Avrupa’nın önde gelen yenilenebilir enerji şirketlerinden Danimarkalı Orsted, ABD’deki Revolution Wind projesinin durdurulması üzerine Trump yönetimine karşı dava açtı.
Şirket, 350 bin eve enerji sağlayacak 1,5 milyar dolarlık projenin tamamlanması için mahkeme kararı talep ediyor. Geçtiğimiz ay ABD hükümeti tarafından durdurulan bu proje, ülkede yenilenebilir enerji yatırımlarının geleceği hakkında ciddi endişeler doğurdu.
Bu dava neden bu kadar önemli? Çünkü bu, bir yenilenebilir enerji devinin doğrudan bir hükümet kararına karşı hukuki yollara başvurması anlamına geliyor. Orsted’in bu adımı, Trump yönetiminin yenilenebilir enerji projelerine yönelik artan baskısına karşı önemli bir direniş göstergesi olarak yorumlanıyor.
Haftalık Çevre Bültenine Kaydolun
En önemli haberleri anında alın
Proje iptalinde ‘ulusal güvenlik’ gerekçesi
Geçtiğimiz haftalarda ABD Ulaştırma Bakanlığı, ülke genelindeki 12 deniz üstü rüzgar enerjisi projesine ayrılan toplam 679 milyon dolarlık fonu iptal ettiğini duyurmuştu. Trump yönetimi, bu kararı alırken ‘ulusal güvenlik endişelerini’ öne sürmüştü. ABD İçişleri Bakanı Doug Burgum, rüzgar türbinlerinin düşmanlar tarafından denizaltı saldırılarını gizlemek için kullanılabileceği gibi sıra dışı iddialar ortaya atmıştı.
TAVSİYE EDİLEN
Orsted ise mahkemeye sunduğu dilekçede, şirket ve ortaklarının projenin onay süreçlerine milyarlarca dolar yatırım yaptıktan sonra alınan durdurma kararının “keyfi” olduğunu belirtti. Bu hukuki mücadele, çevresel hedeflerle siyasi ve ekonomik kararlar arasındaki gerilimi gözler önüne seriyor.
Türkiye ve küresel enerji dönüşümü için ne anlama geliyor?
ABD’de yaşanan bu gelişmeler, dünya genelinde yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımların siyasi risklere ne kadar açık olduğunu gösteriyor. Türkiye de kendi yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşmak için rüzgar enerjisi potansiyelini aktif olarak kullanıyor. Ancak, büyük ölçekli projelere yapılan bu tür siyasi müdahaleler, yatırımcı güvenini zedeleyebilir ve küresel enerji dönüşümünü yavaşlatabilir. Bu durum, yenilenebilir enerji yatırımlarının sağlam ve öngörülebilir yasal ve siyasi çerçevelere ihtiyaç duyduğunu bir kez daha kanıtlıyor.
Yorum
Orsted’in Trump yönetimine karşı açtığı dava, yenilenebilir enerjinin geleceği için bir dönüm noktası olabilir. Bu olay, iklim değişikliğiyle mücadeledeki en büyük engellerden birinin, bilimsel ve çevresel gerçekler yerine siyasi ve ekonomik çıkarlar olabileceğini gösteriyor. Projenin hukuki akıbeti ne olursa olsun, bu dava, yenilenebilir enerji yatırımlarının sadece teknik veya ekonomik faktörlere değil, aynı zamanda siyasi istikrara da ne kadar bağımlı olduğunu net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Kaynak: Reuters








