2023’te Birleşik Arap Emirlikleri’nde düzenlenen BM iklim zirvesi “fosil yakıtlardan uzaklaşma” çağrısıyla sona erdi. Küresel iklim eyleminde tarihi bir dönüm noktası olarak alkışlandı. Ancak aradan henüz bir yıl bile geçmemişken, temiz enerjiye geçişin büyüme hızı yavaşlarken fosil yakıt tüketiminin artmaya devam etmesiyle küresel kararlılığın ivme kaybetmeye başladığı yönünde endişeler var.
Şimdi ABD Başkanı Donald Trump’ın fosil yakıtları benimsemesi ve temiz enerji politikalarını terk etmesiyle ortaya çıkan “ulusal enerji acil durumu” da bazı ülkeleri ve enerji şirketlerini etkilemeye başladı.
Trump’ın fosil yakıt çıkarımını artırmayı amaçlayan “del, bebeğim, del” sloganına ve ABD’nin BM’ye Paris İklim Anlaşması’ndan çekildiğini bildirmesine yanıt olarak Endonezya, aynı şeyi yapabileceğinin sinyallerini verdi.
‘ABD yapmıyorsa biz neden yapalım?’
Ülkenin resmi haber ajansı Antara’nın aktardığına göre, Endonezya’nın İklim Değişikliği ve Enerji Özel Temsilcisi Haşim Djojohadikusumo, “ABD uluslararası anlaşmaya uymak istemiyorsa, Endonezya gibi bir ülke neden uysun?” diye sordu.
Tavsiye Edilen Haberler
-
İklim DeğişikliğiTürkiye’nin COP31 adaylığı: İşbirliği ve kapsayıcılık ön planda -
Yeşil Yönetim11 Kasım’da 14 milyon 914 bin fidan toprakla buluştu -
İklim DeğişikliğiSavaş mağduru ülkeler COP30’da “geride bırakıldık” diye uyarıyor -

Endonezya, yıllardır en fazla karbon salımı yapan ilk 10 ülke arasında yer alıyor.
Djojohadikusumo, “Endonezya kişi başına yılda 3 ton karbon üretirken, ABD 13 ton üretiyor. Ama bize santrallerimizi kapatmamız söyleniyor… Peki, burada adalet duygusu nerede?” diye sordu 31 Ocak’ta Cakarta’da düzenlenen ESG Sürdürülebilir Forum 2025’te.
Güneydoğu Asya İklim Eylem Ağı Direktörü Nithi Nesadurai, bölgesinden gelen sinyallerin endişe verici olduğunu söyledi.
Dünyanın “en zengin ülkesi ve en büyük petrol üreticisi” olan bir ülkenin üretimini artırmasının, diğer devletlere “kendi üretimlerini artırmak için kolay bir bahane verdiğini ve bunu zaten yaptıklarını” söyledi.
Afrika’nın en büyük ekonomisi ve önemli bir karbon emisyonuna sahip Güney Afrika’da, kömür sektöründen gelen 8,5 milyar dolarlık dış destekli dönüşüm projesi zaten yavaş ilerliyordu ve şimdi daha da rayından çıkabileceğinden endişe ediliyor.
Cape Town Üniversitesi’ndeki Güç Geleceği Laboratuvarı Direktörü Wikus Kruger, eski kömürle çalışan elektrik santrallerinin devre dışı bırakılmasının “daha da gecikmesi” ihtimalinin bulunduğunu söyledi. Ancak yenilenebilir enerjiye geçişte bir miktar “geri adım” atıldığını ancak temiz enerji sektöründe büyümenin devam etmesinin beklendiğini söyledi.
Arjantin, Trump’ın ABD başkanlığını kazanmasından birkaç gün sonra, geçen kasım ayında Bakü’deki COP29 iklim toplantısından müzakerecilerini çekti. O zamandan beri Trump’ın yolunu izleyerek, iklim değişikliğiyle mücadele için küresel çabaları destekleyen 2015 Paris Anlaşması’ndan çekileceğinin sinyalini verdi.
