Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yayımlanan ilk Küresel Enerji Değerlendirmesi raporuna göre, küresel enerji talebi 2024 yılında yüzde 2,2 artarak son 10 yıllık ortalamanın üzerine çıktı. Bu büyüme, elektrik tüketiminin artması, sanayi faaliyetleri, ulaşımın elektrifikasyonu ve veri merkezlerinin genişlemesi gibi faktörlerden kaynaklandı.
Elektrik tüketimi rekor seviyeye ulaştı
2024 yılında dünya genelinde elektrik tüketimi yıllık bazda yüzde 4,3 artarak son 10 yılın ortalamasının neredeyse iki katına ulaştı. Küresel elektrik talebindeki bu artışın nedenleri arasında:
- Aşırı sıcak hava dalgaları nedeniyle artan soğutma ihtiyacı,
- Sanayi üretiminin büyümesi,
- Elektrikli araçların yaygınlaşması,
- Yapay zeka ve veri merkezlerine olan talebin hızla artması yer alıyor.
IEA Başkanı Fatih Birol, elektrik kullanımındaki hızlı artışın, gelişmiş ülkelerdeki enerji talebindeki düşüşü bile tersine çevirdiğini vurguladı.
Haftalık Çevre Bültenine Kaydolun
En önemli haberleri anında alın
Yenilenebilir ve nükleer enerjinin payı ilk kez yüzde 40’a ulaştı
Küresel enerji üretiminde yenilenebilir ve nükleer enerji kaynaklarının payı ilk kez toplam üretimin yüzde 40’ına ulaştı.
- 2024 yılında dünya genelinde 700 gigavatlık yeni yenilenebilir enerji kapasitesi devreye alındı,
- Elektrik üretimindeki artışın yüzde 80’i yenilenebilir ve nükleer enerjiden karşılandı,
- Fosil yakıtlar içinde en büyük talep artışı doğal gaza yönelik oldu.
Doğal gaz talebi, son 10 yıldaki yıllık ortalama 75 milyar metreküplük artışın üzerine çıkarak, 2024’te 115 milyar metreküplük bir büyüme kaydetti.
TAVSİYE EDİLEN
Buna karşılık, küresel petrol talebi yalnızca yüzde 0,8 arttı ve toplam enerji talebindeki payı ilk kez yüzde 30’un altına düştü. Kömür talebi ise yüzde 1 artış gösterirken, bu büyümenin yüzde 90’ından fazlası Çin ve Hindistan kaynaklı oldu.
Karbon emisyonlarında sınırlı artış, ancak riskler devam ediyor
Küresel enerji sektöründen kaynaklanan karbon emisyonları 2024’te yüzde 0,8 artarak 37,8 milyar tona ulaştı. Bu artışta rekor sıcaklıklar nedeniyle yükselen enerji talebi etkili oldu.
Ancak, yenilenebilir enerji, nükleer santraller, elektrikli araçlar ve ısı pompalarının yaygınlaşması sayesinde 2019’dan bu yana 2,6 milyar ton karbon emisyonu engellendi. Bu miktar, küresel emisyonların yüzde 7’sine denk geliyor.
Gelişmiş ülkelerde karbon emisyonları yüzde 1,1 azalarak 10,9 milyar tona düştü ve son 50 yılın en düşük seviyesine geriledi. Buna karşılık, emisyon artışının büyük bölümü Çin dışındaki gelişmekte olan ülkelerden kaynaklandı.
Çin’deki karbon emisyonları yavaşlasa da, kişi başına düşen emisyon miktarı gelişmiş ekonomilerden yüzde 16 daha yüksek ve küresel ortalamanın neredeyse iki katı seviyesinde.
Ekonomik büyüme ve emisyonlar arasındaki bağ zayıflıyor
Fatih Birol, temiz enerji teknolojilerinin hızla yaygınlaşmasıyla birlikte ekonomik büyüme ile karbon emisyonları arasındaki ilişkinin giderek zayıfladığını belirtti.
“2024 yılında tüm ana yakıt türlerine ve enerji teknolojilerine talep arttı. Yenilenebilir enerji bu büyümede en yüksek payı alırken, onu doğal gaz takip etti. Güneş, rüzgar, nükleer enerji ve elektrikli araçlardaki güçlü artış, ekonomik büyüme ile emisyonlar arasındaki bağı giderek zayıflatıyor.”
Temiz enerjiye geçiş hızlanıyor, ancak emisyon riski sürüyor
2024, enerji talebinin hızla arttığı ancak temiz enerji kaynaklarının da rekor seviyeye ulaştığı bir yıl oldu. Yenilenebilir enerji ve nükleer güç küresel elektrik üretiminin yüzde 40’ını oluştururken, fosil yakıtlara olan bağımlılık azalmaya başladı.
Ancak, doğal gaz ve kömür gibi yakıt türlerine yönelik talebin artmaya devam etmesi, karbon emisyonlarını tamamen düşürmeyi zorlaştırıyor. Uzmanlar, iklim hedeflerine ulaşabilmek için yenilenebilir enerji yatırımlarının daha da hızlandırılması gerektiğini vurguluyor.
Fotoğraf: Pixabay