İran’ın başkenti Tahran, beş yıldır süren şiddetli kuraklık ve rekor sıcaklıklar nedeniyle tarihin en büyük su kriziyle karşı karşıya. Kentin 10 milyonluk nüfusu için su rezervleri kritik seviyenin altına düşerken, yetkililer acil önlemler alınmazsa Tahran’ın susuz kalabileceği uyarısında bulunuyor. Bu kriz, sadece su kaynaklarının tükenmesiyle sınırlı değil; aynı zamanda halk arasında büyük bir öfkeye ve istikrarsızlığa yol açıyor.

Kuraklıktan ‘su iflasına’ giden yol
Uzmanlara göre Tahran’ın durumu, basit bir su krizinden çok “su iflası” olarak tanımlanıyor. Birleşmiş Milletler Üniversitesi Su, Çevre ve Sağlık Enstitüsü Müdürü Prof. Kaveh Madani, sistemin yıllar süren kötü yönetim ve aşırı su kullanımı nedeniyle artık tamamen geri döndürülemez bir noktaya geldiğini belirtiyor.

- Aşırı Tüketim ve Verimsizlik: İran, doğanın sağladığından çok daha fazla su tüketiyor. Tarım sektörü, suyun yaklaşık %90’ını verimsiz sulama yöntemleriyle harcıyor. Özellikle pirinç ve şeker kamışı gibi su yoğunluğu yüksek ürünlerin kurak bölgelerde yetiştirilmesi durumu daha da kötüleştiriyor.
- Altyapı Sorunları: Tahran’da arıtılmış suyun yaklaşık %22’si, eskiyen borulardaki sızıntılar nedeniyle kayboluyor. Bu durum, su kıtlığını derinleştiren önemli bir faktör.
- Yeraltı Sularının Tükenmesi: 1970’lerden bu yana yeraltı suyu rezervlerinin %70’inden fazlasının tükenmesi, bazı bölgelerde toprağın yılda 25 cm’ye kadar çökmesine neden oluyor. Bu çökme, su kaybını daha da hızlandırıyor.
Elektrik krizini de tetikledi

Su kıtlığı, beraberinde bir enerji krizini de getirdi. Barajlardaki su seviyeleri düştükçe hidroelektrik üretimi çöktü. Bu durum, gazla çalışan santrallerin artan talebi karşılamakta yetersiz kalmasına neden oldu. Sonuç olarak, Tahran dahil olmak üzere ülke genelinde günde 2 ila 4 saat süren rutin elektrik kesintileri yaşanıyor. Bu kesintiler, özellikle daha yoksul kesimleri zorlarken, ekonomiye de zarar veriyor.
Geleceğe yönelik çözümler ve siyasi tepkiler
İran hükümeti, su tasarrufu çağrıları yapsa da, protestolar artarak devam ediyor. Yetkililer, su tedarikini dönüşümlü olarak keserek ve tankerlerle su dağıtarak krizi yönetmeye çalışıyor. Eski İran Çevre Birimi Başkan Yardımcısı Prof. Madani, çözüm önerilerinin mevcut olduğunu, ancak su, enerji ve arazi politikalarında acil ve koordineli eyleme ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
Köşe YazarlarıNeden karbon depolama iklim krizini çözemez?
- Teknolojik Çözümler: Yeniden kullanım, damla sulama ve altyapı iyileştirmeleri gibi teknik çözümlerin uygulanması gerekiyor. Ancak uluslararası yaptırımlar ve bürokrasi, bu hedeflere ulaşmayı yavaşlatıyor.
- Siyasi Kararlılık: Madani’ye göre, İran su iflasını kabul etmeli ve farklı bir kalkınma modelini finanse etmeye başlamalı. Aksi takdirde, çöküşten kaçınma şansı azalacak.

Uluslararası alanda, BM yetkilileri İran’daki durumun, iklim değişikliği, arazi bozulması ve kötü yönetimin birleşimiyle ortaya çıkan küresel bir uyarı niteliğinde olduğunu belirtiyor. Eğer mevcut eğilimler devam ederse, 2050 yılına kadar dünya nüfusunun dörtte üçü kuraklıktan etkilenebilir.
Yorum
Tahran’da yaşanan su krizi, iklim değişikliğinin ve yanlış yönetimin ne kadar yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini gösteren acı bir örnek. Sadece teknik çözümlere güvenmek yerine, su ve enerji politikalarında köklü değişiklikler yapmak, sürdürülebilir bir gelecek için hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, Tahran’ın kaderi, dünyanın diğer büyük şehirleri için de benzer bir senaryonun habercisi olabilir.
Kaynak: BBC Farsça Servisi, Birleşmiş Milletler Üniversitesi Su, Çevre ve Sağlık Enstitüsü, UNCCD





