Bu yaz bunaltıcı sıcaklar size de normalden daha yoğun gelmedi mi? Eğer öyle hissettiyseniz, yalnız değilsiniz ve hisleriniz sizi yanıltmadı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verileri, Türkiye’nin 2025 yazını son 55 yılın en sıcak ikinci yazı olarak geçirdiğini resmen doğruladı. Ortalama sıcaklıklar mevsim normallerinin tam 1.5 derece üzerine çıkarak, ülkenin adeta bir fırın gibi ısındığı günlere şahitlik ettik.
Peki, bu rekor sıcaklıklar sadece bir anomali mi, yoksa iklim krizinin artık kapımızı çok daha sert çaldığının bir kanıtı mı? Şırnak’ın Silopi ilçesinde ölçülen ve Türkiye tarihine geçen 50.5 derecelik yeni sıcaklık rekoru, bu sorunun cevabının ne kadar kritik olduğunu gözler önüne seriyor. Bu durum Türkiye’nin tarımı, su kaynakları ve halk sağlığı için ne anlama geliyor? Gelecekte bizi daha da sıcak yazlar mı bekliyor?

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) tarafından derlenen verilere göre, Türkiye 2025 yazında (Haziran-Temmuz-Ağustos) rekor seviyelerde sıcaklıklarla mücadele etti. Ülkenin uzun yıllar yaz mevsimi ortalama sıcaklığı 24 derece iken, bu yıl ortalama sıcaklık 25.5 dereceye fırlayarak son 55 yılın en sıcak ikinci yazı olarak kayıtlara geçti. Bu artış, iklim değişikliğinin Türkiye üzerindeki etkilerini somut bir şekilde ortaya koyuyor.
Sıcaklıklar mevsim normallerini altüst etti
Bu yaz mevsimindeki sıra dışı sıcaklıklar özellikle ülkenin batı ve orta kesimlerini etkisi altına aldı. Trakya’dan Ege Bölgesi’ne, Kocaeli, Çanakkale, Bursa gibi sanayi ve nüfus yoğunluğu yüksek şehirlerden İç Anadolu’nun tarım arazilerine kadar geniş bir coğrafyada sıcaklıklar mevsim normallerinin belirgin şekilde üzerine çıktı. MGM verilerine göre Çankırı, Eskişehir, Polatlı, Karapınar ve Beypazarı gibi bölgeler de bu aşırı sıcaklardan nasibini aldı. Yurdun diğer bölgelerinde ise sıcaklıklar mevsim normalleri civarında seyretti. Uzmanlar, özellikle büyük şehirlerdeki “ısı adası” etkisinin (betonlaşma ve yeşil alan azlığı) hissedilen sıcaklıkları daha da artırdığına dikkat çekiyor.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
Köşe YazarlarıNeden karbon depolama iklim krizini çözemez?

Tarihi rekor: Termometreler Silopi’de 50.5 dereceyi gördü
2025 yazının en çarpıcı olayı ise 25 Temmuz’da yaşandı. Şırnak’ın Silopi ilçesinde ölçülen 50.5 derecelik sıcaklık, Türkiye’de şimdiye kadar kaydedilen en yüksek sıcaklık değeri olarak tarihe geçti. Bu rekor, bir önceki rekor olan 2021’de Cizre’de ölçülen 49.1 dereceyi önemli bir farkla geride bıraktı. Bu durum, ülkenin güneydoğusunda ekstrem sıcaklıkların artık 50 derece psikolojik sınırını aştığını gösteriyor. Yaz mevsiminin bir diğer ekstrem değeri ise Erzurum’da sıfırın altında 0.2 derece olarak ölçüldü; bu da Türkiye’nin aynı mevsim içinde ne kadar büyük sıcaklık farklarına sahne olabildiğini gösteren bir başka veri oldu.
Son 55 yılın sıcaklık karnesi: Tehlikeli bir gidişat

Veriler son yıllardaki tehlikeli gidişatı da gözler önüne seriyor. 1971’den bu yana tutulan kayıtlara göre en sıcak yaz mevsimi, 26.1 derece ortalama ile hemen bir önceki yıl olan 2024’te yaşanmıştı. Bu yılın 25.5 derece ile en sıcak ikinci yaz olması, rekor sıcak yazların artık istisna değil, kural haline gelmeye başladığını gösteriyor. En sıcak yılların son on yılda yoğunlaşması, bilim insanlarının iklim krizi konusundaki uyarılarını destekler nitelikte.
Aylara göre analiz: Temmuz rekor kırdı
Yaz mevsimi aylara göre incelendiğinde ise özellikle Temmuz ayının rekor kırdığı görülüyor. 2025 yılı Temmuz ayı, 26.9 derecelik ortalamasıyla son 55 yılın en sıcak Temmuz ayı oldu. Haziran ve Ağustos ayları ise 23 ve 26.5 derecelik ortalamalarla kendi aylarında son 55 yılın en sıcak dördüncü ayları olarak kayıtlara geçti. Her üç ayın da normallerinin 1.2 ila 1.9 derece üzerinde olması, sıcak hava dalgasının tüm yaza yayıldığını gösteriyor.
Türkiye için ciddi uyarı
Bu veriler, Türkiye için ciddi bir uyarı niteliğindedir. Artan sıcaklıklar, ülkenin en stratejik alanları olan tarım ve su kaynakları üzerinde doğrudan baskı oluşturmaktadır. Özellikle buğday ambarı olan İç Anadolu ve pamuk, üzüm gibi ürünlerin yetiştirildiği Ege Bölgesi’nde kuraklık riskini ve sulama ihtiyacını artırmaktadır. Turizm sektörü, yaz aylarının “kavurucu sıcak” olarak algılanmasıyla uzun vadede olumsuz etkilenebilir. En önemlisi, büyük şehirlerde yaşayan milyonlarca insan için sıcak hava dalgaları, özellikle yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalığı olanlar için ciddi bir halk sağlığı tehdidi oluşturmaktadır.
Yorum
Meteoroloji’nin açıkladığı bu rakamlar, sadece birer istatistik değil, Türkiye’nin yüzleşmek zorunda olduğu yeni iklim gerçeğinin somut bir fotoğrafıdır. Silopi’de 50.5 derecenin görülmesi, artık aşılmaması gereken bir eşiğin aşıldığını simgeliyor. Bu, “hava sıcak” demekten öte, bir “kırmızı alarm” durumudur. Geçen yılın en sıcak yaz, bu yılın ise en sıcak ikinci yaz olması, bu sürecin tesadüfi olmadığını, aksine giderek hızlanan bir trendin parçası olduğunu kanıtlıyor.
Bu noktadan sonra Türkiye’nin su yönetimi politikalarını, tarımsal üretim planlamasını ve özellikle şehirlerdeki betonlaşma ve yeşil alan politikalarını bu yeni iklim normallerine göre acilen yeniden şekillendirmesi bir zorunluluk haline gelmiştir. Aksi takdirde, gelecekte sadece daha sıcak yazlar değil, aynı zamanda bu sıcakların tetikleyeceği daha büyük çevresel ve sosyal krizlerle de yüzleşmek kaçınılmaz olacaktır.
Kaynak: Anadolu Ajansı (AA), Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) verileri.





