshire ve Herefordshire’da eylül ve ekim aylarında elma ağaçlarının çiçek açması, Hampshire’da ise aralık ayında güllerin açması dikkat çeken diğer örnekler oldu.

Hayvan davranışlarında uyumsuzluklar gözlendi

Bazı hayvan türlerinde mevsimlerle uyumsuz davranışlar kaydedildi. Suffolk’ta yarasalar ve kükürt kelebekleri kasım ayında hâlâ uçarken, Kuzey İrlanda’daki Mount Stewart’ta kargalar ve leylekler normalden aylar önce toplanarak yuva inşasına başladı.

Tüm olumsuzluklara rağmen, gri foklar, leş kargaları ve benekli ağaç kelebekleri gibi “genelci” türler, sıcaklığa uyum sağlama ve geniş beslenme alışkanlıkları sayesinde 2025’i görece iyi geçirdi.

Meyve ve kuruyemiş açısından bereketli bir yıl

Birçok bölgede meyve ve kuruyemiş açısından verimli bir sezon yaşandı. Cheshire’daki Dunham Massey, hafızalardaki en büyük meşe palamudu hasadına tanıklık ederken, İngiltere’nin güneyindeki South Downs ve Chilterns’te çitler meyvelerle doldu.

Umut veren projeler dikkat çekti

National Trust, Exmoor’daki Holnicote Malikanesi’nde uygulanan “0. aşama” projesini başarılı örnekler arasında gösterdi. Bu projeyle oluşturulan doğal sulak alan, su sıçanları, büyük beyaz balıkçıllar ve altın ispinoz sürüleri gibi birçok türün gelişmesine olanak sağladı.

Ayrıca, Birleşik Krallık’ın en nadir kelebeklerinden biri olan funda kelebeğinin sayısı Holnicote’te dikkat çekici şekilde arttı. Geçen yıl yaklaşık 600 olan birey sayısı, 13 farklı alanda 1.000’i aştı.

“Doğa için acil ve birleşik eylem şart”

McCarthy, uyum sağlayabilen türlerin ayakta kalırken, özel yaşam alanlarına ihtiyaç duyan türlerin hızla azaldığını söyledi. Kırsal alanların giderek tekdüze hale gelmesinin bu süreci hızlandırdığını vurgulayan McCarthy, koruma altındaki alanların artık yeterli bir güvenlik ağı oluşturamadığını belirtti.

Etkili bir ekolojik ağ kurulmadığı sürece doğadaki gerilemenin devam edeceği uyarısında bulunan McCarthy, acil, ortak ve güçlü bir eylem çağrısında bulundu.

Kaynak: The Guardian

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Et

Çevre hikâyelerini kaçırma

İklim krizi, çevre kirliliği, deprem ve hava durumu haberlerini sosyal medyada da anlık olarak takip et.

Scroll to Top
×