Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, Türkiye’yi çevreleyen denizlerdeki su sıcaklığının dünya ortalamasından daha hızlı yükseldiğini söyledi. Bu durumun, deniz çayırları, pinalar ve soğuk su mercanları gibi deniz ekosisteminin önemli bileşenlerini olumsuz etkilediği belirtiliyor.
Deniz sıcaklıklarında rekor artışlar
Avrupa Birliği’nin Copernicus uydu izleme sistemi raporuna göre, kutup dışı okyanuslarda yıllık ortalama deniz yüzeyi sıcaklığı 2024’te tarihin en yüksek seviyesine ulaşarak 20,87 derece oldu.
ODTÜ’nün 1984’ten bu yana yaptığı ölçümler, Türkiye denizlerindeki durumun daha da ciddi olduğunu gösteriyor:
- Akdeniz: Bu yaz deniz yüzeyi sıcaklığı, uzun yıllar ortalamasının 1 derece üzerine çıkarak 28 dereceye ulaştı.
- Ege Denizi: Bodrum’da 26 derece, İzmir’de ise 25 derece ölçüldü. Her iki bölgede de sıcaklıklar, ortalamanın 2 derece üzerinde seyretti.
- Marmara Denizi: Ortalama 24 derece olan sıcaklık, bu yaz 26-27 dereceye yükseldi.
- Karadeniz: Ortalama 25 derece olan sıcaklık, 27 derece olarak ölçüldü.
Prof. Dr. Salihoğlu, son 40 yılda dünya ortalamasında 1,2-1,5 derecelik bir artış görülürken, Türkiye çevresindeki denizlerde bu artışın 2 derecenin üzerine çıktığını, bazı bölgelerde ise 2,5 dereceye ulaştığını belirtti.
Tavsiye Edilen Haberler
-
-
-
-
Köşe YazarlarıNeden karbon depolama iklim krizini çözemez?
Ekosistem ve ekonomi üzerindeki etkiler
Yükselen deniz sıcaklıkları ekosistem üzerinde ciddi baskı yaratıyor:
- Biyoçeşitlilik Kaybı: Deniz çayırları ve pinalar gibi kritik türler doğrudan zarar görüyor. Bazı balık türleri sıcaklıklara uyum sağlayamadığı için bölgelerden uzaklaşıyor.
- Göç Hareketleri: Kızıldeniz’den gelen istilacı türler Akdeniz’de giderek yaygınlaşıyor.
- Ekonomik Baskı: Biyoçeşitlilik kaybı, turizm ve mavi ekonomi üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor.
Prof. Dr. Salihoğlu, ısınmanın denizlerin fiziksel ve kimyasal yapısını da değiştirdiğini vurguladı. Karadeniz’deki soğuk orta tabakanın kaybolduğunu ve bunun, derindeki hidrojen sülfürün yüzeye yaklaşarak oksijenli yapıyı bozma riskini taşıdığını söyledi. Bu durumun, Marmara Denizi’nin yüzey suyunu yenileyen oksijenli yapıyı tehlikeye atarak “felakete” yol açabileceği konusunda uyardı.
Müsilaj riski ve gelecek için öneriler
Artan sıcaklıkların, denizlerde aşırı yosun patlamalarını hızlandırdığını belirten Salihoğlu, bunun müsilaj riskini artırabileceğini ifade etti. Kirlilik ve aşırı balıkçılık baskısıyla birleşen bu durum, deniz ekosistemlerine “çarpan etkisi” ile zarar veriyor.
Prof. Dr. Salihoğlu, denizlerin korunması için sürdürülebilir balıkçılığa geçilmesi, trol balıkçılığının terk edilmesi ve koruma alanlarının en az yüzde 30’a çıkarılması gerektiğini söyledi.
Fotoğraf: Ahmet Çığşar





