Türkiye kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya: Ağustosta yağışlar yüzde 43 azaldı

Yayın: 12 Eylül 2025 15:23
Güncelleme: 12 Eylül 2025 15:23

Türkiye genelinde Ağustos ayında kaydedilen yağış miktarları, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 43’lük şaşırtıcı bir düşüş göstererek, kuraklık tehlikesinin ne kadar yakın olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Yağış verileri, normalin de yüzde 47 altında kalarak son yılların en düşük seviyesine indi. Peki, bu rakamlar neden bu kadar endişe verici? Türkiye’nin su kaynakları ve tarım geleceği için bu durum ne anlama geliyor? Küresel iklim değişikliği trendleriyle bu durum arasında nasıl bir bağlantı kurulabilir?

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı rapor, iklim krizinin Türkiye üzerindeki somut etkilerini ortaya koyuyor. Ülkemizin farklı bölgelerinde aynı anda hem rekor seviyede kuraklık hem de beklenmedik yağış artışları yaşanması, iklim değişikliğinin getirdiği düzensiz ve aşırı hava olaylarının tipik bir örneği olarak uzmanlar tarafından değerlendiriliyor. Bu durum, sadece bir mevsimsel anomali değil, aynı zamanda gelecekteki su yönetimi ve tarım politikaları için acil bir uyarı niteliği taşıyor.

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

Kuraklık haritası: Bölgesel veriler endişe verici

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 2025 Ağustos Ayı Alansal Yağış Raporu’na göre, Türkiye’nin Ağustos ayı yağış ortalaması, 1991-2020 dönemi uzun yıllar ortalaması olan 14,8 kilogram/metrekareyi neredeyse yarı yarıya düşürerek 7,9 kilogram/metrekare olarak gerçekleşti. Bu, yalnızca geçen yıla göre değil, aynı zamanda son 30 yılın ortalamasına göre de ciddi bir azalma anlamına geliyor. Yağışlar, Marmara, Ege, Akdeniz, Doğu Anadolu ve özellikle Güneydoğu Anadolu gibi birçok kritik bölgede yer yer yüzde 80’den fazla azaldı. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ise bu azalma yüzde 76 gibi rekor bir seviyeye ulaştı.

En çarpıcı veriler ise Güneydoğu’dan geldi. Batman, Mardin ve Diyarbakır, Ağustos ayında hiç yağış almayarak son 65 yılın en kurak günlerini yaşadı. Benzer şekilde, Ardahan, Kars ve Malatya gibi illerde de son 15 ila 64 yılın en düşük Ağustos ayı yağış miktarları kaydedildi. Bu bölgelerde yağışlı gün sayısı bir günün altına düşerken, Karadeniz bölgesindeki bazı illerde (Rize, Giresun, Trabzon) yağışlı gün sayısı 15 günü buldu. Bu istatistiksel zıtlık, iklim değişikliğinin hava olaylarını nasıl aşırılaştırdığının açık bir kanıtıdır.

Tarımsal üretim için kırmızı alarm

Uzmanlar, yağışlardaki bu düşüşün, özellikle Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz gibi tarım açısından kilit öneme sahip bölgelerde ciddi sonuçları olacağı konusunda uyarıyor. Bu bölgeler, buğday, mercimek, pamuk ve zeytin gibi stratejik ürünlerin üretim merkezleridir. Yeterli yağış alamayan araziler, ürün veriminin düşmesine ve çiftçilerin ekonomik olarak zorlanmasına neden olabilir. Bu durum, sadece tarım sektörünü değil, gıda güvenliğini ve Türkiye’nin ihracat potansiyelini de olumsuz etkileyecektir.

Türkiye, kişi başına düşen su miktarı açısından “su stresi” yaşayan bir ülke olarak sınıflandırılıyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verileri, bu durumu daha da kritik hale getiriyor. Uzmanlar, bu verilerin, devletin ve vatandaşların su kaynaklarını korumak ve daha verimli kullanmak için acil önlemler alması gerektiğine dikkat çekiyor. Yeraltı su rezervlerinin tükenmesi, baraj doluluk oranlarının düşmesi ve tarımda sulama için harcanan su miktarının artması, sürdürülebilir bir gelecek için yeni su yönetimi stratejilerinin gerekliliğini ortaya koyuyor.

Gelecek için su yönetimi stratejileri

Ağustos ayı verileri, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele politikalarını sadece sera gazı emisyonlarını azaltmaya odaklamakla kalmayıp, aynı zamanda değişen iklim koşullarına uyum sağlamaya yönelik somut adımlar atması gerektiğini gösteriyor. Bu adımlar arasında; damla sulama gibi modern tarım tekniklerinin yaygınlaştırılması, su kayıplarını en aza indiren altyapı projelerinin hayata geçirilmesi ve halkın bilinçlendirilmesi yer almalıdır.

Niğde, Konya, Karaman ve Aksaray gibi bazı illerde yağışların normallerin üzerinde artış göstermesi, her bölgeye özel iklim stratejilerinin geliştirilmesinin önemini de vurguluyor. Bu veriler, tarım desenlerinin iklim değişikliğine uygun olarak yeniden planlanması ve su kaynaklarının bölgesel ölçekte daha etkili yönetilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Yorum

Türkiye’nin Ağustos ayı yağış raporu, sadece bir istatistik bülteni değil, aynı zamanda geleceğe dair endişe verici bir tablo sunuyor. Ülkenin bir ucunda rekor kuraklık yaşanırken, diğer ucunda beklenmedik yağış artışlarının görülmesi, iklim değişikliğinin doğurduğu öngörülemezliği ve eşitsizliği açıkça gösteriyor. Bu durum, su kaynaklarımızı ne kadar dikkatli ve planlı kullanmamız gerektiği konusunda güçlü bir uyarı niteliğindedir.

Bu veriler, bireyden devlete kadar her düzeyde suyun değerini yeniden düşünmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Eğer gerekli önlemler alınmazsa, bir zamanlar verimli olan tarım arazileri çoraklaşabilir ve su kaynaklarımız geri dönüşü olmayan bir şekilde tükenebilir. Ağustos ayının kurak verileri, Türkiye için bir ‘kırmızı alarm’dır ve acil eyleme geçilmesi gerektiğinin altını bir kez daha çizmektedir.

Kaynak: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Anadolu Ajansı
Fotoğraf: Aleksandr Galichkin

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Et

Çevre hikâyelerini kaçırma

İklim krizi, çevre kirliliği, deprem ve hava durumu haberlerini sosyal medyada da anlık olarak takip et.

Scroll to Top
×