Düşünce kuruluşu Ember’ın yeni analizine göre, dünya net fosil yakıt ithalatçıları ve ihracatçıları olarak ikiye ayrılsaydı, dünya nüfusunun dörtte üçü yani yaklaşık %74’ü ithalatçı ülkelerde yaşıyor olurdu. Bu analiz, yenilenebilir enerjiye yatırım yapmanın enerji güvenliğini sağlamada oynadığı hayati rolü bir kez daha gündeme taşıyor.
24-25 Nisan tarihlerinde Londra’da düzenlenecek Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Enerji Güvenliğinin Geleceği Zirvesi, enerji sektöründeki zorlukların ele alındığı önemli bir platform olarak öne çıkıyor. Zirveye bakanlar, politika yapıcılar ve enerji liderleri katılıyor.
Yenilenebilir enerji: Kiracıdan ev sahipliğine geçiş
Ember Küresel İçgörüler Programı Direktörü Dave Jones’un ifadeleriyle: “Fosil yakıtlar bir ev kiralamaya benzerken, yenilenebilir enerji kaynakları ev sahibi olmak gibidir.” Kiracılıkta maliyet sürekli ve kontrol dışıdır; ancak ev sahipliği bir yatırım gerektirir ve uzun vadede bağımsızlık sağlar.
Jones, rüzgar ve güneş enerjisinin, enerji bağımlılığına karşı çözüm sunduğunu ve ülkeleri fosil yakıt ithalatı gibi dış etkilere karşı daha dirençli hale getirdiğini belirtiyor.
Tavsiye Edilen Haberler
-

-

-

-
İklim DeğişikliğiAvrupa Parlamentosu, 2040 iklim hedefini belirledi
Fosil yakıt ithalatına en fazla bağımlı ülkeler
Ember’in IEA’nın 2022 verilerine dayanarak hazırladığı analiz, Japonya (%87), Kore (%81), Türkiye (%69), Almanya (%67), İspanya ve İtalya gibi ülkelerin enerji ihtiyaçlarının büyük bölümünü fosil yakıt ithalatıyla karşıladığını ortaya koydu. Buna karşılık, Çin yerli kömür ve yenilenebilir kaynaklara dayalı elektrifikasyon politikasıyla enerji ihtiyacının yalnızca %21’ini ithalatla karşılıyor.
Toplamda yalnızca 12 ülke, küresel net fosil yakıt ihracatının %80’ini sağlıyor.
Güneş paneli yatırımı kısa sürede geri dönüyor
Ember’in analizi, 1 gigawatt kapasiteli güneş paneli ithalatının 2024 ortalama fiyatlarına göre 100 milyon dolar olduğunu ve bunun, aynı miktarda elektrik üretmek için gerekli olan yıllık gaz ithalatına eşdeğer olduğunu gösteriyor. Ancak güneş panelleri, 30 yıllık ömrü boyunca bu maliyeti kat kat geri kazandırıyor.
Fosil yakıtlar, sürekli ithalat gerektiren ve fiyatları küresel piyasalarca belirlenen kaynaklar olduğundan, güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklara geçiş, maliyetleri düşürmenin yanı sıra enerji bağımsızlığı sağlıyor.
Küresel geçiş hızlanıyor: Elektriğin %40’ı düşük karbonlu kaynaklardan
Ember’ın bu ay yayımladığı başka bir rapora göre, dünya genelinde elektriğin %40’ı düşük karbonlu enerji kaynaklarından üretiliyor. Analistler, tüm benzinli araçların elektrikli hale gelmesi durumunda, güneş ve rüzgar enerjisinin motorlu taşıtların tüm enerji ihtiyacını karşılayabileceğini öngörüyor.
Avrupa ve enerji güvenliği: REPowerEU planı
IEA’nın bu hafta sunacağı yeni enerji güvenliği çerçevesi, riskleri ve fırsatları belirleyecek ve devletlere önerilen eylem planları sunacak. Avrupa Komisyonu’nun 2022’de başlattığı REPowerEU planı, AB’nin Rusya’ya enerji bağımlılığını azaltmak amacıyla atılmış büyük bir adım olmuştu. 2021’de %45 olan Rusya’dan gaz ithalatı, 2024’te %19’a geriledi.
Yenilenebilir enerji, Avrupa’nın dış fiyat şoklarından korunmasına katkıda bulunurken, AB 2027’ye kadar Rusya’dan enerji ithalatını tamamen sonlandırmayı hedefliyor.
Enerji dönüşümü, enerji güvenliğini beraberinde getiriyor
IEA İcra Direktörü Fatih Birol ve Birleşik Krallık Enerji Güvenliği ve Net Sıfır Bakanı Ed Miliband, enerji dönüşümü ile enerji güvenliğinin ayrılmaz bir bütün olduğuna dikkat çekiyor. Fosil yakıt ithalatına bağımlı ülkeler için yenilenebilir enerjiye geçiş, yalnızca çevresel sürdürülebilirlik değil, aynı zamanda ekonomik ve stratejik bağımsızlık anlamına geliyor.









