Çin, neredeyse sınırsız temiz enerji elde etmek için dev lazer tesisi inşa ediyor

Çin’in güneybatısındaki Mianyang yakınlarında, uydu görüntüleriyle ortaya çıkan devasa X şeklindeki bir yapı, uluslararası gözlemciler ve savunma analistlerinin dikkatini çekti. Uzmanlar, bu tesisin büyük ölçekli bir nükleer füzyon araştırma merkezi olduğunu ve Çin’in bu geleceğin enerji kaynağını kullanma yarışında ABD’ye yetişmeye çalıştığını belirtiyor. Ancak bu tesisin nükleer silah geliştirme çabalarını da hızlandırabileceği yönünde endişeler var

Yeni nesil füzyon araştırmaları

ABD merkezli CNA Corporation araştırmacısı Decker Eveleth, bu tesisi 2020’den beri izlediğini ve inşaat çalışmalarının Covid-19 kısıtlamalarının kaldırılmasıyla hızlandığını belirtti. CNN’in incelediği belgeler, tesisi “lazer füzyon” araştırma tesisi olarak tanımlıyor.

Lazer füzyon tesisleri, yıldızların merkezindeki aşırı sıcaklık ve basınç koşullarını simüle etmek için kullanılıyor. Imperial College London araştırmacılarından Brian Appelbe, bu teknolojinin tipik olarak yıldızların merkezinde veya nükleer silahlarda bulunan basınç seviyelerini yeniden yaratmaya olanak tanıdığını belirtiyor.

Çevre Bülteni

Doğanın Hikâyesine Ortak Ol

Her hafta iklim krizi, çevre kirliliği, doğa koruma ve sürdürülebilirlikle ilgili en önemli haberleri al.

×

Tesisin yapısı incelendiğinde, dört devasa kolun merkezi bir hedef odasına lazer ateşleyebileceği düşünülüyor. Bu işlem sırasında hidrojen izotopları sıkıştırılarak büyük miktarda enerji açığa çıkarılıyor. Bu süreç, nükleer fisyon gibi uzun ömürlü radyoaktif atık üretmeden temiz enerji elde etme potansiyeli taşıyor.

Çin, ABD’nin füzyon liderliğini zorluyor mu?

Nükleer füzyon araştırmalarında uzun süredir lider konumda olan ABD, 2022’de Kaliforniya’daki Ulusal Ateşleme Tesisi’nde (NIF) ilk kez net enerji kazancı sağlayan başarılı bir füzyon reaksiyonu gerçekleştirmişti.

Ancak Çin’in Mianyang’daki yeni tesisi, ABD’nin NIF tesisinden %50 daha büyük olacak. Tamamlandığında, dünyadaki en büyük lazer füzyon tesisi olması bekleniyor. Uzmanlar, daha büyük bir lazerin daha yüksek basınç ve daha fazla sıkıştırma sağlayarak daha fazla enerji üretebileceğini belirtiyor.

Fusion Energy Insights CEO’su Melanie Windridge, Çin’in “kararlı ve hızlı hareket ettiğini”, bunun da füzyon teknolojisinde ciddi ilerleme kaydettiklerine işaret ettiğini söyledi.

Nükleer füzyon, Çin’in savunma stratejisine de katkı sağlıyor mu?

Çin ve ABD, Kapsamlı Nükleer Deneme Yasağı Anlaşması’na (CTBT) taraf olsa da, füzyon tesislerinin geleneksel nükleer silah simülasyonlarında da kullanılabileceği belirtiliyor.

William Alberque (Henry L. Stimson Merkezi nükleer politika analisti), “NIF benzeri bir tesise sahip olan herhangi bir ülke, mevcut nükleer silah tasarımlarını iyileştirme kapasitesine sahip olur.” dedi.

Eveleth’e göre, bu tesisin varlığı Çin’in patlayıcı nükleer testler yapmadığına dair bir güvence sunabilir, ancak daha sofistike ve küçük ölçekli nükleer silahlar geliştirme kapasitesini artırabilir.

Batı’nın endişesi: Füzyon ve fisyon karışımı bir sistem mi?

Bazı uzmanlar, Mianyang tesisinin füzyon ve fisyonun bir araya getirildiği farklı bir nükleer araştırma merkezi olabileceğini düşünüyor. Fusion Industry Association Başkanı Andrew Holland, bu ihtimalin “özellikle endişe verici” olduğunu belirterek, “Eğer doğruysa, Çin’in geliştirdiği teknoloji Batı’daki her şeyden daha güçlü olabilir.” dedi.

ABD’nin füzyon yarışında hâlâ önde olduğunu belirten Holland, “Ancak Çin hızlı hareket ediyor ve herhangi bir hükümet programından daha hızlı bir şekilde bu projeyi tamamlayabilir.” diye uyardı.

"Eğer ABD ve müttefikleri bu alana yatırım yapmazsa, Çin bu yarışı kazanacak."

Çin’in füzyon atağı dünya için ne anlama geliyor?

Çin’in füzyon teknolojisine yaptığı yatırımlar, küresel enerji dengelerini değiştirme potansiyeline sahip. Füzyon enerjisi başarılı bir şekilde kontrol altına alınırsa, petrol ve doğalgaza bağımlılığı azaltarak enerji krizlerine çözüm sunabilir.

Ancak aynı zamanda nükleer silah geliştirme kapasitesini de artırabileceği için ABD ve müttefikleri tarafından dikkatle izleniyor. Washington ve Pekin arasında büyüyen jeopolitik gerilimler göz önüne alındığında, bu tür teknolojilerin sadece enerji alanında değil, askeri stratejilerde de belirleyici bir rol oynayabileceği belirtiliyor.

Bültenimize abone olun

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
×