200 milyar dolarlık yeni LNG projeleri “iklim bombası” tehdidi oluşturuyor

Küresel iklim hedefleri, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) projelerine yapılan devasa yatırımlarla tehlikeye giriyor. Reclaim Finance tarafından hazırlanan bir rapora göre, dünya genelinde yeni LNG terminallerine yapılan 200 milyar dolarlık yatırım, kömür santrallerinin yıllık emisyonuna eşdeğer bir “iklim bombasına” yol açabilir.

Son yıllarda küresel LNG projelerinde keskin bir artış yaşanıyor. Bu artışın nedenleri arasında:

  1. Kömürden Doğalgaza Geçiş: Gelişmekte olan ülkelerde daha temiz enerji kaynaklarına yönelim.
  2. Rusya-Ukrayna Savaşı: Avrupa’nın boru hattı gaz ithalatındaki düşüş nedeniyle alternatif enerji arayışları.

Son iki yılda tamamlanan 8 ihracat ve 99 ithalat terminali projesiyle:

  • Küresel LNG ihracat kapasitesi %7,
  • İthalat kapasitesi ise %19 oranında arttı.

2030 yılına kadar dünya genelinde 156 yeni LNG terminali planlanıyor. Bu projelerin 63’ü ihracat, 93’ü ise ithalat amaçlı olacak.

Emisyon tehdidi ve metan sızıntıları

Rapora göre, LNG terminallerinden kaynaklanan metan sızıntıları, 2030 yılına kadar yaklaşık 10 gigaton sera gazı emisyonuna neden olabilir. Bu, dünya genelindeki tüm kömür santrallerinin yıllık emisyonuyla neredeyse eşit.

Reclaim Finance kampanya sorumlusu Justine Duclos-Gonda, LNG projelerinin Paris İklim Anlaşması hedeflerini tehlikeye attığını belirtti:

❝ Her yeni LNG projesi, gelecekteki iklim hedeflerimiz için bir tehdit oluşturuyor. Bankalar ve yatırımcılar, bu projelere destek vermeyi bırakmalı. ❞

Küresel gaz piyasasında fazlalık riski

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), küresel LNG kapasitesinin 2030’a kadar %50 artacağını tahmin ediyor. Ancak bu artış, dünya genelindeki gaz talebini aşabilir ve:

  • Gaz fiyatlarında düşüşe,
  • Ucuz gaza dayalı enerji kullanımının artmasına yol açabilir.

Bu durum, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği iyileştirmeleri lehine olan eğilimleri zayıflatarak, iklim hedeflerini daha da zora sokabilir.

Bankalar ve finansal sektörün rolü

Büyük bankaların çoğu, net sıfır hedeflerine ulaşmayı taahhüt etmiş olsa da, LNG projelerinin finansmanına yönelik belirgin bir politika eksikliği dikkat çekiyor. Rapor, bankaların ve yatırımcıların bu tür projelere desteklerini çekmeleri gerektiğini vurguluyor.

Duclos-Gonda, LNG’nin bir fosil yakıt olduğunu ve sürdürülebilir bir enerji geçişinde yerinin olmadığını belirtti:

❝ Yeni LNG terminalleri desteklenmemeli. Bankalar ve yatırımcılar, bu projelerin finansmanından çekilerek iklim sorumluluğunu üstlenmelidir. ❞

LNG ve iklim hedeflerine etkileri

LNG projelerinin hızla büyümesi, hem ekonomik hem de çevresel riskler taşıyor:

  • Fiyat Düşüşleri: 2022’de MBtu başına 70 dolara kadar çıkan gaz fiyatlarının, 2030’da 6,50 dolara düşmesi bekleniyor.
  • Yenilenebilir Enerjiye Darbe: Ucuz gaz, yenilenebilir enerjiye geçişi yavaşlatabilir.

Küresel LNG projelerine yapılan yatırımlar, iklim hedeflerini tehdit eden büyük bir risk oluşturuyor. Bu projeler, yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılacak yatırımların önünü keserken, Paris Anlaşması’nın öngördüğü hedeflere ulaşmayı da zorlaştırıyor.

Reclaim Finance raporu, fosil yakıtlara dayalı projelerin durdurulması ve finansmanın sürdürülebilir enerji çözümlerine yönlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
×