Arjantin Çevre Hukukçuları Derneği Başkanı Enrique Viale BBC’ye yaptığı açıklamada, “Artık petrol ve doğalgaz üretimimizin artmasını bekliyoruz” dedi.
"Başkan Milei, Paris Anlaşması'ndan çekilmeyi düşündüğünü ima etti ve çevreciliğin uyanık gündemin bir parçası olduğunu söyledi."
Bu arada enerji devi Equinor, önümüzdeki iki yıl içinde yenilenebilir enerjiye yatırımını yarıya indireceğini, petrol ve gaz üretimini artıracağını duyurdu. Bir diğer petrol devi BP’nin de yakın zamanda benzer bir açıklama yapması bekleniyor.
‘Amerikan enerjisi tüm dünyada’
Trump sadece “del, bebeğim, del” demekle kalmadı, aynı zamanda, “Amerikan enerjisini dünyanın her yerine ihraç edeceğiz” dedi. Potansiyel yabancı alıcılar şimdiden sıraya girdi. Hindistan ve ABD, Amerikan petrol ve gazının Hindistan pazarına arzını önemli ölçüde artırma konusunda anlaştı.
Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin 14 Şubat’ta ABD’ye gerçekleştirdiği ziyaretin sonunda iki ülke ortak bir açıklama yaparak ABD’nin “Hindistan’a ham petrol ve petrol ürünleri ile sıvılaştırılmış doğal gazın önde gelen tedarikçisi” olacağını “yeniden teyit etti”.
Trump’ın göreve başlamasından birkaç gün sonra, dünyanın üçüncü büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ithalatçısı olan Güney Kore, uluslararası medyanın Seul’den bildirdiğine göre, ABD ile ticaret fazlasını azaltmak ve enerji güvenliğini iyileştirmek amacıyla daha fazla Amerikan petrol ve gazı satın alma niyetini ima etti.
Japonya’nın en büyük elektrik üreticisi JERA’nın yetkilileri, Reuters’a yaptıkları açıklamada, ABD’den sıvılaştırılmış doğalgaz alımlarını artırarak arzı çeşitlendirmek istediklerini, zira ABD’nin şu anda ithal ettiği sıvılaştırılmış doğal gazın yarısını Asya-Pasifik bölgesinden aldığını söyledi.
Temiz enerjiye geçiş konusunda araştırma ve savunuculuk yapan bir kuruluş olan Oil Change International’ın araştırma direktörü Lorne Stockman, “ABD’nin ya piyasaları ucuz fosil yakıtlarla doldurmaya ya da ülkeleri daha fazla fosil yakıt satın almaya zorlamaya çalışması ya da her ikisini birden yapması durumunda küresel enerji dönüşümünün yavaşlama tehlikesi kesinlikle var” dedi.
‘Karbon emisyonları hızla azaltılmalı’
Bilim insanları, dünyanın ısınmasını sanayi öncesi döneme kıyasla 1,5 santigrat derece ile sınırlamak istiyorsa, yeni fosil yakıt çıkarımı yapılamayacağını ve karbon emisyonlarının hızla azaltılması gerektiğini (2030 yılına kadar 2019 seviyelerine göre yaklaşık %45) söylüyor.
Küresel enerji düşünce kuruluşu Wood Mackenzie’nin enerji dönüşümü uygulamaları direktörü David Brown, “Enerji tedarik ekonomisi, karbonsuzlaştırmanın temel itici gücüdür” dedi.
"ABD enerjisinin kaynak tabanı, doğalgaz ve sıvı üretiminin rolünü destekliyor. Buna karşılık, Çin, Hindistan ve Güneydoğu Asya'dakiler gibi ithalata bağımlı ekonomiler, enerji kaynaklarını karbondan arındırmak için önemli bir ekonomik teşvike sahip."
Küresel enerji dönüşümü yatırımları geçen yıl ilk kez 2 trilyon doları aştı ancak yapılan araştırmalar temiz enerji dönüşümündeki büyümenin son yıllarda belirgin şekilde yavaşladığını, birçok büyük bankanın ise fosil yakıtlara finansman sağlamaya devam ettiğini gösteriyor.









