COP30 küresel iklim zirvesine sadece iki hafta kala Brezilya, çelişkili ama umut verici bir çevresel rapor yayımladı. Ulusal Uzay Araştırmaları Enstitüsü (INPE) verilerine göre, Amazon’daki orman kaybı, 1 Ağustos 2024 ile 31 Temmuz arasındaki 12 aylık dönemde, bir önceki yıla göre %11,1 oranında azalarak 5.796 kilometrekareye düştü. Bu, ölçümlerin $1988 \text{‘de}$ başlamasından bu yana kaydedilen en düşük üçüncü kayıp alanı oldu.
Bu gelişme neden önemli? Bu düşüş, Amazon’un 2024’te Kosta Rika büyüklüğünde bir alanı kasıp kavuran ve bir önceki yıla göre %526 artış gösteren rekor orman yangınlarına rağmen gerçekleşti. Yetkililer, geçen yılki rekor kuraklığın orman kaybını daha da kötüleştireceğinden endişe ederken gelen bu pozitif haber, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva’nın 2030’a kadar sıfır net ormansızlaşma hedefine yönelik önemli bir adım olarak görülüyor.

Bu dünya için ne ifade ediyor? Brezilya’nın ormansızlaşmayı eski Başkan Jair Bolsonaro döneminde ulaştığı 15 yılın en yüksek seviyesinden üst üste üçüncü yıldır düşürmesi, iklim taahhütlerine bağlılığın somut bir kanıtıdır. Ancak hükümetin COP30’a ev sahipliği yapacak Belém yakınlarında petrol sondajına izin verme kararı, çevresel koruma ile ekonomik çıkarlar arasındaki küresel ikilemi yansıtarak eleştirilere neden olmaktadır.
Haftalık Çevre Bültenine Kaydolun
En önemli haberleri anında alın
Raporun detayları ve çelişkili gelişmeler
Brezilya’nın ormansızlaşma verileri, INPE’nin izleme sisteminin kullandığı 12 aylık dönemi kapsıyor ve bu veriler, fırtına sonrası bir sessizlik dönemi mi yoksa kalıcı bir başarı mı olduğunu anlamak için detaylı analizi gerektiriyor.
TAVSİYE EDİLEN

Yangınlar ve orman tanımı
- Rekor yangınlar: 2024’te Amazon’daki orman yangınları 526 kat artış gösterdi. Bu artışın temel sebebi, iklim değişikliğinin tetiklediği rekor kuraklıktır.
- Ormansızlaşma tanımı: Brezilya’nın izleme sistemi, bir alanı ormansız kabul etmek için orijinal bitki örtüsünün %70’inden fazlasının kaybolmasını şart koşuyor. Yanan alanların büyük bir kısmı ise “bozulmuş” olarak sınıflandırılıyor. Nemli Amazon’daki yangınların genellikle orman tabanına doğru ilerleyerek ani yıkımı azaltması, bu ayrımda önemli bir rol oynuyor. Ancak bozulmuş alanların zamanla toparlanması beklenirken, bazılarının da sonunda tamamen çökebileceği riski mevcuttur.

Politik destek ve ekonomik ikilem
Ormansızlaşmadaki düşüş, Lula yönetimi için büyük bir siyasi başarıdır. Hükümet, eski yönetim döneminde zirveye çıkan orman kaybını üst üste 3 yıldır düşürerek 2030 hedefine doğru ilerleme kaydetti. Ancak bu başarı, Brezilya’nın petrol sondajı kararı nedeniyle gölgelenmektedir.
- Petrol sondajı eleştirisi: Hükümetin, yaklaşan iklim görüşmelerine ev sahipliği yapacak Belém şehri yakınlarındaki Amazon Nehri ağzı yakınlarında petrol sondajına izin verme kararı, çevreci gruplar ve uluslararası kamuoyu tarafından çifte standart olarak algılanmakta ve şiddetle eleştirilmektedir.
Uzman yorumu: Başarı sürdürülebilir mi?

Ormansızlaşmadaki düşüş memnuniyet verici olsa da, uzmanlar bu başarının sürdürülebilirliği konusunda dikkatli olunması gerektiğini belirtiyor.
- Siyasi kararlılık: Lula’nın 2030’da sıfır net ormansızlaşma hedefine ulaşması, orman kaybının düşürülmesini bir devlet politikası olarak sürdürmesine bağlıdır.
- İklimin rolü: Kuraklık ve rekor yangınlar, iklim değişikliğinin ormanları nasıl daha kırılgan hale getirdiğini gösteriyor. Her ne kadar yangınlar hemen ormansızlaşma olarak sınıflandırılmasa da, ormanın bozulması uzun vadede ekolojik çöküşe zemin hazırlayabilir.
Türkiye’de orman yangınları ve çevresel takip
Brezilya’nın Amazon deneyimi, Türkiye’nin Karadeniz ve Akdeniz bölgelerindeki orman ve çevre yönetimi için önemli çıkarımlar sunmaktadır:
- Yangın riskinde artış: Brezilya’daki kuraklığın tetiklediği %526’lık yangın artışı, iklim değişikliğinin tetiklediği aşırı sıcaklık ve kuraklık dönemlerinin Türkiye’nin Akdeniz ve Ege ormanları için de benzer riskler taşıdığını gösteriyor. Orman koruma ve yangınla mücadele kapasitesinin, bu beklenmedik sıçramalara karşı dayanıklı olacak şekilde güçlendirilmesi gerekmektedir.
- Orman tanımı ve bozulma: Brezilya’nın %70 kuralı, Türkiye’nin de orman sağlığını sadece tamamen yok olma (clear-cut) değil, aynı zamanda bozulma (degradation) üzerinden takip etmesi gerektiğini gösterir. Bozulmuş alanların tespiti ve restorasyonu, uzun vadeli biyoçeşitlilik ve ekolojik denge için kritik öneme sahiptir.
- Ekonomi ve çevre ikilemi: Brezilya’nın petrol sondajı kararı, Türkiye’nin de enerji ve kalkınma projeleri (madencilik, limanlar, enerji santralleri) ile çevresel koruma hedefleri arasında karşılaştığı ikilemi yansıtmaktadır. Karar alma süreçlerinde, ekonomik kazanç ile çevresel maliyetin şeffaf bir şekilde değerlendirilmesi ve iklim taahhütleriyle çelişmemesi esastır.
Yorum
Brezilya’nın rekor yangınlara rağmen ormansızlaşmadaki %11,1’lik düşüşü açıklaması, 2030’a kadar sıfır net ormansızlaşma hedefine doğru atılmış güçlü bir adımdır. Bu başarı, Lula yönetiminin koruma çabalarının sonuç verdiğini gösteriyor ve COP30 öncesinde ülkenin elini güçlendiriyor. Ancak, petrol sondajı kararı ve yangınların ormanın sadece “bozulmasına” yol açtığı gerçeği, iyimserliği sınırlandırmaktadır. Dünya, Amazon’dan gelen bu umut ışığını kutlarken, aynı zamanda siyasi iradenin çevresel hedeflere tam olarak uyum sağlaması için baskıyı sürdürmelidir. Aksi takdirde, iklim krizinin getirdiği rekor kuraklık ve yangınlar, en iyi niyetli koruma çabalarını bile anlamsız kılabilir.
Kaynak: Ulusal Uzay Araştırmaları Enstitüsü (INPE), Reuters, Bloomberg








